Avrupa Birliği > AB'nin gözü Portekiz seçimlerinde

AB'nin gözü Portekiz seçimlerinde
Pazar günkü Portekiz genel seçimleri Avrupa için büyük önem taşıyor. Önemli olan ise hangi partinin kazanacağı değil yeni hükümetin AB ve IMF tarafından öne sürülen ağır tasarruf şartlarını yerine getirip getiremeyeceği.

 

Portekiz 2007 yılında AB’nin, ülke başkentinin adını taşıyan temel ilkeler anlaşmasının imza törenine ev sahipliği yapmıştı. 1986 yılında o zamanki adıyla Avrupa Topluluğu’na dahil olan Portekiz, 90’lı yıllarda hızlı ekonomik gelişme kaydetmiş ama daha sonra durgunluk ve artan kamu harcamaları yüzünden beli bükülmeye başlamıştı. Finans ve borç krizi yüzünden Jose Socrates hükümeti bu yılın mart ayında AB ve IMF’ten acil yardım talebinde bulundu ve azınlık hükümeti istifa etti. 5 Haziran seçimlerinden önce Portekiz’e 78 milyar euroluk yardım paketi hazırlandı.

Avrupa Para Bölgesi Başkanı Jean-Claude Juncker maraton pazarlığın sonunda yardım anlaşmasına varıldığını duyururken, Portekiz’deki siyasi partilerin liderleri de yardım şartlarını kabul ettiklerini yazılı olarak Brüksel’e bildirdiler. Ancak sıkı kemer sıkma tedbirlerinin yeni parlamento tarafından onaylanacağının garantisi yok. Krizle mücadele pazarlığında AB’nin temsilciliğini yapan Jürgen Kröger,“Çok çabuk uygulanabileceği için tasarruf programı oldukça cazip. Bu nedenle, yeni hükümetin programı uygulamakla yükümlü olacağını seçime katılan bütün partilerin bilmesi gerekir” sözleri ile iktidara kim gelirse gelsin, sıkı tasarruf tedbirlerinin mutlaka uygulanması gerektiğini vurguladı.

"Halk kemer sıkmaya katlanamaz"

Portekiz’in üç yıl zarfında ek borçlanmayı azaltıp, finans piyasasında kredi bulabilecek hale gelmesi öngörülüyor. Ülke ekonomisi daralacak. Çoğu Portekizli daha az kazanacak. “Avrupa’nın güneyinde uygulanacak tasarruf tedbirlerinin süresi uzadıkça buna katlanma gönüllüğü azalacaktır. Aynı zamanda kredi itibarı olan ülkelerde de, daha fazla verme mecburiyetini seçmene kabul ettirmek de zorlaşacaktır. Tek, tek her seçmeni, sonunda kazançlı çıkacağına inandırmak kolay olmayacaktır” şeklinde konuşan Lüksemburglu Avrupa Parlamentosu üyesi Frank Engel halkın uzun süre kemer sıkmaya katlanacağına ihtimal vermediğini belirtti.

Kurtarma paketi karşıtları

Finlandiya, Hollanda, Fransa ve Avusturya’da borç krizi yüzünden milliyetçi sağa kayış sürüyor. Almanya’daki koalisyon hükümetinde de müflis Avrupa ülkelerinin milyarlarca euroyla kurtarılmasına karşı çıkan politikacılar var. “Şimdi en önemli görevimiz finans piyasalarında huzursuzluğa yol açmamak olmalı. Ekonomik düzelme ve istihdam artışı için buna mecburuz” diyen para ve mali işlerden sorumlu Komisyon üyesi Olli Rehn, krizlerin AB’yi zorlu bir sınava soktuğunu kaydetti.

Olli Rehn, Yunanistan ya da Portekiz’in iflas etmesinin Avrupa’yı ağır bir resesyona sürükleyebileceğini söylüyor. Portekiz’in toplam gayrı safi hasıla içindeki payı oldukça düşük. Ancak Portekiz bankaları Fransız ve İspanyol bankalarıyla iç içe geçmiş durumda. Portekiz’in ardından İspanya’nın da domino taşı gibi devrilmesinden endişe ediliyor.

“Para yetmeyeceğinden, daimi devlet kurtarma mekanizması kurulamaz. Avrupa bünyesinde köklü mali reform yapılması gerekecek. AB’ne, finans piyasalarında daha fazla güven ortamı yaratabilecek hacimde bir bütçe kazandırılmalıdır” şeklinde konuşan Lüksemburglu muhafazakar Avrupa Milletvekili Frank Engel İspanya, İtalya, Belçika ya da Kıbrıs’ın kriz girdabına kapılması durumunda, yükü kimsenin kaldıramayacağını söyledi.

dw-world.de, 02.06.2011

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız