Avrupa Birliği > Avrupa Türkiye'nin rotasını sorguluyor

Avrupa Türkiye'nin rotasını sorguluyor

Mercator Vakfı'nın desteği ile hazırlanan "Türkiye ne düşünüyor?" adlı raporda, Türk toplumunun AB sürecinde uğradığı hayal kırıklığına dikkat çekiliyor. Ancak Türkiye-AB ilişkilerinin önemini koruduğu vurgulanıyor.

 

Essen merkezli Mercator Vakfı’nın desteği ile hazırlanan rapor "Türkiye ne düşünüyor?" başlığını taşıyor. Berlin’de de merkezi bulunan Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR), Sofya merkezli Liberal Stratejiler Merkezi (CLS) ve İstanbul Ekonomi ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi (EDAM)’ın işbirliği ile hazırlanan rapor, Türk siyasetçi ve uzmanların iç ve dış politikaya yönelik görüşlerinden oluşuyor. "Türkiye ne düşünüyor?" adlı raporda Suat Kınıklıoğlu, Osman Baydemir gibi siyasetçilerin, Atila Eralp, Ayşe Kadıoğlu gibi siyaset bilimcilerin analizleri yer alıyor. Rapor salı akşamı Berlin’de kamuoyuna tanıtıldı. Bu kapsamda düzenlenen panelde ise Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri ve Türkiye’nin dış politikası tartışıldı.

Raporun sonucu

”Türkiye ne düşünüyor?” adlı raporda yer alan dokuz makalede, kimlik, demokratikleşme süreci, Avrupa Birliği ile ilişkiler ve Türkiye’nin dış politikası ele alınıyor. Raporda, Türk toplumunun Avrupa Birliği sürecinde uğradığı hayal kırıklığına dikkat çekiliyor. Buna rağmen, siyasi ve ekonomik alanda Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin önemini koruduğu, bu sürecin Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sağladığı belirtiliyor. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin dış politikasının artık Avrupa odaklı olmadığına, Türkiye’nin bölgesel bir güç olduğuna işaret ediliyor.

"AB'ye ihtiyacımız var mı?"

Raporun tanıtımı için düzenlenen panele katılan Almanya eski maliye makanı Hans Eichel de, son on yılda ilerleme kaydeden ülkelerin başında Türkiye ve Çin’in geldiğini belirtti. Sosyal Demokrat Partili politikacı, Türkiye’deki ekonomik ilerlemenin yanı sıra, Türkiye’nin özgüveninin arttığını vurguladı. Eichel, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerde zor bir dönemin yaşandığını ifade etti. ”Çünkü artık roller değişti. Gözlemlerimize göre Türkiye’de şöyle bir durum var: Türkiye diyor ki, artık Avrupa Birliği’nin bize ihtiyacı var ama bizim Avrupa Birliği’ne ihtiyacımız var mı? Bu çok ilginç bir durum.”

”Türkiye ne düşünüyor?” adlı raporda bir makalesi yer alan Adalet ve Kalkınma Partisi Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Suat Kınıklıoğlu ise Hans Eichel’in bu görüşüne katılmadığını belirtti. Kınıklıoğlu, Deutsche Welle Türkçe Servisi’ne yaptığı açıklamada, Türkiye’de Avrupa Birliği’ne yönelik eski heyecanın kalmamasına rağmen, yine de Avrupa Birliği’nin tamamen gözden çıkartılmadığını söyledi. "Türkler arasında yine de Avrupa Birliği'ne tam üyelik konusunda bir ilgi ve özlem" olduğunu belirten Kınıklıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama buradaki ana belirleyici nokta artık Türkiye’den çok bence özellikle Avrupa Birliği’nin müzakere sürecindeki tavrı, Kıbrıs konusundaki tavır ve bundan sonra Avrupa Birliği’ndeki liderlerden Türkiye’ye yönelik daha kucaklayıcı bir yaklaşımın olup olmayacağı.”

Türkiye'nin dış politikası

Raporun hazırlanmasına katkı sağlayan Liberal Stratejiler Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Ivan Krastev, Türkiye’nin sadece Avrupa’ya değil, bütün dünyaya odaklandığına dikkati çekti. Ancak Krastev, anti-Amerikan tavrının yanı sıra Batı yanlısı olan; bölgesinde de hem otoriter hükümetlerle, hem de aynı ülkedeki demokrasi yanlısı muhalefetle temas halinde olan Türkiye’nin dış politikada artık bir seçim yapmak zorunda olduğunu söyledi. Türkiye’nin komşularla sıfır sorun politikasının başarısızlığa uğradığını savunan Krastev, Türkiye’nin ülkeler arasında arabulucu rol oynamaya çalıştığını, fakat Arap devrimiyle birlikte artık bunun mümkün olmadığını belirtti. Ankara'nın artık yakından takip edildiğini belirten Krastev, "İnsanlar Erdoğan’ın söylediklerine, Türkiye’nin tavrına gereğinden fazla anlam yüklemeye de hazırlar. Kanımca Türkiye, ilk kez Amerika Birleşik Devletleri veya Avrupa Birliği ülkeleri gibi dikkate alınıyor, insanlar var olandan fazlasını görüyor. Türkiye artık bu ülkeler arasında yer alıyor. Bu çok önemli. Bunun sonucunda ise herkesle işbirliği siyasetine artık devam edilemeyeceğine inanıyorum. Komşularla sıfır sorun politikası çok başarılıydı ama artık başarılı değil” şeklinde konuştu.

Adalet ve Kalkınma Partisi Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Suat Kınıklıoğlu ise bu değerlendirmeye katılmadığını ifade etti. "Bu Arap baharı gerçekten Türkiye’nin komşuluk siyasetini daha karmaşık ve daha zorlu hale getirdi ama ben siyasetin başarısız olduğunu düşünmüyorum. Zaten bir çok ülkede bu çekişmeler, gelişmeler devam ediyor, daha sona ermedi. Bu yüzden bence çok erken bununla ilgili bir yargıya varmak.”

dw-world.de, 08.06.2011

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız