Avrupa Birliği > Türkiye'de AB için olumlu bir enerji var

Türkiye'de AB için olumlu bir enerji var

Başbakan Erdoğan'ın AB Büyükelçilerine verdiği yemekte konuşulanları, Çek Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Eva Filipi, NTV'ye değerlendirdi.

ANKARA - Başbakan Erdoğan'ın Başbakanlık Resmi Konutu'nda AB büyükelçilerine verdiği yemekte, AB dönem başkanı Çek Cumhuriyeti'nin Ankara Büyükelçisi Eva Filipi de vardı.

Filipi toplantıdan sonra NTV'nin sorularını yanıtladı.

Filipi Türk tarafında yeni, olumlu bir enerji olduğunu düşündüğünü ve yeni Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Avrupa Birliği ve Türkiye rüyasına yürekten inanan bir kişi olduğunu söyledi.

Sayın Başbakanın mesajlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İlk önce uzun bir aradan sonra bu yemeğin gerçekleştiğini söylemeliyim. Yani son öğle yemeği Avrupa Birliği başkanlığı Slovenya’dayken gerçekleşmişti. Fransa’nın başkanlığı esnasında böyle bir yemek gerçekleşmedi. Dolayısıyla bu yemeğin aslında Çek Cumhuriyeti başkanlığına da bir teşekkür babında olduğunu düşünüyorum. Çünkü Çek Cumhuriyet Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğinin en büyük destekçilerinden birisi. Onun için çok mutlu oldum. Başbakan pek çok mesaj verdi. Başbakan eğer bazen eleştirel yaklaşıyorsa bazı üye ülkelere, bunun yanlış olduğunu söyleyemeyeceğim açıkçası. Çünkü bence 2004’te müzakereler başladıktan sonra, biz bir vaatte bulunduk. Bir nevi sözleşme yaptık. Bu sözleşmenin her iki tarafı da vardır. Ve o zaman oy birliği ile verilmiştir. Bütün ülkeler Türkiye'ye 'evet' dediler.

Avrupa’daki bazı liderler, Sarkozy gibi ya da Almanya Başbakanı Merkel gibi hala Türkiye'nin tam üyeliğini karşı çıkıyorlar. Türkiye aynı zamanda siyasi bir silah olarak kullanıldı Avrupa Parlamentosu seçim kampanyalarında...
Evet ben de bunun çok talihsiz bir vaka olduğunu düşünüyorum. Söylemiş olduğum gibi, verilmiş olan söz sözdür. Ve biz bu oyunu adil bir şekilde, hakkaniyetli bir şekilde oynamalıyız. Benim yanıtım bu olacaktır.

Başbakan konuşmasında irtica ile mücadeleye ilişkin belgenin gerçek olup olmadığından bahsetti mi? Size böyle bir bilgi verdi mi?
Bu mesele gerçekten yalnızca Türk vatandaşlarının değil, yabancılar için de çok çok önemli. Biz de bu olayları büyük bir endişe ile izliyoruz. Ancak şu ana kadar biraz kafamız karıştı. Değerlendirme yapmak için biraz beklememiz gerekiyor. Doğrusu biz bugün Başbakanla yaptığımız tartışmalarda bu konuyu ele almadık. Ama doğrusu herkes açısından büyük bir endişe konusu bu ve çok yakından takip ediyoruz.

Türkiye PKK terörüne karşı mücadele ediyor. Aynı zamanda hükümet Kürt sorununu çözmek için bir yol haritası üzerinde çalışıyor. Siz bu konuyla ilgili Türkiye'deki süreci nasıl görüyorsunuz ve aynı zamanda bugün bu konuyu ele aldınız mı?
Bu da bugün yürüttüğümüz tartışmanın bir parçası olmadı, ancak bu benim mesajımın bir parçasıydı. Çünkü Avrupa Birliği olarak çok güçlü bir şekilde Türkiye'deki bu tarz terörist saldırıları kınıyor ve Türk halkı ile dayanışmamızı her seferinde ilan ediyoruz. İlk olarak bunu söylemek gerekiyor. İkincisi Avrupa Birliği’nde üyeler, PKK ile mücadele konusunda Türkiye'yle dayanışmamızı güçlendirmek konusunda bir anlaşmaya varıldı denilebilir. Örneğin Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde finans kanallarının durdurulması konusunda çalışmalar var. Ben bunun hem Türkiye'deki halka, hem de Sayın Başbakan Erdoğan’a da bir mesaj olduğunu düşünüyorum. Biz bu konunun yalnızca askeri şekillerde değil, ekonomik ve toplumsal bir takım önlemlerle de çözülebileceğini düşünüyoruz. Ama her halükarda Avrupa Birliği PKK’yı terörist örgüt olarak değerlendiriyor. Ahmet Türk ve diğer başkanlarla birlikte pek çok tartışmalar yürütülecek. Biz de onlara "silahları önce bir kenara koyun, ondan sonra diyalog yürütülsün" diyeceğiz. Çünkü birisi sizi öldürmek istiyorsa, o tarafla diyalog yürütmeniz mümkün değil.

