Avrupa Birliği > Verhofstadt: Türkiye'nin AB üyeliği için geçerli nedenleri var

Verhofstadt: Türkiye'nin AB üyeliği için geçerli nedenleri var
Avrupa Parlamentosu Liberal Grup (ALDE) Başkanı Guy Verhofstadt, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyeliği için, müzakerelere başlanması kararının alındığı 2004 yılına nazaran bugün çok daha geçerli nedenlerin olduğunu söyledi.

Verhofstadt, beraberindeki heyetle birlikte, Türkiye'deki temaslarına ilişkin Rixos Otel'de basın toplantısı düzenledi.

Ankara ziyareti kapsamında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve parlamentodaki partilerin temsilcileriyle görüşme imkanı bulduklarını kaydeden Verhofstadt, liberal-demokrat grup olarak Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğini desteklediklerini söyledi.

Konuşmasında Türkiye'nin bölgesinde giderek artan önemine dikkat çeken Verhofstadt, "Bize göre, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği için, bu sürecin başladığı 2004'e kıyasla bugün çok daha geçerli nedenler var. Bunun en önemli nedeni de Türkiye'nin büyümekte olan ekonomik potansiyeli ve aynı zamanda bölgesinde taşımakta olduğu önemli stratejik konum" dedi.

Tam üyelik müzakerelerinin tekrar rayına oturtulması ihtiyacı olduğunu dile getirten Verhofstadt, AB ve Türkiye'nin ilgili süreçlerde tekrar beraber çalışmaya başlaması gerektiğini vurguladı.

Verhofstadt, 2012 yılının iki tarafça da "pozitif gündem" yılı olarak kabul edilmesi ve buna göre çalışmalar yapılması gerektiğini belirterek, bu çalışmaların, "Vize serbestisi ve süreçlerinin kolaylaştırılmasının sağlanması için gerekli çalışmaların yapılması, Türkiye ile AB arasında bölgesel meselelerle ilgili stratejik diyaloğun güçlendirilmesi, gümrük birliğine ilişkin problemlerin çözümüne ilişkin çalışmalar yapılması, Katılım Öncesi Mali Yardım aracındaki finansman kaynaklarının artırılması, Avrupa tarafının hem GKRY hem de KKTC'ye BM nezdinde devam etmekte olan müzakerelerin olumlu sonuçlanması için baskı yapılması" olduğunu söyledi.

Grup olarak bazı müzakere fasıllarının tekrar açılması ve mevcut blokların kaldırılmasını önerdiklerini anlatan Verhofstadt, Türkiye'deki yeni anayasa çalışması sürecinden de memnuniyet duyduklarını ifade etti.

Verhofstadt, katılım müzakerelerinin tekrar rayına oturabilmesi ve ilişkilerin canlanabilmesi için hem AB tarafının hem de Türkiye'nin ortak çabalarda bulunması gerektiğini dile getirdi.

-Kıbrıs müzakereleri-

Toplantıda konuşan ALDE Başkan Yardımcısı Alexander Graf Lambsdorff da, yeni anayasa çalışmalarına değinerek, "Bizim anayasaya ilişkin düşüncemiz, AB'nin değerleri ile uyumlu bir metnin ortaya çıkması. Ama en az bunun kadar önem taşıyan konu da, anayasa haricinde yürürlükte olan diğer kanun ve mevzuatların içeriğinin de AB değerleriyle uyumlu hale gelmesi. Özellikle, örgütlenme, ifade ve basın özgürlüğü gibi alanlarda bu uyumun yakalanmasının önemli olduğunu düşünmekteyiz" diye konuştu.

Ankara'daki temasları sırasında Kıbrıs konusunu da ele aldıklarını ifade eden Lambsdorff, şu an BM çatısı altında Kıbrıs'taki müzakerelerin devam ettiğini ve bu sürecin bu yıl sonuna kadar sonuçlandırılmasının öngörüldüğünü kaydetti.

Yaptıkları görüşmelerden, "BM çerçevesindeki müzakerelerin başarıyla sonuçlanmayacağı" yönünde izlenim edindiklerini aktaran Lambsdorff, görüşmelerin BM nezdinde devam ettirildiği sürece bu görüşmelere destek olmaya devam edeceklerini belirterek, şöyle konuştu:

"Ancak eğer BM nezdindeki bu süreç başarıyla sonuçlanmazsa o zaman bizim grup olarak önerimiz: Kıbrıs konusunun bir Avrupa meselesi haline getirilmesi ve AB'nin bu sürece çözüm bulma noktasında daha güçlü bir rol oynaması. Çünkü bizler grup olarak şunu anlamakta zorluk çekiyoruz; sonuçta İstanbul'daki bir semt kadar ya da Ankara'nın dörtte biri kadar bir nüfusa, hatta benim kendi ülkemdeki bir çok şehirden çok daha az nüfusa sahip olan bir Ada'da yaşanan sorun, 75 milyon Türk vatandaşının ve 450 milyon Avrupalının hayatını, kaderini etkilemekte. Dolayısıyla BM nezdindeki müzakere süreci eğer bu yıl sonuna kadar bir çözüm üretmezse, bizim düşüncemiz, AB'nin çok daha güçlü bir rol oynayacağı ve Ada'nın birleşmesi yönünde her iki tarafa da gerekirse baskı da uygulayacağı bir süreç bağlamında bu konunun artık AB'yi ilgilendiren bir mesele olarak algılanması ve çalışılması."

Zaman, 11.10.2011

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız