Askeri anayasayla AB'ye üye olan ülke yok
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin AB ile müzakere sürecinde dostluk nutukları dinlemek istemediklerini belirterek, "Artık biz tam üyelik tarihinin tartışıldığı platformlar istiyoruz" dedi.
Bağış, bir televizyon kanalında katıldığı programda, Türkiye'nin AB ile müzakere sürecine ilişkin soruları yanıtladı.
AB içinde bazılarının Türkiye'nin önüne "çok büyük, fakir, Müslüman" gibi engeller çıkarmak istediklerini belirten Bağış, Türkiye'nin AB ile 51 yıllık ilişki sürecinde dilinin, kültürünün, dininin Avrupalılar tarafından çok iyi bilindiğini söyledi. Bütün bunların Türkiye'nin önüne bir engelmiş gibi getirilmesini istemediklerini ifade eden Bağış, "Türkiye artık dostluk nutukları dinlemek istemiyor. Artık biz tam üyelik tarihinin tartışıldığı platformlar istiyoruz" dedi.
AB'nin ekonomik sıkıntılar içinde bulunduğunu vurgulayan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, "Ben AB'nin dağılma riskini gerçekçi bulmuyorum. Ekonomik sıkıntılar vardır ve bir kriz vardır. Hangi kriz sonsuza kadar sürmüştür. AB de birkaç yıl sonra bunu atlatacaktır" diye konuştu.
Türkiye'nin diğer bazı üye ülkeler gibi önüne konan herşeyi kabul ederek üye olmak istemediğini söyleyen Bağış, "Öyle isteseydik zaten bu iş 51 yıl sürmezdi" dedi. Türkiye'nin değerlerinden taviz vermeden AB üyesi olmasını istediklerinin altını çizen Bağış, geleneksel değerlerle AB değerlerini birleştirmeyi arzu ettiklerini kaydetti.
Anayasa değişikliği tartışmalarına da değinen Bağış, "Askeri anayasa ile AB'ye üye olan bir ülke yok" diyerek, Portekiz, Yunanistan, İspanya gibi ülkelerin de zamanında askeri anayasa ile yönetildiğini belirtti ve "Ne zamanki anayasalarını sivilleştirdiler. O zaman yavaş giden müzakere süreçleri bir anda hızlandı ve kısa bir süre içinde üye oldular. İnşallah 12 Eylül'de tarih tekerrür edecek" diye konuştu.
Anayasa değişikliğiyle ilgili 12 Eylül'de yapılacak referandumla birlikte Türkiye'nin daha sivil bir anayasaya kavuşacağını kaydeden Bağış, bunun Türkiye'nin sivilleşmesinin dönüm noktası olacağını ve AB üyelik sürecinin bu referandumdan sonra çok daha hızlanacağını ifade etti.
Türkiye'de muhalefetin sürekli olarak hükümeti batıdan kopmakla, eksen kayması ve AB sürecine yeteri kadar önem vermemekle suçladığını belirten Bağış, aslında muhalefetin Türkiye'nin AB yolunda engel çıkarmak için çabaladığını ve muhalefetin "çeteci bir zihniyet" olduğunu söyledi.
Bağış, TBMM'de geçen cuma günü gıda güvenliği ile ilgili yasaların muhalefetin bütün engellemelerine rağmen çıkarıldığını belirterek, gıda güvenliği ve veterinerlik yasasının Türkiye'nin AB müzakerelerinde gıda güvenliği faslını açabilmesinin temel koşullarından biri olduğunu, ancak muhalefetin sürekli olarak bu yasanın çıkmasına engeller çıkardığını kaydetti.
Gıda güvenliği ve veterinerlik yasasının bugün itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini açıklayan Bağış, kendilerinin de yarın bu kanunun tercümesiyle birlikte AB Komisyonuna sunacaklarını ve bu faslın açılması için talepte bulunacaklarını söyledi.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, Türkiye'nin AB ile müzakere sürecinde bir takım sorunlar yaşandığını belirterek, "Ama Türkiye kararlıdır. AB süreci bizim hala en önemli dış politika önceliğimizdir" dedi.
Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nde İran'a yönelik yaptırımlarda "hayır" oyu kullanmasını da değerlendiren Bağış, Türkiye'nin üye 151 ülkenin oyunu olarak BMGK'ya seçildiğini ve kendi görüşlerini açık bir dille aktardığını söyledi.
Star, 13.06.2010
| 