Başbakan Erdoğan ilk defa olmak üzere azınlık okullarında ders kitaplarının öğrencilere ücretsiz dağıtılacağını söyledi. Bu adımı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu dönemde aslında Türkiye'de bir çok tabunun yıkılmakta olduğunu düşünüyorum. Bu adımın kesinlikle çok olumlu olduğunu düşünüyorum. Her bir ayrıntı, gündemde olan her bir konuyu ele alacak olsaydık, öğle yemeğinden yarın akşam yemeğe kadar birlikte oturmak zorunda kalırdık. Avrupa Birliği troyka meselesi, ifade özgürlüğü, dini inançlar özgürlüğü... Her iki taraf da zaten ne beklendiğini biliyor. Dolayısıyla bence Başbakanla öğle yemeği bütün bu maddeleri tek tek ele almak için uygun bir ortam değil.

Ama biliyorsunuz, Heybeliada çok önemli şu anda Avrupa Birliği müzakerelerinde...
Elbette öyle. Sanırım iki hafta önceydi, konseyde çok geniş bir şekilde ele alındı. Çok Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile sizin Dışişleri Bakanınız birlikte bunları konuştular. Bence çok olumlu bir düşünce ortamı gündeme geldi.

Avrupa tarafı olarak sizin mesajlarınız neydi? Başbakan Erdoğan’a ne gibi mesajlar verdiniz?
Tabi benim konuşmam vardı ilk önce. Sorular ayrı bir konuydu. Benim mesajım şuydu: "Biz yeni olumlu bir enerji olduğunu düşünüyoruz Türk tarafında. Ve gerçekten yeni Dışişleri Bakanı da Avrupa Birliği ve Türkiye rüyasına yürekten inanan bir kişi. Aynı zamanda ulusal eylem planı ve reformlar söz konusu ve bu reformla ilgili gruplar sürekli bir araya gelecekler ve bu kriterlerin nasıl gerçekleştirileceğine ilişkin görüşmeler yapacaklar. Yalnızca ben değil, pek çok meslektaşım böyle hissediyor. Yeni, olumlu bir enerji var. Başbakanınız Brüksel’e gitti bakanınız gitti, hatta CHP başkanı da Brüksel’e gitti. Ve bütün bu gelişmeler çok çok olumlu. Elbette Avrupa Birliği içinde bazı üye ülkeler hala "doğru mu, değil mi" tarzı düşünceler içine giriyor. Ama bence bu sorular çok yanlış. Çünkü bizim sözlerimizi tutmamız gerekiyor.

Avrupa Birliği Ankara protokolünün uygulanmasına bu yılın sonunda artık ele almayı düşünüyordu. Eğer bu yılın sonuna kadar Kıbrıs’la ilgili bir çözüm bulunmazsa, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği nasıl etkilenecek?
Kıbrıs yalnızca Türkiye için değil, bizler için de bu süreçteki en acılı konulardan bir tanesi. Bence 2004’te Kıbrıs’ta yaşananların, çok açık ifade etmek istiyorum, siyasi olarak doğru olmadığını düşünüyorum. Avrupa Birliği içinde bir program var. Keşke çözüm burada olsa. Ben iyimser bir insanım. Ama bizim yalnızca iyimser değil, aynı zamanda son derece gerçekçi de olmamız gerekiyor. Dolayısıyla şimdi hem Türkiye'nin hem de bizim omuzlarımızda nasıl "bu engeli nasıl birlikte aşacağız" sorusu var. Ankara’nın Dostları isimli bir grup var. Biz bir şekilde bunlarla bir araya geleceğiz ve bir beyin fırtınası yürüteceğiz bu sorunu nasıl aşacağımıza dair tartışacağız.

ntvmsnbc.com, 22.06.09

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız