Avrupa Birliği > Senede bir gün Avrupa Birliği

Senede bir gün Avrupa Birliği

2011 İlerleme Raporu, Avrupa Birliği ile ilişkileri yeniden gündeme getirdi. Tam üyelik sözünün verilmemesi nedeniyle Türkiye değişimi ‘kafasına göre’ yapıyor

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun 2011 İlerleme Raporu’nun yankıları sürüyor. Bahçeşehir Üniversitesi AB Bölüm Başkanı Doç. Dr. Cengiz Aktar, rapor ile ilgili Taraf ’a yaptığı değerlendirmede, raporun Türkiye’deki eksiklikleri not ettiğini belirterek, “Yıllardır raporlar böyle çıkıyor. Bu 14’üncü rapor. Türkiye değişiyor, dönüşüyor ama işler tam anlamıyla yapılmıyor. Bir dolu eksik iş yapılıyor. Rapor da bunları not ediyor” diye konuştu.

Türkiye’de artık “AB rüzgarının esmediğini” ifade eden Cengiz Aktar, şunları söyledi: “Çünkü AB, Türkiye’ye ‘Sen şunları şunları yaparsan üye olacaksın’ diyemiyor, Fransız Cumhurbaşkanı çıkıp, ‘Ağzınla kuş tutsan üye olamazsın’ diyor. Dolayısıyla Türkiye artık bunu kendi bildiği gibi yapıyor. Türkiye, değişimleri artık kendi kafasına göre yapıyor. O rüzgar 2005’te kesildi. Artık Türkiye’de AB konuşulmuyor. Senede bir gün AB konuşuyoruz.”

Raporda övgüyle söz edilen asker vesayetinin kaldırılması konusunda eksiklerin bulunduğunu belirten Aktar, şöyle konuştu: “Daha bir dolu eksik var. Anayasa yapma biçimi, Kürt çatışmasını çözme biçimi, yargının işleyişi, temsil adaleti, yani seçim barajı, adil yargılama, basın ve ifade özgürlüğü, doğayı koruma, insan ve hayvan sağlığı, çalışma ve iş hukuku, kent yönetimi... Bunların hiçbiri Avrupa norm ve standartında değil.”

Değişimin esas dinamiği toplumsal gelişim

TESEV Başkanı Can Paker de rapor ile ilgili Taraf ’a yaptığı değerlendirmede, AB’nin, Türkiye’deki demokratikleşme gelişmelerini “dün neydi bugün ne oldu” şeklinde takip ettiğini ve farklılıkları rapor ettiğini belirterek, “Ancak toplumlar öyle mekanik olarak değişmiyor. Değişimin esas gücününü sosyolojik dinamikler oluşturuyor” dedi.

Raporda en fazla övgü alan kısmının asker sivil ilişkileri ile ilgili bölümler konusunda Paker, şunları söyledi: “Bugüne kadar kim iktidarda olursa olsun asıl iktidar asker-sivil bürokrasisiydi. Ancak bugün raporda da büyük övgüyle bahsedildiği gibi askerî vesayetin kaldırılması konusunda büyük mesafe alındı. Elbette raporda övgüyle sözü edilen sivilleşme ve demokratikleşme ile ilgili diğer adımların atılmasında AB’nin de etkisi vardır. Tüm bu değişimler AB mevzuatı ve Kopenhag Kriterleri referans alınarak yapılmıştır ancak bu ilerlemelerdeki asıl motor güç toplumsal gelişim ve değişimdir.”

Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin kopukluğunun her iki tarafın birbirleriyle ilgili kuşkularından kaynaklandığını vurgulayan Paker, ilişkilerin iyileşmesinin ancak bu kuşkuların giderilmesine bağlı olabileceğini ifade etti. Raporda dile getirilen yeni anayasa beklentisiyle ilgili bölümlerin önemli olduğunu belirten Can Paker, yine raporda eleştirilen konulardan en fazla önemsediklerinin tutukluluk sürelerinin uzunluğu olduğunu kaydetti.

Anayasa yapımının kapsamlı bir mesele olduğunu vurgulayan Paker, diğer yasal değişiklikler için yeni anayasa sürecinin beklenmemesi gerektiğini ifade etti.

Raporlar hâlâ önemli

İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), müzakere sürecinin ilerlememesi nedeniyle, raporların Türkiye’de eskisi kadar ilgiyle karşılanmadığını bildirdi. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği de (TÜSİAD), İlerleme Raporu’nun, Türkiye’nin AB standartlarında demokrasiye ve ekonomiye sahip olması için bir yol haritası ortaya koyduğunu belirterek, “Özellikle reformların yaşama geçirilmesi Türkiye açısından kritik bir öneme sahiptir” açıklamasını yaptı.

Taraf, 14.10.2011

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız