Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Demokratik İslam Kongresi’ne ‘herkesi kapsamıyor’ eleştirisi

Demokratik İslam Kongresi’ne ‘herkesi kapsamıyor’ eleştirisi
İki gün boyunca Diyarbakır'da Orta Doğu, Türkiye ve Avrupa'dan 300'e yakın akademisyen, kanaat önderi ve İslam alimini bir araya getirecek olan Demokratik İslam Kongresi Cumartesi günü başlıyor.

PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından önerilen kongre için aylarca hazırlık yapıldı. Hazırlık Komitesi tarafından 15 ilde panel, 50'yi aşkın ilde toplantı, İstanbul'da gençlik, Diyarbakır'da ise kadın çalıştayları gerçekleştirildi.

Tüm bu çalışmalara rağmen, kongreye yönelik tartışmalar ise devam ediyor.

Özellikle HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, kongrenin 'dar bir kadro' tarafından organize edildiği ve İslami kimliği öne çıkan parti ve grupların 'tümünün temsil edilmediği' eleştirileri yapıyor.

Tan, kongre düzenleyicilerinin "Herkese çağrı yapıldı ama gelmediler" açıklamalarını yeterli görmüyor.

Tan, "Gelsin veya gelmesin bütün İslami grup, kuruluş ve şahıslara bir çağrı olması gerekirdi. Buna Gülen cemaati, HÜDAPAR, Med Zehra, Mustafa İslamoğlu çevresi, Malatyalılar Grubu, Yeni Asya, Milli Görüş, Azadi de dahildir. 'Biz bunların hepsini çağırdık ama gelmediler' demek politik bir manevradır. Gelen gelir, gelmeyen gelmez, bu ayrı bir şey ama samimi olarak gidilmeli ve bu çağrılar kamuoyu önünde deklare edilmeliydi" diyor.

'Ulaşılamayan kişi ve çevreler olabilir'

Kongre Çağırıcı Gurubu'nda yer alan Hazro Belediyesi Eş Başkanı ve eski Mazlum Der yöneticisi Güler Doğu Özavcı ise bu eleştirileri kabul etmiyor. Azadi dahil birçok grubun kongreye katılacağını söylüyor.

Demokratik İslam Kongresi Hazırlık Komitesi de, "Kişilerin eleştirileri ya da yorumları üzerine bir değerlendirmeden çok, yapılan çalışmanın doğru anlaşılması için belirtmekte yarar görüyoruz ki, 48 kişilik çağrıcı listemizdeki kişilerin toplumdaki karşılıkları sorulursa çalışmanın ne kadar geniş bir çerçevede olduğu anlaşılır. 300 Kişilik delegasyonumuzdan da görülecektir ki toplumda karşılığı olan her kesimin temsiliyeti göz ardı edilmemiştir" diyor.

Kongrenin yedi aylık bir çalışma sonrası oluştuğunu belirten Hazırlık Komitesi, kongrenin bir siyasi parti ve kurumun ekseninde olmadığının altını özellikle çiziyor.

Komite kongreyi, "Kendini, özgün bir yapılanma olarak ele alır ve kişinin siyasi kimliğinin ön planda olmadığı, ilmi ile katkı sunabileceği bir çalışmadır. Bu yüzden katılımda siyasetten uzak bir çalışma olarak kendini örgütlemiştir" diye tarif ediyor.

Toplumda bir çok kesime ulaşılmaya çalışıldığını belirten Hazırlık Komitesi, çalışmanın yeni bir çalışma olduğunu bu nedenle de "çağırılmasında eksik kalınan ya da ulaşılamayan kişi ve çevrelerin olabileceğini" de kabul ediyor.

Öte yandan bölgenin önemli İslami hareketlerinden kabul edilen Hür Dava Partisi'nin kongreye çağırılıp çağırılmadığı en çok merak edilen soruların başında geliyor.

Komite bu soruyu, "Çalıştaylarda İslam tartışmaları yürütülürken HÜDAPAR'ın bir dönemin Hizbullahı'nın devamı olduğu yönündeki ciddi kaygılar ve endişeler ortaya çıktı. HÜDAPAR'ın kongre sürecine katılabilmesi için bir dönemin kabuk tutmamış yaralarına yönelik ciddi özeleştiri vermesi, toplumu bu konuda ikna etmesi gerektiğini düşünüyoruz" diye yanıtlıyor.

'Çağırılmış olsaydık şaşırırdık'

HÜDAPAR Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Mehmet Yavuz da kendilerinin çağırılmadığını doğruluyor.

Yavuz, "Malum kesim tarafından öteden beri HÜDAPAR yokmuş gibi davranılıyor. Dolayısıyla çağırılmadığımıza şaşırmadık. Tersine eğer çağırılmış olsaydık şaşırırdık" diyor.

Yavuz, kongrenin amacının İslam'a hizmet olmadığını öne sürüyor ve bu nedenle organizasyonda "dolgu malzemesi olarak yer almayı doğru bulmadıkları için" katılım göstermediklerini aktarıyor.

Yavuz, "Ancak kendi niyetleri bir yana, bu kongreyi düzenleyenlerin, İslam'ın yüce değerlerinden istifade etmelerine vesile olmasını dileriz" diyor.

İslam'ın bir bütün olduğunu savunan Yavuz, "Sentez ya da montaj kabul etmez. Demokratik İslam, Sosyalist İslam, Anti kapitalist İslam tanımlamaları İslam'ın bizatihi kendisine aykırıdır" diyerek kongrenin adı üzerinden de eleştirilerini aktarıyor.

BBCTurkish.com, 09.05.2014

Öcalan’ın işaret ettiği Demokratik İslam Kongresi için geri sayım başladı
Demokratik İslam Kongresi, 10-11 Mayıs'ta Diyarbakır'da toplanıyor.

Kongre, Öcalan'ın aylar önce "Hz. Muhammed'in Medine Şûra çalışmaları örnek alınarak, Şeyh Said gibi tarihi kişiliklerin ruhuna uygun olarak bu çalışmaların yapılması önemlidir" sözleriyle gündeme gelmişti.

İslam Kongresi, Demokratik Toplum Kongresi'nin de desteklediği, Demokratik İslam Kongresi Hazırlık Komitesi tarafından düzenleniyor. Kongreye, yerli ve yabancı 300'e yakın İslam alimi, akademisyen, yazar ve uzmanın katılımı bekleniyor.

Böyle bir kongreye neden ihtiyaç duyuldu?

Kongre Çağırıcı Gurubu'nda yer alan Hazro Belediyesi Eş Başkanı Güler Doğu Özavcı, "Amacımız, Kürtlerle İslam'ı konuşmaktan ziyade başlı başına İslam'ı konuşmak ve İslam'ın özüne dönük bir konferans düzenlemek. Bu nedenle Kürdistan'ın dört parçası, Avrupa ve Türkiye'nin batı yakasına açılım gösterdik. Yani çerçevemiz çok geniş" diyor.

Eski Mazlum Der yöneticisi de olan Özavcı, Hazreti Muhammed'den sonra "siyasallaşan bir İslam"ın olduğunu söylüyor. Kongreyle, "İslam'ın özü olan tevhit, adalet, özgürlük mücadelesi ruhunu tekrar ortaya çıkarmak, özellikle ezen-ezilen ilişkisine vurgu yapmak istediklerini" belirtiyor.

Hazreti Muhammed döneminde uygulanan Medine Sözleşmesi'ni anımsatan Özavcı, "Çok kültürlü-çok dilli bir sistemin günümüzde de olabileceğini tartışmak, böyle bir hayatın mümkün olabileceğini ortaya çıkarmak istiyoruz" diyor.

İslami kimlik neden öne çıkarılıyor?

Adalet ve Kalkınma Partisi, Gülen hareketi ya da Hür Dava Partisi'nin Güneydoğu'daki gücü biliniyor. AKP'nin son yerel seçimlerde bölgeden aldığı önemli oy oranı da bunu net olarak ortaya koyuyor.

Bu oy oranını dikkate alan PKK-KCK çizgisindeki Kürt hareketinin, Çözüm Süreciyle birlikte kongre üzerinden hem Batı hem de Doğu'daki seçmene "İslam'la sorunumuz yok" mesajını öne çıkardığı ve 'müdahalede bulunduğu' yönünde eleştiriler yapılıyor.

Kongre Çağırıcılarından Özavcı, bu eleştirilere, "Ortadoğu kan gölü. Müdahaleden ziyade, İslam'ın bir adalet ve barış dini olduğunu göstermek istedik. Kongre, özgün bir çalışmadır. Herhangi bir siyasi parti, düşünce ya da siyasi çalışma değil. Bu anlamda oy kaygısı taşıyan bir çalışma ya da bir tarafın tabanını başka bir tarafa kaydırma gibi bir amaç da söz konusu değil" diyerek karşı çıkıyor.

Kongrede HDP'nin 'muhafazakâr kanadını' mı inşa edilecek?

Halkların Demokratik Partisi'nin ağırlıklı olarak sol ve sosyalist parti ve gruplardan oluştuğu, muhafazakâr kanadının ise yeterince temsil edilmediği eleştirileri zaman zaman gündeme geliyor. Kongrede, 'HDP'nin muhafazakâr kanadı inşa edilecek' yorumları yapılıyor.

Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, kongreden böyle bir "kanadın" çıkıp çıkmayacağını zamanın göstereceğini söylüyor.

Muş Milletvekili Demir Çelik ise "Kongreden HDP'ye kanalize etmek istediğimiz bir hareket yok" diyerek karşı çıkıyor.

Öte yandan Çelik, BDP ve HDP'nin "hep yanlış algılandığını, 'din dışı, dini inkar eden' bir siyasal parti olarak gösterildiğini ama böyle olmadığını" söylüyor.

Çelik, HDP'ye yükledikleri misyonun sadece sol ve sosyalist partilerin, hareketlerin "aritmetiksel toplamı" olmadığını söylüyor ama bu "imajın" oluştuğunu da kabul ediyor. Çelik, "Bunu aşmamız gerektiğini gördük. Evet, sol-sosyalistler olmalı ama toplumun ekseriyeti hala dindar. Bunları görmemezlikten gelerek bir parti büyüyebilir mi?" diye soruyor.

Çelik, "Samimi dindarları, AKP'nin yedeğine göndermeye ne hakkımız var. Madem ki AKP suiistimal ediyor, o halde onlardan kurtarıp kendi ayakları üzerinde siyaset yapabilecek haklara da kavuşmalılar. O anlamıyla Demokratik İslam Kongresi, bir yanıyla İslami duyarlılığa sahip olduğumuzu, İslam'ı, devletin dini olmaktan çıkartmak istediğimizi, dini toplumla buluşturup toplumsal hakikatlerle kendi kendisini yönetmesine fırsat vermeye hizmet etsin istiyoruz" diyor.

Aynı soruyu yönelttiğimiz HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü ise "Bizim öyle kanatlarımız yok. HDP, HDP'dir" diyerek tepki veriyor.

BBCTurkish.com, 07.05.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.