AİHM > 2010'un hak ihlal şampiyonu: Türkiye

2010'un hak ihlal şampiyonu: Türkiye
Ahmet ve Nedim'in tutuklanmasını, 'İkisine özel bir durum değil, hep böyleydi' diye savunanlar haksız değil!

Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklanmasıyla Türkiye’nin gözaltı-tutuklama-tutukluluk ve ‘adil yargılama’ sorunu bir kez daha gündeme geldi.
Malum, Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) imzalamış bir ülke. Bu sözleşme, uluslararası anlaşma niteliğinde. O yüzden TC Anayasası’nın da üstünde. 

Israrlı ihlal
Sözleşmeyi gözeten Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararları, Türkiye için bağlayıcı.
Kararlar bağlayıcı olmasına bağlayıcı da Türkiye ‘ısrarlı ve istikrarlı’ biçimde AİHS’yi ihlal etmeyi ve mahkûmiyet kararlarının gereğini yapmamayı sürdürüyor.
Genel tabloya bakıldığında görünen şu: AİHM’de halihazırda aleyhinde en fazla dava bulunan ülke Rusya; hemen ardında Türkiye var. Sonra da Romanya ve Ukrayna geliyor.
Şimdi de ‘ileri demokrasi’ye geçmemizden bir önceki yıla, 2010’a göz atalım. Avrupa Konseyi üyesi 47 ülke içinde yüzde 19’luk oranla geçen yılın ‘ihlal şampiyonu’ Türkiye (Meraklısına: İkinci Rusya, üçüncü Romanya, dördüncü Ukrayna). 

80+42 mahkûmiyet
Gelin bir de zum yapıp Türkiye’nin ihlallerinin dağılımına bakalım. En fazla ihlal kararı, gözaltı, tutuklama ve tutukluluk koşullarını düzenleyen ‘Özgürlük ve Güvenlik Hakkı’ başlıklı 5’inci maddeden: Tam 80 karar çıkmış Türkiye aleyhinde geçen yıl.
5’inci maddenin 2’nci fıkrası şöyle: Tutuklanan kişiye, tutuklanma nedenleri ve kendisine yönelik tüm suçlamalar en kısa zamanda ve anladığı bir dille bildirilir.
Türkiye’nin en fazla ihlal ettiği ikinci madde hangisi dersiniz? ‘Adil Yargılama Hakkı’nı düzenleyen 6’ncı madde. Bu maddeden de 2010 yılında 42 kez mahkûm olmuş Türkiye.
6’ncı maddenin 3’üncü fıkrası da şöyle:
Suçlanan kişi asgari olarak aşağıdaki haklara sahiptir:
a) Kendisine yöneltilen suçlamanın niteliğinden ve nedeninden en kısa zamanda, anladığı bir dille ve ayrıntılı olarak haberdar edilmesi;
b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıkların sağlanması…
İşte Türkiye son dokuz yıl dahil, yıllardır bu hakları ihlal ediyor.
Hani ‘Ahmet ile Nedim’e özel bir durum değil bu, hep öyleydi’ diyor ya bazıları ‘teselli’ babında, haksız değiller!
Herhalde bu kadar malumat yeter ama son bir not ekleyeyim: Daha üç ay bitmeden Türkiye, 2011’de yine 6’ncı maddeyi ihlalden üç mahkûmiyet daha aldı… 

Laf üretmek yerine
Neyi gösteriyor bize bu tablo? Türkiye’deki hukuk sisteminin çarpıklığını ve çarpıklığın sistematikliğini. Kimilerinin sandığı gibi ‘uygulamadaki aksaklıklardan ibaret değil’ sorun; yapısal.
Peki bu tabloyu düzeltmek öncelikli olarak kimin görevi? Elbette yürütme ve yasamanın.
Bu da demek oluyor ki, Başbakan ve Adalet Bakanı başta olmak üzere AK Parti önde gelenlerinin, “Yargı bağımsızdır, kararlarına saygı duymak gerekir” diye tutturmaktan başka yapacak şeyleri de var. Ya da “Sonucu beklemek lazım” demekten başka.

Erdal Güven, Radikal

10.03.2011

Konu ile ilgili sayfalar...
6/22/2017 - AİHM, Türkiye’yi ‘cemevlerine ayrımcılık’tan tazminata mahkum etti...
6/12/2017 - AİHM'den KHK kararı: OHAL Komisyonu'na başvurun ...
5/31/2017 - AİHM basın özgürlüğü ve gazetecilerle ilgili başvuruları öncelikli olarak işleme koyacak ...
4/6/2017 - AİHM, AKP iktidarı boyunca Türkiye'yi 270 milyon liralık tazminata mahkûm etti! ...
3/14/2017 - Tutuklu gazetecilerin umudu AİHM ...
Bütün başlıklar için tıklayınız