Avrupa Birliği > "Türkiye konusunda tavrımız net"

"Türkiye konusunda tavrımız net"

Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn'in Sözcüsü Krisztina Nagy, "Bizim Türkiye konusunda tavrımız çok nettir. Bunu da onlarca ve yüzlerde defa dile getirdik. Burada önemli olan Türkiye'nin AB kriterlerini yerine getirmesidir" dedi.

Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn'in Sözcüsü Krisztina Nagy, günlük olağan basın bilgilendirme toplantısı sırasında ABHaber'in "Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, AB'nin Türkiye ve Rusya ile yeni bir ekonomik ve güvenlik alanı oluşturması önerisi getirdi. Bu konuda AB kurumlarında yeni bir çalışma var mı? Ayrıca Türkiye'nin Avrupa Parlamentosu seçimlerinde seçim malzemesi yapılmasını nasıl karşılıyorsunuz?" sorusunu yanıtlarken şunları söyledi:


"Demokratik toplumlarda tartışmak sağlıklı bir şeydir. Bu çerçevede her şeyi konuşup tartışabilirsiniz. Fakat her tartışma üzerinde Komisyon olarak yorum yapma durumunda değiliz. Bizim Türkiye konusunda tavrımız çok nettir. Bunu da onlarca ve yüzlerde defa dile getirdik. Burada önemli olan Türkiye'nin AB kriterlerini yerine getirmesidir."

Sözcü, "Cumhurbaşkanı Gül, enerji faslının açılmasını istedi. Komisyon buna nasıl yaklaşıyor?" sorusuna da "Bu tüm taraf olan ülkelerle tartışılması gereken bir konu'' karşılığını verdi.

Cumhuriyet, 11.05.2009

"Sarkozy oy için Türkiye'yi kullanıyor"

Avrupa Parlamentosundaki Yeşil Grup lideri Daniel Cohn Bendit, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin, Haziran ayında düzenlenecek Avrupa Parlamentosu seçiminde aşırı sağın oylarını alabilmek için Türkiye'nin AB üyeliğini tekrar tartışma konusu yapmaya başladığını söyledi. La Tribune gazetesine konuşan Cohn Bendit, Sarkozy'yi, "Türkiye konusunu iç politika malzemesi olarak kullanmakla" suçladı ve "Sarkozy, bunu aşırı sağın oyu için yapıyor" dedi.

Alman ve Fransız liderlerinin Türkiye'ye "tam üyelik" yerine "imtiyazlı ortaklık" önermelerini eleştiren Cohn Bendit, bu önerinin "Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılamayacağını" vurguladı.

Türkiye'nin AB üyeliğinin şu anda gündemde olmadığını, bu üyelik için şimdiden "evet" ya da "hayır" demenin anlamsız olduğunu kaydeden Cohn-Bendit, "Türkiye'nin üyeliği gündemde olduğunda zaten Sarkozy cumhurbaşkanı koltuğunda olmayacak" ifadesini kullandı.

cnnturk, 11.05.2009

Sarkozy ve Merkel'den yine Türkiye çıkışı

Avrupa'nın iki büyük gücü, Türkiye'nin AB üyeliğine muhalefetini sürdürüyor. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Türkiye'ye AB üyeliği konusunda "boş vaatlerde" bulunmaktan vazgeçmeleri gerektiğini söyledi. Alman Başbakan Angela Merkel de, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğunu tekrarladı; "Türkiye ile imtiyazlı ortaklığa 'evet', AB üyeliğine 'hayır' diyoruz" dedi. Sarkozy, Alman "Bild am Sonntag" gazetesine verdiği demeçte, AB içinde birlikte karar verdikleri takdirde büyük bir ağırlığa sahip olduklarını belirterek, "İyi organize olmuş bir Avrupa'ya ihtiyacımız var. Bu nedenle de Lizbon Anlaşması'na ihtiyacımız var" dedi.

"Sınırsız bir şekilde genişleyemeyeceklerini" kaydeden Sarkozy, "Türkiye'ye de boş vaatlerde bulunmaktan vazgeçmeliyiz. Bunun yerine birlikte nasıl büyük ortak bir ekonomik ve yaşam bölgesi yaratabiliriz, bunu düşünmemiz lazım. Böyle bir şeyi Rusya'ya da teklif edebiliriz" diye konuştu.

Almanya Başbakanı Merkel de, Berlin'de düzenlenen "Almanya-Fransa Gençler Buluşması" etkinliğine, Sarkozy ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering ile birlikte katıldı.

Merkel, Almanya ve Fransa'nın güçlü bir Avrupa için birlikte çalıştıklarını söyledi; "birliğin sürekli genişleyerek, hareket kabiliyetini yitirmesinin anlamsız olduğunu" belirtti.

