Avrupa Birliği > Saymakla bitiremedik

 Saymakla bitiremedik

Başbakan Prag’da “59 yıldır AB kapısındayız, yapmadığımız ne var adama sorarlar” diye sert çıktı ama, Türkiye’nin eksiklerinin listesi uzun
 

Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da temaslarda bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çek Başbakanı Petr Neças ile görüşmesinin ardından yapılan ortak basın toplantısında, Türkiye-AB ilişkilerine ilişkin önemli mesajlar verdi.


Türkiye’nin AB’ye üyelik süreciyle Şangay İşbirliği’ndeki diyalog ortaklığı durumunun, birbirine alternatif olmadığını belirten Erdoğan, Türkiye’nin yıllar süren AB üyeliği sürecini örneklerle eleştirdi. Yakın bir süreçte Brüksel’e ziyarette bulunacağını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: “Tarih belirlenmeye çalışılıyor. Brüksel’e gideceğim. Türkiye’nin AB’ye müracaatı eğer resmi müracaat olarak ele almazsak 50 yılı aşmış durumda. Çünkü bizim asıl bu işin kapısında oluşumuz 59 yıla dayanıyor. 1963 yılında resmi müracaat süresi başlamıştır. Bu süre içerisinde Türkiye’nin bu kadar oyalanması affedilir ve dayanılır bir şey değil. Adama sorarlar, 54 yıl Türkiye gibi bir ülkeyi bu kapıda niye bekletiyorsunuz? Yapamadığı, yapmadığı veya yerine getirmediği ne var? Birçok AB ülkesinin standardı Türkiye’nin yakaladığı seviyede değil. Türkiye olarak ayaklarımızın üzerinde duruyoruz. Avrupa Birliği bizi resmen almıyor ama Avrupa’da zaten 5 milyon Türk yaşıyor. Oyalamayın gelin bu işi bitirelim.’’

Önce kriterleri yerine getirin

Çek Başbakanı Neças de, “Kriterleri yerine getirdikten sonra Türkiye’nin AB üyeliğini destekliyoruz’’ dedi.


Tam üyelik için daha yapılacak çok iş var

Başbakan Erdoğan, “Yapamadığımız ne kaldı” diye AB’ye serzenişte bulunmasına karşın hem müktesebatın uyumu hem de uygulama açısından Türkiye’nin Avrupa standartlarının gerisinde olduğu çok sayıda konu bulunuyor. Bunların bir çoğu her yıl İlerleme Raporları’nda dile getiriliyor.

Erdoğan’ın sözlerini değerlendiren Taraf yazarı AB Uzmanı Cengiz Aktar, temel özgürlükler konusunda hemen her alanda büyük sorunlar olduğunu belirterek, “Türkiye’nin kendi hazırladığı ilerleme raporuna bakarak siyasi anlamda uyumu tamamen sağladığını söylemek ciddi olamaz” dedi. Kürt sorununun çözümü, yargı paketleriyle yapılan değişikliklere de dikkat çeken Aktar, “Bugün yapılması gereken rest çekme değil, AB’nin de Türkiye’nin de karşılıklı yapıcı adımlar atmasıdır” diye konuştu.


İşte atılmayan adımlar

En sert raporlardan biri olarak kabul edilen 2012 İlerleme Raporu’nda dile getirilen bazı başlıklar şunlar:

» Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu Avrupa Birliği kriterlerini karşılamaktan uzak.

» Milli Güvenlik Kurulu’nun yapısında değişikliğe gidilmesine karşın kurul varlığını sürdürüyor.

» Askeri yargı hâlâ kalkmadı.

» Darbe anayasası yürürlükte

» Yargıda büyük sorunlar var adalet sistemi ağır işliyor

» Özellikle insan hakları konularında suç işleyen devlet görevlilerinin yargılanmalarına ilişkin mevzuat sorunlu.

» Seçim barajı çok yüksek, temsilde adalet sağlanamıyor.

» Mali sistem şeffaf değil.

» Çevre müktesebatı AB’yle uyumlu hale getirilmedi.

» Ayrıca kadına yönelik aile içi şiddet gibi konularda yasal uyum sağlanmasına karşın Avrupa için büyük sorun teşkil eden uygulamalar bulunuyor.

» Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine (AİHS) ekli kadına şiddetle ilgili üç protokol henüz onaylanmadı.

» Yolsuzluk davalarıyla ilgili izleme mekanizması oluşturulmadı.

» Etik davranış kurallarının, akademisyenler, askeri personel ve yargıya teşmil edilmesi konusunda ilerleme kaydedilmedi.

» Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulunun kurulmasına ilişkin mevzuat kabul edilmedi.

» İnsan hakları savunucularının aleyhine başlatılan cezai kovuşturma sayısı endişe verici.

» İşkence davaları için zamanaşımı konusunda herhangi bir istisna yok.

» Mahkûmların ve ziyaretçilerinin soyundurularak aramaya tabi tutulmaları da dâhil olmak üzere, kötü muamele iddiaları endişe kaynağı olmaya devam ediyor.

» Cezaevlerinin izlenmesine ilişkin standartlar, BM standartlarına uygun değil.

» STK’ların mali açıdan sürdürülebilirliğine mani olan yasal ve bürokratik engeller devam ediyor. İç ve dış yardımların toplanması zor ve bürokratik prosedürler yavaş.

» Din adamlarının eğitimine ilişkin kısıtlamalar sürüyor.

» 2009’da Alevilere yönelik olarak yapılan açılım somut bir şekilde devam ettirilmedi.

» Sendikaların içişlerine yönelik devlet müdahalesi devam ediyor.

» Avrupa Konseyi’nin Gökçeada ve Bozcaada ile ilgili olarak aldığı 1625 (2008) sayılı Karar hâlâ uygulanmadı.

 

Taraf, 05.02.2013

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız