Avrupa Birliği > AB zirvesinde gündem denetim

AB zirvesinde gündem denetim
Avrupa Birliği ülkelerinin liderleri bugün Brüksel'de bir araya gelerek gelecekte yeni bir finans krizini önlemek için, piyasaların nasıl daha sıkı denetlenebileceğini tartışacak.

AB liderleri Avrupa çapında bir mali denetim kurumu oluşturmak istiyor.

İngiltere ise bu kurumun, ulusal hükümet olarak kendi denetim gücünü azaltmasından ve Londra'nın "finans merkezi" özelliğine zarar vermesinden kaygılı.

Ancak diğer AB üyeleri, İngiltere'nin nihayetinde yeni denetim kurumuna onay vereceğine inanıyor.

AB liderleri iki günlük zirvelerinde ayrıca Ekim ayında Lizbon Anlaşması'nı yeniden referanduma sunma sözü veren İrlanda'ya verilecek güvenceleri ele alacak.

Liderler İrlanda'yı ikna edebilmek için, yasal bağlayıcılığı olan bir deklarasyon yayınlayacak.

Deklarasyon İrlanda'nın tarafsızlık, kürtaj ve vergi gibi bazı konulardaki kaygılarını gidermeye yönelik olacak.

Genişleyen AB'nin işleyişini yeniden düzenleyen ve yürürlüğe girmesi için 27 birlik üyesinin de onayı gereken Lizbon Anlaşması, geçen yıl İrlanda'da referandumda reddedilmişti.

Zirvenin bir diğer gündem maddesi de, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun bir dönem daha görevini sürdürüp sürdürmeyeceği.

53 yaşındaki muhafazakar lider Barroso, bir beş yıl daha bu görevde kalmak istiyor.

Başka aday olmadığı ve pekçok ülke de zor bir dönemde devamlılık getirmesi için onu desteklediğinden, Barroso'nun zirvede fazla zorlanması beklenmiyor.

Ancak daha sonra Avrupa Parlamentosu'ndan da onay alması gerekecek.

BBCTurkish.com, 18.06.09

Barroso’nun en zor sınavı

AB liderlerini bir araya getirecek zirvede, AB Komisyonu Başkanı Barroso’nun yeniden bu göreve seçilip seçilmeyeceği netlik kazanacak. Ülkeler, zor bir dönemden geçen AB’de güçlü bir Komisyon başkanı istiyor.

Avrupa Birliği zirvesi öncesinde hararetli bir diplomasi trafiği yaşanıyor. Konu, Avrupa Birliği Komisyonu’na önümüzdeki beş yıl boyunca kimin başkanlık edeceği. Zirvede liderlerin üzerinde uzlaşması gerekecek en kritik kararların başında bu madde geliyor. Gerçi görevdeki Komisyon Başkanı José Manuel Barroso’nun yeniden aday gösterilme şansı çok yüksek. Ancak Almanya ve Fransa gibi birliğin önemli ülkelerinin hükümetleri onayı bekleterek Barroso’yu terletiyor.

Barrosu’nun olumlu bir yanı aynı zamanda bir zaafını da ortaya koyuyor. Zira uyumlu bir kişi ve yetenekli bir müzakereci olarak nitelendirilen Barroso, aynı zamanda fırsatçı ve sık sık fikir ve tavır değiştiren bukalemun olarak da görülüyor.

Barroso’ya muhalif sesler

Ayrıca sadece devlet ve hükümet başkanlarının Barroso’ya destek açıklaması yeterli değil. Zira Barroso’nun görevine devam edebilmesi için Avrupa Parlamentosu’nun da onayına ihtiyacı var.  Ve şu anda bu çoğunluk sağlanmış görünmüyor. Yeşillerin Avrupa Parlamentosu’ndaki grup başkanı Daniel Cohn-Bendit’in önerebileceği  karşı adayı yok ancak böyle bir aday bulacağına inancı var.

 “Avrupalı kişiliği olan,  tüm siyasi akımlar tarafından kabul görecek bir aday olmalı. Barrosu’yu isteyenler kadar onun bukalemun yöntemlerinden bıkanları da ikna edebilmeli.”

AB’yi bekleyen dev sorunlar

Avrupa Birliği ülkeleri, siyasi ağırlığı olan bir Komisyon başkanına ihtiyaç duyuyor. Zira 27 üyeli Birlik önünde dev sorunlar bulunuyor. Bunların başında da, AB’nin kurumsal yapısını yenilemesi hedeflenen ancak İrlanda’da referanduma takılan Lizbon Antlaşması geliyor. Bu antlaşmanın İrlanda’da yeniden referanduma sunulması bekleniyor. Birlik ülkeleri, antlaşmayı İrlandalılar açısından daha cazip kılmak için geçtiğimiz yıl Aralık ayında, “tarafsızlığın korunması” ve “kürtaj yasağı” gibi bazı önemli konularda tavizler vermişti. İrlandalılarla müzakereleri Avrupa Birliği Dönem Başkanı Çek Cumhuriyeti’nin Avrupa İşleri’nden Sorumlu Bakanı Stefan Füle yürüttü. Füle, liderler zirvesinde bu konuda uzlaşma sağlanacağını ümit ediyor: 

“Garantiler, İrlanda yurttaşlarının ilk referandumda ifade ettikleri kaygıları giderecek güçte olmalıdır. Bununla birlikte Lizbon Antlaşması yeniden sorgulanmamalı ve geçtiğimiz Aralık ayında yapılan zirvede alınan kararların ötesine geçilmemeli.”

Ekonomik kriz ve iklim koruma

Avrupalı liderler ayrıca yıl sonunda Kopenhag’da yapılacak İklim Zirvesi’ne de hazırlanıyorlar. Uzmanlar, AB’nin ekonomik krizi öne sürerek iklim koruma önlemlerini ihmal etmesinden endişe ediyor. Birlik ülkelerinin Kopenhag’daki zirveye görüş ayrılıklarıyla gitmeleri ve bu yüzden de Avrupa Birliği’nin ağırlığını yitirmesine yol açılmak istenmiyor. Lüksemburg’da zirveye hazırlık yapmak amacıyla yapılan dışişleri bakanları toplantısına katılan Almanya Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Günter Gloser umudunu şu sözlerle ifade etti:

“Avrupa Birliği’nin, Almanya’nın dönem başkanlığında da ifade edildiği gibi liderlik rolünü üstlenmesi sağlanmalı. Ayrıca AB dışındaki ülkelerle, yani özellikle gelişmekte olan ve gelişmenin eşiğindeki ülkelerle ilişkilerimiz bakımından önem taşıyan bir diğer konu da finansman konusunda uzlaşma sağlamamızdır.”

 Ancak finansman, mali açıdan güçlüklerle karşı karşıya olan birçok hükümet açısından sıkıntılı bir konu. Bu nedenle uzun vadeli hedefler gözden kayboluyor. 

dw-world.de, 17.06.09

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız