Yeni Anayasa ile AB’ye girersiniz
AB’nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Füle Ankara’ya önemli mesajlar verdi: Türkiye AB değerlerine daha fazla yaklaşmak zorunda. Sivil Anayasa bunun en önemli adımı
AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, sivil bir Anayasanın, Türkiye’nin AB standartlarıyla uyumlu bir demokrasi sistemini güçlendirmesi için en önemli hareket noktası olduğunu söyledi. Füle, bütün siyasi güçlerin ve sivil toplumun, daha geniş bir kamu istişaresi içerisinde biraraya gelmesinin, yeni bir sivil Anayasa konusunda uzlaşmayı güçlendireceğini kaydetti.
British Council, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı tarafından ortaklaşa düzenlenen “Türkiye-AB: Geleceği Şekillendiriyor” temalı 7. Boğaziçi Konferansı’nın ilk oturumunda konuşan Füle, Türkiye’ye dört kere geldiğini, bunun diğer aday ülkelerde görülmeyen bir durum olduğunu söyledi.
Türkiye’ye dört kez gelmesinin yaklaşımlarını büyük ölçüde etkilediğini ifade eden Füle, oyunun kurallarına göre oynanmasının önemine işaret ederek, katılımın amacının tam üyelik olduğunu, hiçbir imtiyazlı ilişkinin hedeflenmemesi gerektiğini vurguladı.
AB değerlerine yaklaşmak zorunda
Füle, değişen uluslararası düzen içinde Türkiye’nin çok büyük fırsatlara sahip olduğunu, bunun Türkiye için önemli bir sorumluluk anlamına geldiğini belirterek, değişen dünyanın Türkiye’yi de değiştirdiğini kaydetti.
“Türkiye, AB üyeliğini hem ulusal hem de uluslararası iddialarını yerine getireceği stratejik bir hedef olarak görüyorsa, AB değerlerine daha yaklaşmak zorundadır, AB vatandaşları tarafından daha iyi anlaşılmalıdır” diyen Füle, Türkiye’nin AB üyeliğini stratejik bir hedef olarak gördüğünü söyledi.
12 Eylül referandumu önemli
Türkiye halkının, 12 Eylül’de ülkelerinin daha demokratik olmasını istediğine dair bir dileğini hayata geçirdiğini ifade eden Füle, Anayasa değişikliğiyle, AB’nin parçası olarak Türkiye’nin insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir demokratik ulusa dönüşme hedefine yönelik çok önemli bir adım attığını vurguladı.
Füle, “Bu şekilde yargının bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü ve kadın haklarıyla ilgili kurumsal ve anayasal reformların da hemen uygulanması gerekmektedir. Sivil bir Anayasa, Türkiye’nin AB standartlarıyla uyumlu bir demokrasi sistemini güçlendirmesi için en önemli hareket noktasıdır. Burada bütün siyasi güçlerin ve sivil toplumun daha geniş bir kamu istişaresi içerisinde biraraya gelmesi, yeni bir sivil Anayasa konusunda uzlaşmayı güçlendirecektir” dedi.
Kürt meselesinin çözümü
Türkiye’nin önemli engelleri aşmasında yeni bir Anayasa yazılmasının önemli olduğunu ifade eden Füle, şunları söyledi: “Bunlardan bir tanesi temel hakların güçlendirilmesi. Örneğin ifade özgürlüğü. Bunu özellikle gazetecilerin karşı karşıya bulunduğu birtakım yargılamalar konusunda söylüyorum. Özellikle medyanın altında bulunduğu baskı konusunda söylüyorum. Yeni bir Anayasa sayesinde daha tarafsız ve etkin bir yargıyla hukukun üstünlüğü de güçlendirilecektir. Türkiye yeni bir anayasa ile Kürt meselesinin çözümü, azınlıkların karşılaştığı sorunlar konusunda önemli adımlar atacaktır.”
Boğaziçi’ne AB bakışı
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Boğaziçi Konferansı için İstanbul’a gelen Belçika Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Stefan Vanackere, AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle ve İngiltere’nin AB işlerinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı David Lidington ile Çırağan Sarayı’nda ayrı ayrı biraraya geldi.
Bir gazetecinin, “Başbakan Erdoğan’ın Atina ziyaretinde gündeme gelen ve Türkiye’nin AB sürecinde karşısına çıkan Ruhban Okulu’nun açılmasıyla ilgili bakanlığın bir çalışması olup olmadığını”sorması üzerine Davutoğlu, Başbakan ile birlikte yaptıkları ziyaretin ve toplantıların çok verimli geçtiğini belirtti. Davutoğlu, her görüşmede biraz daha ilerleme kaydettiklerini, aradaki güven ilişkisinin pekiştiğini, ortak hedefler çerçevesinde hareket etme konusunda ciddi bir zemin oluştuğunu vurguladı. Davutoğlu, “Biz Türkiye’nin, yasal ve anayasal çerçevesi içinde bütün dinlerin kendi mensuplarına, kendi eğitimlerini verebilme hakkının olduğunu düşünüyoruz. Bu çerçevede yaklaşıyoruz” dedi.
Taraf, 24.10.2010
| 
