Vladimir Putin’in devlet başkanı olduğu yıllar Rusya ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkiler açısından uzlaşmazlık ve siyasi çatışma ortamında geçmişti. Putin’in halefi Dimitri Medvedev, göreve başladıktan sonra bir dizi ekonomik ve sosyal reform vaadinde bulunmuştu. AB henüz bu vaatlerin yerine gelmediği kanaatinde. Ancak siyasi rotayla ilgili ifadelerdeki değişikliğin değerini de inkar etmiyor.
AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, Rostov’daki zirvede Rusya Devlet Başkanı'na hitaben, sivil topluma önem verilen ifadeleri memnuniyetle kaydettiklerini belirtti.
Van Rompuy, “Rusya yol ayrımına geldi. Başkan Medvedev’in, Rusya’nın modernleşmesini 21’inci yüzyılın demokratik değerlerine oturtma, ülke ekonomisine modern, çeşitli ve dinamik bir çehre kazandırma ve sivil toplumun aktif katılımını teşvik etme hedefi, önemli bir gelişmeye işaret etmektedir. AB olarak, modernleşmede Rusya’nın ortağı olmak istiyoruz” diye konuştu.
Rusya – AB Zirvesi'nde her iki taraf da öncelikle ekonomik kriz döneminde işbirliğini geliştirmeye kararlı olunduğunu vurguladı. Ancak 25'inci zirve somut sonuçlar getirmedi. Rusya, AB’den, Balkanların batısındaki çoğu ülkeye yaptığı gibi, vize mecburiyetini kaldırmasını beklemekteydi.
Vize sorunu
Rusya Devlet Başkan Medvedev, AB vizesinin kaldırılmamasından hayal kırıklığı duyduğunu dile getirmekle birlikte bu kararı anlayışla karşıladığını da gizlemedi.
Medvedev, “Ülkemiz bu sorunun çözülmesi için üzerine düşeni yapmaya hazırdır. AB gibi 27 ülkeden oluşmayıp tek bir ülke olduğumuz için bizim işimiz daha kolay. Bu alanda ilerleme kaydedilebilmesi için karşılıklı vize uygulamasını konu alan bir proje taslağı hazırladık. İlerleme kaydedilebilmesi için projeyi iyice incelemelerini umarız” dedi.
Çoğu AB ülkesi vizesiz seyahatlerin suistimal edilmesinden çekiniyor. Balkan ülkeleriyle sürdürülen görüşmelerde de bu endişe önemli rol oynamıştı. Bu bakımdan vize mecburiyetinin daha uzun süre yürürlükte kalması bekleniyor.
İnsan hakları ihlalleri
AB Konseyi Başkanı Van Rompuy ikili sorunları da açıkça dile getirdi ve öncelikle insan hakları alanındaki ilerlemenin yeterli olmadığını vurguladı.
Van Rompuy sözlerini şöyle sürdürdü: “Rusya’daki insan hakları savunucuları ile medya mensuplarının durumu AB için büyük endişe kaynağı teşkil etmektedir. Başkan Medvedev’in paylaştığını gördüğüm bir diğer endişemiz de öncelikle Çeçenistan ile Kuzey Kafkasya’nın diğer bölgelerindeki kanunsuzluktur.”
Dimitri Medvedev ise bu konuya girmedi. Aynı zamanda ekonomik himayecilik ve Rusya’nın Gürcistan politikası ile ilgili eleştirileri de sakin bir şekilde dinledi. Rostov zirvesi, AB - Rusya ilişkilerindeki en önemli değişikliğin, görüş alışverişinin gerginlik yaratmadan yapılabilmesinde yattığını gösterdi.
dw-world.de, 02.06.2010
