Avrupa Birliği > "Pozitif gündem" resmen başladı

"Pozitif gündem" resmen başladı

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB ile Pozitif Gündem'in resmen başlatıldığı günde sürece "pozitif" yaklaşmak istediğini söyleyerek, "Negatif yaklaşmak istersek eleştirecek çok şey bulabiliriz. Ama şu da bir gerçek, bizi de eleştirmek isteyenlerin bulabileceği çok konular olabilirl" dedi.

Bakan Bağış, Türkiye-AB ilişkilerindeki duraklamanın aşılmasını amaçlayan Pozitif Gündem'i AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Stefan Füle ile resmen başlatarak, düzenlenen ortak basın toplantısında soruları yanıtladı.

Bağış, 23. fasılda AB'nin tarama raporlarının henüz Türk tarafına iletilmediğinin hatırlatılarak, bu durumda çalışma gruplarının nasıl çalışacağının sorulması üzerine, 23. fasılda net açılış kriterleri olmamasının sıkıntı olarak görülebileceğini ancak bu alanda Türk tarafının attığı adımların da ortada olduğunu kaydetti. AB Komisyonu'nun bu gelişmeleri özel görüşmelerinde takdir etiğini belirten Bağış, bu çerçevedeki bazı gelişmeleri örneklerle anlattı.

Türkiye'de son dönemde insan hakları ve ifade özgürlüğü açılarından çok önemli gelişmeler yaşandığını ifade eden Bağış, Türkiye'yi eleştiren kesimlerin  bu eleştirileri sırasında en çok 23. ve 24. fasıllarla ilgili konuları gündeme getirdiklerini kaydetti. Bağış, "Bir yandan bu fasılların açılması bizim de takdir ettiğimiz bir şekilde Konsey tarafından diğer fasılların önünde bir öneme sahip olmuşken, Türkiye'nin bu konularda yapması gerekenlerin ilan edilmemiş olması zaten bu eleştirilerin haksızlığını ortaya koymaktadır" dedi.

Bağış, Pozitif Gündem ile birlikte bu konuları AB ile birlikte ele alacaklarını ve mevzuatları karşılaştıracaklarını söyleyerek, bu sürecin aynı zamanda Komisyon'u Türk tarafının haklı olduğu konularda doğru bilgilerle donatmak için fırsat olacağını bildirdi.

Aynı soruya karşılık Füle de bu alandaki tarama raporunun bir taslak olarak Komisyon tarafından 2006 yılında hazırlandığını ancak o dönemden bu yana çok gelişmeler yaşandığını söyleyerek, şu anda da anayasa hazırlanması çalışmalarının devam ettiğini anımsattı. Füle, son dönemdeki gelişmelerle üstünde çalışacak sağlam bir zemin bulunduğunu belirterek, İlerleme Raporları ile de bağlantılı olarak üstünde ilerlenecek bir çalışma raporu bulunduğunu kaydetti.

Rum kesiminin AB Dönem Başkanlığı'nın Türkiye tarafından protesto edileceği dönemde neler olacağının sorulması üzerine de Bağış, bir tarafın protesto edilebilmesi için o tarafın öncelikle tanınması gerektiğini söyleyerek, Türkiye'nin dönem başkanlıkları ile zaten fazla bir işi olmadığını, Lizbon anlaşması gereği müzakerelerin AB Komisyonu ile yürütüldüğünü kaydetti.

Pozitif Gündem'in AB'ye Türkiye'ye yaptığı haksızlıkların ve çifte standartların üstünü örtme fırsatı verip vermediğinin sorulmasına karşılık da Bağış, şu yanıtı verdi:

"Arkadaşlar bugün pozitif yaklaşıyoruz, negatif yaklaşmak istersek eleştirecek çok şey bulabiliriz. Ama şu da bir gerçek, bizi de eleştirmek isteyenlerin bulabileceği çok konular da olabilir. Bu ilişki iki mükemmel arasında devam eden bir ilişki değil. Avrupa'nın da kendine has sorunları var, Türkiye'nin de kendine has sorunları var. Bunları tespit edip birlikte çözüm bulmak için çalışma grupları oluşturuyoruz, Pozitif Gündemi ortaya koyuyoruz. Ben bu açıdan yaklaşıldığında aynı müzakere sürecindeki kararlılığımız gibi Pozitif Gündem'deki kararlılığımızın iki taraf için de yararlı olacağına inancımı vurgulamak istiyorum."

Stefan Füle ise bu soruya karşılık olarak, Pozitif Gündem'in aslında katılım sürecine tekrar kredibilite kazandırmak için ortaya konduğunu söyleyerek, bunun iki taraflı bir oluşum olduğunu kaydetti. "Pozitif gündem'i katılım müzakerelerinin üstünden geçen ayrı bir köprü olarak düşünmeyin. Bu ayrı bir köprü değil, katılım müzakereleri ile birlikte hareket eden bir sistem. İşleri tekrar rayına oturtuncaya kadar bize yardımcı olacak bir araç" diye konuşan Füle, Pozitif Gündem'in müzakerelerden izole bir unsur olmadığını, ilişkilerin önemli bazı taraflarını sürece entegre etme imkanı verdiğini kaydetti.

Pozitif Gündem çerçevesinde ilk olumlu sonuçları almaya da başladıklarını belirten Füle, bu oluşumun ayrıca gerek Türk gerekse AB halklarının desteği ile ilgili de yardımcı olacağını kaydetti. Füle, son 2 yılda  kamuoylarına sunulan fazla bir şey olmadığını söyleyerek, süreci yeniden başlatmak ve AB'den beklentileri canlandırmanın önemine dikkati çekti.

Müzakereleri darbe anayasası ile yürütmenin nasıl bir şey olduğunun sorulması üzerine de Bağış, herkesi kucaklayacak sivil bir anayasa için çalışmaların sürdüğünü hatırlatarak, Türk halkının 12 Eylül 2010  referandumunda darbe anayasasına karşı en iyi yanıtı verdiğini kaydetti. Yeni anayasa çalışmalarını önemsediğini belirten Bağış, AB Komisyonu'nun da yeni anayasa sürecine destek verdiğini hatırlattı. Bağış, "Darbe anayasası ile müzakerelere başlayan ilk ülke değiliz, ama darbe anayasası ile müzakereleri bitiren ilk ülke de olamayız. Darbe anayasası ile müzakerelere başlamış olan Yunanistan, İspanya ve Portekiz de sivil ve halkını kucaklayan anayasaya kavuştuktan sonra müzakereleri sonlandırmıştır. Türkiye de aynı şekilde kendi vatandaşlarının desteğini almış, sivil ve AB standartlarının üstünde bir anayasa ile müzakereleri tamamlayacaktır" diye konuştu.

Füle de bu soruya karşılık olarak, katılım müzakerelerinin bir süreç olduğunu, bu süreçte Türk halkının yararına olacak reformların ortaya konmasında bir standart belirlendiğini söyleyerek, katılım süreci devam ederken  anayasa değişiklikleri gibi bazı somut adımların atıldığını ve bu adımların Türkiye'yi AB'ye bir adım daha yaklaştırdığını ifade etti. Füle, yeni anayasanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha tekrarlamak istediğini  kaydederek, yeni anayasanın çok kapsayıcı olması gerektiğini, çünkü haklar ve özgürlükler denildiği zaman Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşlarını kapsamasının çok önemli olduğunu bildirdi.

 
cnnturk.com, 17.05.2012
Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız