Avrupa Birliği > AB'yi ulusal hedef yapınca üye olduk

AB'yi ulusal hedef yapınca üye olduk  

Romanya’nın eski Cumhurbaşkanı Ion Iliescu star’a konuştu:

Iliescu, AB üyeliği için hükümet ve muhalefetin mutlaka birlikte çalışması gerektiğini söylerken, “Türkiye zor sorunların üstesinden gelme kapasitesini birçok kez kanıtladı” diye konuştu

Romanya’nın eski Cumhurbaşkanı Ion Iliescu, AB serüveninden, İran’ın nükleer programına, idam edilen eski Romen siyasetçi Nikolay Çavuşesku’dan, füze kalkanı projesine kadar görüşlerini Star’a anlattı.

• AB’ye üyelik Romanya’ya ne getirdi?

Komünizmin çöküşü ile Romanya’da sistem tamamen çökmüştü ancak iki temel hedefimiz vardı. Devlet ekonomisinden piyasa ekonomisine geçmek hiç kolay olmadı ama uluslararası bakış açısıyla NATO ve AB’ye üyelik için çok önemli bir fırsat doğmuştu. Devrimden hemen sonra yeni siyasi parti patlaması yaşandı. Mayıs 1990’da seçime gittiğimizde 90 parti yarıştı, 17’si meclise girdi. Ancak tüm farklılıklara ve politik kavgalara karşın siyasetçiler AB ve NATO’ya entegrasyonun ülkenin ulusal çıkarına olduğu konusunda hemfikirdi. Başka hiçbir konuda uzlaşamasak da bu tek ortak noktamızdı. AB’ye entegrasyon için ulusal uzlaşma çok kritikti.

TÜRKİYE AB’Yİ ZENGİNLEŞTİRİR

• Pek çok kişi Romanya üye olduğunda Türkiye’ye haksızlık yapıldığını düşündü. 20 yılda üye oldunuz, Türkiye ise yarım asırdır bekliyor.

Türk toplumundaki hayal kırıklığını anlıyorum. AB içindeki tüm görüşmelerimizde Türkiye’nin üyeliğine verdiğimiz desteği vurguluyoruz. Türkiye’nin içindeki tartışmalar ve ülkenin modernizasyonu için AB üyeliği büyük önem taşıyor. Türkiye’nin üyeliği AB’ye çok şey katacak. Hala birçok krize gebe olma potansiyeli taşıyan Ortadoğu ile Avrupa arasında iletişim için Türkiye stratejik önemde. AB içinde Müslüman Türkiye’ye karşı şüpheyle yaklaşan önyargılı bir kesim var. Kıbrıs, Kürt sorunu gibi politik sorunlar da var ama Türkiye zor sorunların üstesinden gelme kapasitesini kanıtladı.

• Türkiye’deki en büyük zorluk, ulusal hedef olmaması mı sizce?

Evet. Türkiye’nin içindeki değişim çok önemli. 1992’den beri her yıl Türkiye’ye geliyorum ve büyük değişimi kişisel olarak gözlemledim. İstanbul gerçek bir Avrupa metropolü haline geldi. İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olması da bunun bir göstergesi. Avrupa kültürü çeşitliliğiyle zengindir. Türkiye’nin katılımı bu zengin çeşitlilik için büyük önem taşıyor. Türkiye’nin katılımı Avrupa’yı küreselleşen dünyada daha etkin kılacaktır.

• AB’nin yeni üyelerinin karar alma mekanizmalarında çok etkili olamıyor. Ayrıca Washington’a yakınlık Brüksel’de kimi zaman Troya atı olarak görülüyor.

Haklısınız. Doğu Avrupa’ya genişleme AB için çok zorlu bir görevdi. AB’nin eski üyeleri gelişmiş sanayi toplumuna bizden 100 yıl önce geçtiler. Siyasi gelişmedeki farklılık ekonomilerimize yansıdı. Bizim en önemli sorunumuz ekonomi. Gayri milli hâsılalar arasında çok büyük fark var. Gelişmiş AB ülkelerinde köy yok. Onların köy dediği yerler bizim şehirlerimiz gibi. Bizim ülkemizde büyük şehirlerle köyler arasında ciddi fark var. 

• Batı İran’ın nükleer silah yapmaya çalıştığını düşünüyor. Türkiye ise Batılılardan farklı düşünüyor. Sizce İran barışçıl nükleer faaliyetler mi hedefliyor?

Bazı ülkeler nükleer güce karşı, bazıları kullanıyor. Nükleer enerji temiz bir enerji. ABD, Almanya hatta Fransa’nın enerjisinin yüzde 70’i nükleer. Ancak barışçıl nükleer enerjiyi sağlarken, silah yapımında kullanılabilecek teknoloji konusunda da ciddi bilgi ediniliyor. İran hassas bir konu ama diyalogun büyük önem taşıdığına inanıyorum ve Irak’ta yaptığımızı yapmamalıyız.

