Avrupa Birliği > AB’nin göçmen politikası utanç verici

AB’nin göçmen politikası utanç verici

Anlaşmazlıklar nedeniyle 13 yıldır ortak mülteci politikası geliştiremeyen AB, 2011’de sığınma talep edenlerin yüzde 10’unu kabul etti. Bu oran ABD’de yüzde 20 

 

Ortak bir mülteci politikası geliştirmeyi 13 yıldan fazla bir süredir planlayan Avrupa Birliği’nin (AB), devlet ve hükümet başkanları, Yugoslavya Savaşı nedeniyle artan mülteci sayısından yola çıkarak böyle bir hedef koymuştu. O dönem mülteci akınından en çok Almanya ve Avusturya etkilenmişti. Bugün ise AB’ye gelen mültecilerin çoğu Yunanistan üzerinden giriş yapıyor. Malta ve Kıbrıs da yoğun mülteci akınına uğramaktan yakınıyor. 1999 yılında biraraya gelen devlet ve hükümet başkanları, Birlik ülkelerinin sorumluluğu beraber üstlenmesi kararını almıştı. Ancak kararlaştırılan bu hedefe hâlâ ulaşılamadı. Hatta bir uzlaşma bulunması için 2012 sonuna kadar tanınan süre de doldu ama söz konusu hedef hâlã beklemede...

Yüzde 90’ı dokuz ülkede
 
Ekim 2012’de yapılan son hamlede İsveç İçişleri Bakanı Tobias Billström, şunları söylemişti: “Günümüzde Avrupa’ya varan mültecilerin yüzde 90’ını 27 AB ülkesinden sadece 9’u barındırıyor. Bence bu konu birlikte hareket edilmesini gerektiriyor.”
 
Mülteciler politikası, birçok AB ülkesinde yıllardır çok tartışılan konulardan birini oluşturuyor. Almanya mülteci politikalarında en çok eleştirilen ülkelerden biri... Avrupa Parlamentosu üyesi ve Alman politikacı Nadja Hirsch, ülkede çok fazla sayıda nitelikli iş gücü sahibi mülteci bulunduğunu, ancak onlara çalışma izni verilmediği için sığınmacıların, genelde devlete bir yük olarak görüldüğünü kaydediyor. İsveç’in ise tam tersine daha liberal bir istihdam politikasına sahip olduğunu belirten Hirsch, vasıflı sığınmacılara hemen iş olanağı sağlanarak hem mültecilerin topluma uyumu hem de ülke ekonomisine katkısının kolaylaştırıldığını kaydediyor.

AB mültecilere açık olmalı
 
AB Komisyonu’nun içişlerinden sorumlu üyesi Cecilia Malmström de Avrupa’nın mültecilere daha açık hale getirilmesini istiyor. Korunmaya ihtiyacı olan insanlara kucak açmanın AB’nin görevi olduğu kaydeden İsveçli politikacı, demografik açıdan zaten giderek yaşlanan Avrupa toplumunun sığınma başvurusunda bulunmasa bile göçmenlere ihtiyacı olduğunu vurguluyor. Malmström, “Avrupa, yabancılara kapalı bir kale mi yoksa onlara açık bir kıta mı?” sorusunu gündeme getiriyor. Zira bu soru, AB’ye 2012 yılı Nobel Barış Ödülü’nün verilmesi ile de sık sık tartışılmıştı. Uluslararası Af Örgütü, yürüttüğü mülteci politikası nedeniyle AB’nin bu ödüle layık olmadığını savunmuştu. Malmström de Avrupa’nın mülteci politikasına eleştirel yaklaşıyor: “AB, 2011 yılında dünya genelinde sığınma talep edenlerin yaklaşık yüzde 10’unu kabul etti. Bu da 20 milyon insana tekabül ediyor, yani AB nüfusunun yüzde 4’üne. Ama buna doğru perspektiften bakmalıyız. Örneğin ABD, dünya genelinde sığınma talep edenlerin yüzde 20’sini kabul ediyor, bu da ABD nüfusunun yaklaşık yüzde 13’ü demek.”

Mültecinin ayak bastığı ülke sorumluluğu alır
 
AVRUPA’NIN iltica politikasını, Dublin II adı verilen yönetmelik düzenliyor. Bu yönetmeliğe göre mültecinin ilk ayak bastığı ülke, o mültecinin sığınma talebinden sorumlu olarak kabul ediliyor. Eğer sığınma başvurusunda bulunan kişi, ilk ayak bastığı ülkeden başka bir AB ülkesine geçerse yine ilk geldiği ülkeye gönderilebiliyor. İşte o nedenle AB’ye gelen mültecilerin ilk ayak bastığı Yunanistan gibi ülkeler, bu düzenlemenin bir an önce değiştirilmesini istiyor. Ama Almanya’nın İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich gibi bazı politikacılar ise mülteci akınının kendi ülkesine yöneleceği endişesi ile bu düzenlemenin sürdürülmesini istiyor. Alman politikacı Nadja Hirsch ise, çözüm olarak mülteciler kotası öneriyor.
 
Taraf, 14.01.2013

 

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız