Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Avrupa göçmen krizini neden çözemiyor?

Avrupa göçmen krizini neden çözemiyor?
Bahar aylarının gelmesiyle birlikte teknelerle Avrupa kıtasına çıkmaya çalışan kaçak göçmenlerin zorlu yolculuğu da başlıyor. BBC Avrupa Editörü Katya Adler, bugüne kadar binlerce kişinin hayatını kaybettiği bu ölümcül yolculuklarla Avrupa Birliği'nin nasıl başetmeye çalıştığını yazdı:

Bahar ayları yaklaştıkça ve havalar ısındıkça Avrupalıların da yüzleri gülmeye başlar.

İlk tomurcuklar belirir, kıta genelinde kuşların cıvıltısı daha coşkulu hale gelir ve kafelerde dışında oturanlar artar.

Ancak baharın gelmesi herkes için aynı derecede günlük güneşlik bir hayat anlamına gelmiyor.

Tıklım tıklım tekneler içerisinde erkekler, kadınlar ve çocuklar yardım için bağırıyor, ölmemek için dua ediyor ve kimisi de dehşet verici bir şekilde hayatını kaybediyor.

İnsan kaçakçıları teknelere doldurduğu kişileri Akdeniz'in farklı noktalarından dalga dalga Avrupa kıyılarına gönderiyor.

İnsan kaçakçıları her kuruşun hesabını yaptığından çocuklara bile can yeleği verilmiyor.

Neden mi? Çünkü can yelekleri yer kaplıyor. Yelekler yerine bir iki göçmen daha tekneye alınabilir, tabii ödeyeceği ücret karşılığında.

Sadece 2014'te Avrupa'ya deniz yoluyla ulaşmaya çalışan en az 3 bin 500 kişi hayatını kaybetti. Göçmenlerin çoğu Orta Doğu'dan geliyordu. 200 bin kadarı ise Avrupa'ya ulaşmayı başarmış durumda.

Bazı araştırma kuruluşları Avrupa'ya kaçak yollarla giren göçmen sayısının bu yıl 1 milyonu aşabileceğini iddia ediyor.

Bu tür tahminler, Avrupa genelinde göçmen karşıtı sağ kanat partilerin de güçlenmesi için ideal ortamı oluşturuyor.

Tam da bu yüzden Avrupalı liderler Ortak Avrupa Birliği (AB) Göç Politikası'nı tartışmaktan kaçınıyor.

Ancak Avrupa Komisyonu'nun amacı bu gidişatı değiştirmek. Geçen yıl Mayıs ayında Komisyon ortak göç politikası için ilk planını açıkladı.

Plan kapsamındaki önerilerden birisi şimdiden en sıcak tartışma konularından birisi:

"AB'ye üye olmayan ama göç yolları üzerinde bulunan Türkiye, Nijer, Mısır gibi ülkelerde AB temsilciliklerinde veya üye ülke büyükelçiliklerinde iltica taleplerini değerlendirmeye başlamak."

Bu öneri kapsamında iltica talebi kabul edilenler ya da mülteci statüsümne alınanlar AB ülkelerine planlı bir şekilde dağıtılacak. Talebi kabul edilmeyenlerin AB'ye girişine ise izin verilmeyecek.

Bu fikrin hayata geçirilmesi için öncelikle Avrupa Birliği'nin ortak bir iltica politikasına ihtiyacı var.

Proje henüz taslak aşamasında. Ancak kaçak göç nedeniyle en çok baskı altında olan AB ülkelerinden birisi İtalya beklendiği gibi planın en büyük destekçilerinden.

İtalyan hükümeti projenin bugün Brüksel'de düzenlenecek olan AB İçişleri Bakanları toplantısında gündeme alınmasını talep ediyor.

Mevcut AB düzenlemelerine göre AB'ye kaçak yollarla giriş yapan göçmenler, girdikleri ülkenin sorumluluğu altında oluyor.

Bu sorumluluklara gıda, barınma ve sağlık yardımları da dahil.

AB'nin göç konusunda yumuşak karnı ise İspanya, İtalya ve Yunanistan gibi gümney ülkeleri.

Bazı AB üyeleri İtalya'yı binlerce göçmenin herhangi bir belge olmadan AB sınırları içerisinde 'kaybolmasına' yol açmakla suçluyor.

Peki ölümle burun buruna gerçekleşen Akdeniz yolculuğu sırasında göçmenleri kurtarmak kimin sorumluluğu?

Şu anda bu soru sorulduğunda herkes birbirini işaret ediyor.

İtalya bunun AB'nin sorumluluğu olduğunu söylese de, diğer AB ülkeleri 'Bu olay İtalya'nın sorunudur' diyor.

AB üyesi ülkeler İtalya'nın maliyetli sahil arama kurtarma programı Mare Nostrum'a finansal destek vermeyi reddetti.

İngiltere gibi bazı ülkeler, böyle bir finansal desteğin kaçak göçü teşvik edeceğini ileri sürüyor.

Ancak savaştan ya da yargılamalardan kaçanların aileleri muhtemelen sahil güvenlik tedibirlerinin ne kadar iyi olduğunu kontrol etmiyordur.

Mare Nostrum'u daha dar kapsamlı bir AB sınır güvenlik programı ile ikame etmek de göçmenlerin fikrini değiştirmiş değil.

Araştırma kuruluşlarının topladığı verilere göre sadece Ocak ayında Avrupa'ya ulaşan kaçak göçmen sayısı bir önceki yılın Ocak ayına göre yüzde 50 artmış durumda.

Tartışma son derece karmaşık ve işin içine duygusal yaklaşımlar da giriyor. Ancak çok az kişi bu durumun süregelen bir insani kriz olduğu gerçeğini reddediyor.

Avrupa bu bahara yeni bir siyasi çözümle girevilecek mi? ve hazırlanacak metinde hangi ülkenin parmak izleri daha belirgin olacak?

BBCTurkish.com, 13.03.2015


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.