• Türkiye içindeki tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Her şeyden önce Türkiye ekonomik açıdan büyük bir başarı örneğidir. Siyasi alanda da bir gelişme var. Avrupalı Türkiye’de ordu sivil ilişkisini anlayamıyor. Avrupa demokrasilerinde ordu sivil kontrolün denetiminde. Biz de AB sürecinde 300 bin askerden 70 bin askere düştük ve ordu sivil denetime tabi tutuldu. Bu Türkiye için çok hassas bir sorun. Çünkü Atatürk’ten sonra ordu radikalizmle mücadelenin ve demokrasinin bekçiliğini yaptı. Avrupalılar Türk ordusunun demokrasiyi korumak için geçmişte ve günümüzde oynadığı bu rolü anlamıyor.

KUZEY KORE NEDENİYLE SÜRÜLDÜM

• Çavuşesku’nun infazına giden süreci anlatır mısınız? Neler yaşadınız?

Trajik bir sondu, tüm diktatörlerin sonu gibi. Gorbaçov açıklık politikasını getirdiğinde, değişim ve reform ihtiyacını anlamadı. Birçok ülke bu fırsatı kullanarak, barışçıl bir dönüşüm gerçekleştirdi. İçerideki tepkileri, sosyal patlamayı görmedi. Kendi kaderini kendisi yazdı. Beni Çavuşesku atamıştı ama sadece 5 ay sürdü. 1971’de Çin ve Kore’ye yapılan resmi gezide tartıştık. Kuzey Kore modeli onu büyülemişti. Ülkede açıklık ihtiyacı bu kadar artmışken nasıl Kore’yi örnek alabilirdik? Beni görevden aldı. Demokrasi kolay gelmedi. Çavuşesku’nun çevresindekilerin Çavuşesku’ya ‘dur’ diyecek cesaretleri yoktu. İnsanların üzerine ateş açtığında Merkez Komite yine Çavuşesku’nun yanında yer aldı. Bu da bizim trajedimiz oldu.

FÜZE KALKANI RUSYA’YA KARŞI

Füze savunma sistemi ilk ortaya atıldığında İran, Kuzey Kore ve Rusya’ya yönelik bir kalkandı. Romanya ABD ile bu konuda anlaştı. Sizin için füze savunma sistemi İran’a yönelik bir korunma mı yoksa Rusya’ya yönelik bir kalkan mı?  

Bu konuda değişik yaklaşımlar var. Rusya’nın bu konuda düşmanca bir tutum takındığını anımsamak gerekir. İran askeri olarak çok büyük bir güç değil ancak Rusya çok kuvvetli ve bu nedenle Romanya’nın bir korumaya ihtiyacı var. İran konusunda ise Romanya Irak’taki hatasını tekrarlamaktan kaçınacaktır.

ASKER GÖNDERMEYE MECBURDUK

• Irak’tan asker çeken en son ülkelerden biri Romanya oldu. Bush yönetimi bile bazı hatalarını kabul etti. Siz Irak’a asker gönderdiğiniz için pişmanlık duyuyor musunuz?

ABD’de bile pek çok kişi Irak macerası konusunda eleştirel bir yaklaşım içinde. ABD Irak savaşına girmeden önce Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ile bir araya geldiğimde bana “Kimse Saddam rejiminden memnun değil ama Irak karışık bir ülke. Önemli olan Saddam’ın nasıl indirileceği değil, onu indirdikten sonra ne olacağı” demişti. Tamamen haklıydı. Şimdiki durum Saddam zamanından daha karışık. Nobel ödüllü ekonomist Stiglitz, savaşı çok sert dille eleştirerek, ekonomik krize etkilerini yazdı.

• Peki, Romanya niye işgalin içinde yer aldı?

Romanya için bu bir yükümlülüktü, zorunluluktu. Çünkü ABD’nin yardımıyla NATO üyesi olmuştuk. Müttefikimize dayanışmayı göstermek görevimizdi.

• Şimdi İran konusu gündemde. Romanya hala ABD ya da Fransa, Almanya gibi AB’nin en güçlü ülkeleriyle birlikte hareket etme zorunluluğu hissediyor mu?

Bu hassas bir sorun. Ama Irak savaşının İran konusunda herkesi çok daha dikkatli hareket etmeye zorlayacağını ve diyalogla bir çözüm aramaya düşünüyorum.

Star, 16.05.2010

Konu ile ilgili sayfalar...
3/31/2017 - Avrupa Birliği Brexit stratejisini açıkladı...
3/28/2017 - Gürcüler vizesiz Avrupa'da ...
3/25/2017 - AB'nin 60'ıncı doğum günü ...
3/11/2017 - AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Hahn: Türkiye’ye bazı mali yardımlar durduruldu ...
3/1/2017 - Avrupa Konseyi: Türkiye otokrasiye sürükleniyor ...
Bütün başlıklar için tıklayınız