Avrupa Birliği > [Yorum - Štefan Füle] Türkiye için olumlu bir Avrupa gündemine doğru

[Yorum - Štefan Füle] Türkiye için olumlu bir Avrupa gündemine doğru
Štefan Füle - Avrupa Birliği Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Komisyon Üyesi
Türkiye, Avrupa Birliği için kilit bir ülkedir. Bu nedenle, geçtiğimiz yıl boyunca katılım süreci bağlamında kaydedilen gelişmenin bu denli sınırlı kalması üzüntü vericidir.

Aramızda var olan güçlü siyasi ve ekonomik bağları yeterli düzeyde kullanamadığımız bu durum, her iki tarafta düş kırıklığına yol açmaktadır. Her iki tarafın da daha iyi sonuçlara ulaşmaya istekli olduğu düşüncesindeyim. Türkiye ve AB'nin artan bir entegrasyon ve diyalogdan kazanacakları çok şey var. İşte bu nedenle, yenilenmiş ve olumlu bir AB-Türkiye gündemi oluşturmak istiyoruz. Bu gündemin, beş farklı unsur içermesi gerektiği görüşündeyim:

Öncelikle, Avrupa Komisyonu, reformlar bağlamında Türkiye ile daha yoğun bir şekilde çalışmaya hazırdır. AB katılım süreci, Türkiye'deki reformları ateşleme etkisi kanıtlanmış olan, etkin bir dönüştürücü güç olarak hizmet edebilir. Bugün Türkiye, AB perspektifi sayesinde bundan on yıl öncesine nazaran daha demokratik bir ülkedir. İkinci olarak Türkiye'nin mevzuatını Avrupa Birliği müktesebatıyla uyumlaştırma çalışmalarına devam edeceğini umuyorum. AB müktesebatına artan düzeyde uyum sadece Türkiye'deki tüketici ve vatandaşların korunma düzeyini arttırmakla kalmayacak, aynı zamanda, siyasi ortam elverdiğinde, katılım müzakerelerinde hızla ilerlememize de imkân tanıyacaktır.

Üçüncü olarak gündemimiz, ekonomik ilişkilerimizin potansiyelini azami düzeye çıkartmayı amaçlamalıdır. Gümrük Birliği sayesinde aramızda, derin bir ekonomik ilişki zaten oluşmuş durumda. Bu da, Türkiye ve Avrupa Birliği'nde iş dünyasına muazzam imkânlar sunmaktadır. Birlikte, ticari ve ekonomik ilişkilerimizi daha nasıl derinleştirip genişletebileceğimize bakalım. Dördüncü olarak, Avrupa'ya seyahatler kolaylaştırılmalıdır. İçişlerinden Sorumlu Komisyon Üyesi arkadaşım Cecilia Malmström ve ben, Türk işadamları ve öğrencilerinin Avrupa Birliği'ne yapacakları seyahatleri, çoklu giriş ve uzun dönemli vize verilmesi yoluyla daha da kolaylaştırmak konusunda kararlıyız. Bu konunun önemi hususunda hepimiz hemfikiriz. Türkiye'nin, topraklarını transit ülke olarak kullanan yasadışı göçmenlere ilişkin geri kabul anlaşmasının hızla imzalanmasına yönelik gerekli adımları atması, önemli bir aşama olacaktır.

Son olarak, dış politika alanında AB-Türkiye üst düzey diyaloğunu güçlendirmemiz gerektiğine inanıyorum. Ortak stratejik menfaatlerimizi tartışabileceğimiz değerli bir forum olarak kendini kanıtlayan bu diyalog aynı zamanda her iki tarafa da pek çok fayda sağlayabilecek bir araçtır, özellikle de, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki gelişmelerin ardından bölgedeki risklerin oldukça yüksek olduğu bu dönemde. Türkiye ile Avrupa Birliği'nin demokrasi, insan hakları, istikrar ve refah taleplerini birlikte desteklemelerinde yarar vardır. Halklarının karşılıklı menfaati için Birlik ve Türkiye'yi ekonomik ve siyasi anlamda daha da yakınlaştıracak olan bu beş unsurun bir araya gelmesi, güçlü bir AB-Türkiye gündemi oluşturarak Avrupa Birliği ve Türkiye'yi halklarımızın karşılıklı menfaati doğrultusunda ekonomik ve siyasi anlamda daha da yakınlaştıracaktır.

Türkiye'nin karşısında duran ve kendi gelişiminin önünde engel teşkil eden güçlüklere de değinmek istiyorum: Anayasa reformu, Kürt sorunu ve Kıbrıs meselesi.

Haziran ayında yapılan seçimlerin akabinde Başbakan Erdoğan tarafından açıklanan kapsamlı anayasa reformunun, Türkiye'nin vatandaşlarına gerçek anlamda fayda sağlayabilmesi için tüm siyasi partileri ve sivil toplumu bir araya getirmek suretiyle kapsayıcı olmalıdır. Kamuoyunun katkılarını almak üzere bir web sitesinin oluşturulması ve Meclis'teki tüm partilerin eşit oranda temsil edildiği özel anayasa komisyonunun oluşturulması, bu alanda atılan ilk adımlar olarak cesaret vericidir. Kürt sorunuyla ilgili olarak Türkiye, 2009'da ilan edilen ve bu sorunun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi yönünde büyük umutlar yaratan demokratik açılımı ileriye götürmelidir. Komisyon, terörle mücadelede Türkiye ile tam bir dayanışma içinde olduğunu bir kez daha teyit eder.

Son olarak, Kıbrıs meselesine yönelik iki bölgeli, iki toplumlu federasyon temelinde; BM Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararları ile AB'nin dayandığı temel ilkeler doğrultusunda kapsamlı bir çözüm, sadece ve sadece Türkiye'nin desteği ile bulunabilir. Bulunacak çözüm, bu yönde sarf edilen çabalara gerçekten de değecektir; çünkü çözüm, Akdeniz'de istikrara katkı sağlayacak, Kıbrıs'ın ticaretini ve büyümesini tetikleyerek her iki topluma da fayda sağlayacak, aynı zamanda da Türkiye'nin AB'ye katılım müzakerelerine yeni ve taze bir nefes katacaktır. Beklentilerin tümüyle karşılanmadığı bir yılın ardından bu gündem, hem Avrupa Birliği ve Türkiye için, hem de bizzat Türkiye için iddialı bir gündem niteliğindedir. Aynı zamanda, gerçekleşmesi halinde, hepimize büyük faydalar sağlayacak ve Türkiye'yi AB üyeliği hedefine yakınlaştıracak gerçekçi bir gündemdir.

Zaman, 13.10.2011

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız