AB değerleri evrensel değerlerdir
Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Avrupa değerlerinin adalet, hukukun üstünlüğü, şeffaflık, hesap verebilirlik, insan onuruna saygı, hoşgörü ve çoğulculuk gibi siyasi değerler olduğunu belirterek, ''Avrupa Anayasası'nın temelinde yatan bu değerler, bütün anayasalarda bulunuyor. Dolayısıyla sadece Avrupa'ya ait değerler değil bunlar, evrensel değerler'' dedi.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Kültür, Bilim ve Eğitim Komisyonu Toplantısı, İstanbul'da Dedeman Oteli'nde başladı.
Devlet Bakanı Aydın, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, bu toplantının yeri ve zamanlamasının önemine işaret ederek, İstanbul'un pek çok kültür ve medeniyetin beşiği olduğunu ve Avrupa 2010 Kültür Başkenti seçildiğini hatırlattı.
Toplantının konusu olan bilim, kültür ve eğitimin birbiriyle bağlantılı 3 alan olduğunun altını çizen Aydın, Avrupa'da özellikle kültür yaşamına katılımda bir engel teşkil edebilecek ''kültürcü argümanlar'' bulunduğunu ifade etti. Bakan Aydın, şöyle devam etti:
''Türkiye-AB ilişkilerinin kültür boyutu, bugün en hararetli tartışılan konulardan biri. Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkanlar bunun için 3 sebep öne sürüyorlar. Diyorlar ki, 'Türkiye çok büyük, nüfusu fazla yoksul, sınırları fazla problemli ve Türk kültürü, Avrupa kültüründen fazla farklı.' Mesela bağımsız komisyonun hazırladığı raporda açık bir şekilde kültür bazen din yerine kullanılabiliyor. Yani İslam'dan bahsederken örtük bir şekilde 'kültür' denebiliyor. Bütün kültürcü argümanların kuramsal ve bilimsel zaafına ve siyasi açıdan kısa görüşlü olmalarına rağmen yine de kısaca bakmak gerekir. Bu argümanlar yeterince değerlendirilip tartışılmış değil. En uç noktada bu kültürcü sav fazla duygusal, akıl dışı, radikal ve hatta ırkçı olabilmekte, çoğu zaman ve bütün bunlara rağmen oldukça da güçlü. Özellikle Avrupa sokaklarında ve özellikle de genel seçim kampanyaları sırasında çok destek görüyor kültürcü sav.''
-MEDENİYETLER İTTİFAKI-
Bu kültürcü savların zaaflarını ele alan önemli belgeler de bulunduğunu, Avrupa Konseyi'nin hazırladığı son raporun çok ses getirdiğini ifade eden Aydın, Türkiye'nin de destek verdiği BM'nin Medeniyetler İttifakı girişiminin Avrupa Konseyi tarafından da büyük destek gördüğünü vurguladı.
Medeniyetler İttifakı girişiminin amacının kültürel çeşitliliğin siyasi yönetimine destek vermek olduğunu belirten ve bunun Avrupa Konseyi'nin de öncelikli hedefi olduğuna vurgu yapan Bakan Aydın, şunları söyledi:
''Avrupa bütünleşmesi uzun güçlü ve çok kapsamlı bir süreçtir. Ve burada 3 alt süreç olduğunu söyleyebiliriz; birisi siyasi, ekonomik ve kültürel. Ve kültür bütünleşmesi ilk aşamadan itibaren gündemde kalmıştır. Örneğin Katolik çevreler Avrupa kimliğine, kültürüne, medeniyetine istinaden Hristiyanlığın bu kimlikte halen önemli bir rol oynadığını iddia etmiştir. Protestan çevreler ise daha çok siyasi ve ekonomik boyutla ilgilenmişlerdir ama Türkiye görünür bir unsur haline geldiğinde bu süreçte, Türkiye ve Avrupa arasındaki ilişkinin kültür boyutu yeni bir düzeye çıktı. Ve son zamanlarda hazırlanan bütün ilerleme raporlarında bu belirtiliyor ve deniyor ki, 'Avrupa kamuoyuyla, kamu liderleriyle Türkiye yakın bir ilişki içinde olmalıdır. Ve Türkiye kendisinin Avrupa'ya ait olduğunu göstermelidir.'
En azından Avrupa değerleri diye bir şey yoktur. Yanlış değil bu kavram ama yeterince kapsamlı değil. Avrupa değerleri dediğimiz şeyler bizim temel yasalarımızın temelinde yatıyor. Bu metinde temel değerlere gönderme yapılıyor. Bunlar adalet, hukukun üstünlüğü, şeffaflık, hesap verebilirlik, insan onuruna saygı, hoşgörü ve çoğulculuk gibi siyasi değerlerdir. Avrupa Anayasası'nın temelinde yatan bu değerler, bütün anayasalarda bulunuyor. Dolayısıyla sadece Avrupa'ya ait değerler değil, bunlar evrensel değerler.
Türkiye bu değerlere sadece aşina olmakla kalmıyor, bu değerlere sahip bir ülkedir. Kendi eğitim sisteminde, hukuk sisteminde, yönetim sisteminde bu değerlere sahiptir. Bu yüzden bu önemli bir konu. Medeniyetler İttifakı raporunun hazırlanmasına katkıda bulundum. Bu yüzden Türkiye bu konuda çok aktif ve aktif olmaya devam edecek.''
-TBMM MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI SAĞLAM-
TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Mehmet Sağlam da toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'de ilköğretimden yüksek öğretime kadar birbirini izleyen çeşitli eğitim reformları gerçekleştirildiğini, bütçeden en yüksek payı son 2 yıldır eğitimin aldığını, okul öncesi eğitimin 32 ilde zorunlu hale getirildiğini bildirdi.
Türkiye'de tüm illerde üniversite kurulduğunu ve toplam 147 üniversitenin var olduğunu aktaran Sağlam, anayasa değişikliği kanununun da kısa bir süre önce TBMM'de kabul edildiğini ifade ederek, şunları söyledi:
''Bunu da Venedik Komisyonu'nun tavsiyeleri uyarınca yaptık. Çocukların, kadınların, engellilerin ve dezavantajlı konumda bulunan kişilerin korunması, insan haklarının teşviki, demokrasinin artırılması ve özellikle de engellilerin ve toplumun dezavantajlı ve yoksul denilebilecek kişilerinin korunması yolunda getirilen tavsiyeleri benimsedik. Ülkenin yasama, yürütme ve yargı standartları Avrupa değerlerine paralel olarak gelişmektedir. Mustafa Kemal Atatürk çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmak için bu değerleri benimsemenin önemini vurgulamıştır ve bir taraftan öz kültürümüzü korurken diğer taraftan Avrupa kültürünün prensiplerini benimsemek bizim için çok önemli. Biz zaten Türk halkı olarak yüzyıllardır bu standartları biliyoruz. Biz Avrupa'da kendimizi çok rahat hissediyoruz, umarım siz de kendinizi Türkiye'de rahat hissedeceksiniz.''
Star, 10.05.2010
|