Avrupa Birliği'nin sınırları olması gerektiğini vurgulayan Merkel, "AB'nin komşularıyla olan ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla da Akdeniz Birliği'ni destekliyoruz" dedi.

Toplantıda, "Türkiye'nin AB üyeliğine hayır" pankartları açıldı.

Türkiye tartışması

Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesi Fransa'da, Türkiye'nin AB üyeliği tartışması giderek önem kazanıyor.

İktidardaki Halk Hareketi Birliği ve Sosyalist Parti'den sonra, ülkenin üçüncü önemli partisi Demokrasi Hareketi "MoDem", Türkiye'nin üyeliği ile ilgili tartışmalara katıldı.

MoDem lideri Francois Bayrou, "Türkiye, AB'nin merkez çekirdeğinde olmayacak" dedi.

Bayrou, "Eğer AB fazla ortak kuralı olmayan sadece serbest dolaşım bölgesi olarak gelişirse, o zaman sadece Türkiye değil Ukrayna, Beyaz Rusya'nın da AB'de yeri olacak. AB, eğer tek bir ses olarak hareket eden ve güçlü kuralları olan bir kurum olursa, Türkiye bunun içinde yer alamaz" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, geçen hafta başında Avrupa Parlamentosu seçimleri dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkışını yinelerken, Sosyalist Parti, ilke olarak Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkmayacağını, kriterler yerine getirildiğinde Türkiye'nin üye olabileceğini bildirmişti.

cnnturk, 10.05.2009

Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye Oturumu

Haziran ayında yeni üyelerini belirleyecek olan Avrupa Parlamentosu, seçimlerden sonra DTP’ye yönelik olarak düzenlenen operasyonların etkisi ve Birleşik Sol Grup’un ön ayak olmasıyla Türkiye konulu bir oturum düzenledi.

“Türkiye’de Demokratik Süreç” başlıklı oturumda verilen mesajlar Avrupa Birliği’nin üç konuyu yakın takibe aldığınıgösterdi.

Bu konulardan birini özelde DTP’nin durumu genelde ise Kürt sorunu oluşturuyor. Oturumda konuşan Avrupa Birliği Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, tüm tarafların içinden bir mesaj çıkarabileceği nitelikte açıklamalar yaptı. Terörizmi kınadıklarını ve Türkiye’nin terörle mücadelesine destek verdiklerini söyleyen Rehn, PKK’nın da Avrupa Birliği’nin terörist örgütler listesinde yer aldığını hatırlattı. Terörle mücadelede insan haklarının dikkate alınmasının gerekli olduğunu vurgulayan Rehn, çoğulculuğun her demokrasinin önemli bir unsuru olduğunu söyledi ve DTP’nin siyasi meşruiyetini seçimlerde sandıktan çıkan oylarla kanıtladığını söyledi. DTP hakkındaki kapatma davasına da değinen Rehn, Türkiye’deki siyasi partiler yasasının Avrupa’daki standartlarla uyumlu olmadığını ifade etti.

Avrupa Birliği’nin yakın takibinde olan bir başka konu da Ergenekon Davası. Rehn, bir yandan Ergenekon Davası’nın sonuna kadar götürülmesinin önemine vurgu yaparken diğer yandan da soruşturmanın son dalgalarında hukukun üstünlüğü ilkesinin tam olarak uygulanıp uygulanmadığı ya da tutuklamaların ardında başka bazı siyasi amaçların olup olmadığının sorgulanabilir olduğunu söyledi.

Basın özgürlüğü de Avrupa Birliği’nin yakından izlediği konular arasında yerini aldı. İfade özgürlüğünün her demokrasinin temel taşı olduğunu vurgulayan Rehn, medya özgürlüğü ve bu alanda Türkiye’de yaşanan son gelişmeler konusunda endişeli olduğunu ifade etti. Rehn, İlerleme Raporu’nda bu konuya mutlaka özel bir bölümde değinileceğini belirtti.

Türkiye’nin reformlar konusundaki performansının AB’yi tam olarak tatmin etmediği de Rehn’in ve oturumda söz alan parlamenterlerin açıklamalarına yansıdı. Rehn, Türkiye’den karışık sinyaller geldiğini belirtti ve iki adım ileri bir adım geri gidildiği hissinin uyandığını söyledi. Rehn, müzakere sürecinin hızının laikliğe saygı ve hukuk devleti çerçevesinde, temel hak ve özgürlükleri artıran reformlar alanında kaydedilecek gelişmelere bağlı olacağını ifade etti.

Jüri henüz kararını vermedi cümlesi ise Avrupa Birliği’nin bazı hassas konuları çok yakından izlediğini ancak hükme varmnadığını özetler nitelikteydi.

 Radikal, 06.05.2009 

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız