Hırvatistan'da halk AB üyeliğine karar vermek için sandık başına gidiyor.
Yaklaşık 4,5 milyon kayıtlı seçmen, sandık başında ''Hırvatistan Cumhuriyeti'nin AB'ye üye olmasını destekliyor musunuz'' sorusuna yanıt verecek. Geçerli oyların yarıdan fazlasının “evet” çıkması durumunda AB üyeliği için geri sayım başlayacak. Hırvatistan'ın imzalamış olduğu Katılım Anlaşması, gelecek aylarda 27 AB ülkesinin parlamentoları tarafından onaylanacak. Hırvatistan, üyelik müzakerelerine başladığı 2005 yılından 8 yıl sonra, 2013 yılı Temmuz ayında AB'nin 28'inci üyesi olacak.
Seçim öncesi yapılan anketler, halkın yaklaşık yüzde 60'ının AB üyeliğine "evet" oyu kullanacağını gösteriyor. Ancak gözlemciler, AB'deki mali krizin Hırvat seçmeni etkileyebileceğini "evet" oylarının oranının düşebileceğini belirtiyor.
Hükümet için AB stratejik hedef
Yaklaşık 20 yıl önce eski Yugoslavya'dan bağımsızlığını sağlayan Hırvatistan'da hükümet, AB üyeliğini stratejik bir hedef olarak görüyor. AB üyeliğinin, Balkanlar'da kanlı savaşların yaşandığı dönemi tümüyle geride bırakacağı, bölgeye istikrar ve refah getireceği düşünülüyor.
Hırvatistan Cumhurbaşkanı Ivo Josipovic, halka referandumda "evet" oyu kullanmaları çağrısında bulunurken, "hayır" oyunun “sorumsuzluk” olacağını kaydetti. Hırvatistan Dışişleri Bakanı Vesna Pusic de referandumdan "evet" çıkmasının, ülkenin “iktisadi geleceği” için şart olduğunu söyledi.
Ekonomisi büyük ölçüde turizm gelirlerine bağımlı olan Hırvatistan, son üç yıldır resesyon yaşıyor. Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'nın 2012'de yüzde 1 azalacağı tahmin ediliyor. Ülkede işsizlik oranı halen yüzde 18 düzeyinde.
Kiliseden üyeliğe destek
Hırvatistan'da milliyetçi ve aşırı sağcı partiler ise AB üyeliğine ulusal egemenliğin kaybedileceği, ulusal kültürün ve kimliğin tehlike altına gireceği gerekçesiyle şiddetle karşı çıkıyor.
Ülkede etkili olan Katolik kilisesi ise geçtiğimiz haftalarda "evet" kampanyasına katılarak AB üyeliği ile birlikte ulusal kimliğin kaybolacağı endişelerinin yersiz olduğu mesajlarını verdi.
Referandum öncesinde aşırı sağcı grupların başkent Zagreb'de ve ülkenin çeşitli kentlerinde gösteriler düzenledi. Bu gösterilere katılımın düşük olması dikkat çekerken, çıkan olaylarda en az 5 kişi gözaltına alındı.
