Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Mısır'da gazeteci avı

Mısır'da gazeteci avı

Mısır’da gazeteciler üzerindeki baskı artıyor. Son olarak iki El Cezire çalışanının tutuklandığı ülkede bir 'gazeteci avı' yaşanıyor.

Ödüllü Avustralyalı gazeteci Peter Greste ile Mısırlı meslektaşı Muhammed Fehmi Kahire'deki bir cezaevinde tutuklu. El Tahrir adlı bir televizyon kanalı, bu iki El Cezire çalışanının 29 Aralık 2013’te nasıl tutuklandıklarına ilişkin bir video yayınladı.
Tutuklama sonrasında iki gazetecinin bir otel odasında avukatları olmakdan sorgulandıkları görülüyor. Polislerden biri, “Neden yanınızda kameralar vardı?” diye soruyor. Fehmi sakin bir sesle, “Bunların hepsi El Cezire’nin malı, benim kişisel malım değil” diye yanıt veriyor. Fehmi, “Sokakta kayıt yapıyoruz, daha sonra da odada kesimlerini yapıyoruz” diye açıklamaya çalışıyor.
İki El Cezire çalışanı daha sonra otelden götürülüyorlar, daha sonra da bir terör hücresine üye olma suçlamasıyla haklarında dava açılıyor.

Dikkatler El Cezire'de
El Cezire televizyon kuruluşu ile onun Mısır’daki uzantısı olan Mübaşir kanalı, ülkede gazetecilere gözdağı verme kampanyasının odağında bulunuyor. Bu kanalın da aralarında yabancı uyrukluların da bulunduğu toplam 20 çalışanı hakkında önümüzdeki günlerde yargılanmaları bekleniyor.
Gazetecilere ülkede kısa süre önce terör örgütü olarak tanımlanan Müslüman Kardeşler'i destekledikleri ve ulusal güvenliği tehlikeye attıkları suçlaması yöneltiliyor.
Suçlanan gazetecilerin birçoğu El Cezire’de geçici sözleşmelerle çalışan kişiler. Diğerleri ise, ki bunlar arasında şu anda Mısır'dan ayrılmış olan Danimarkalı muhabir Rena Netjes de bulunuyor, El Cezire çalışanları ile söyleşiler yapmış olan gazeteciler.
Geçen yılın sonlarına kadar Kahire’de El Cezire için serbest gazeteci olarak çalışmış olan bir muhabir, Mısır devletinin bağımsız gazeteci avına çıktığını söylüyor. Adının açıklanmasını istemeyen muhabir şunları da ekliyor: “Verilmek istenen mesaj gayet açık: Gelişmelerin değerlendirmesini yapma hakkının sadece devlet televizyonunda olduğu söylenmek isteniyor. Diğer tüm kuruluşlar devlet televizyonunun uygun bulduğu şeyleri yayınlama mecburiyetinde.”

Hedef Katar Emirliği
El Cezire gibi bir medya kuruluşunun Mısır mercileri tarafından hedef tahtasına oturtulması rastlantı değil. Çünkü bu kuruluş Katar'da iktidardaki emirliğin Truva atı olarak görülüyor.
Katar Emirliği, Müslüman Kardeşler'e yakınlığıyla biliniyor. Nitekim Katar, Mısır'daki İslamcı Muhammed Mursi hükümetini de milyarlarca dolarlık maddi kaynak sunarak desteklemişti. Mısır makamları, haberleri Müslüman Kardeşler örgütü lehine saptırdığı gerekçesiyle bir süredir Katar'ı suçluyor.

Diğer gazeteciler de tehdit altında
Ama sadece El Cezire çalışanları değil, 25 Ocak'ta, yani Mısır'da devrimin üçüncü yıldönümünde Kahire'de 20 kadar başka gazeteci de gözaltına alındı. Bu olaydan birkaç gün önce de Alman Birinci Televizyon Kanalı ARD'ye bağlı ekip, taşkınlık yapan Mısırlı bir grubun saldırısına uğradı.
Alman kameramanın linç edilmesi, son anda bir polis memurunun etkin müdahalesi sonunda önlenebildi. Bu son saldırılar nedeniyle bazı gazeteciler göstericilerin yakınına gitmeme kararı aldı.
Adının açıklanmasını istemeyen gazeteci şunları söylüyor: “Belirli bir risk her zaman göze alınmak zorundadır. Ancak eli sopalı grupların saldırısına uğrama tehlikesi, insanın görevini yerine getirmesini imkânsızlaştırıyor.”Dikkatler El Cezire'de
El Cezire televizyon kuruluşu ile onun Mısır’daki uzantısı olan Mübaşir kanalı, ülkede gazetecilere gözdağı verme kampanyasının odağında bulunuyor. Bu kanalın da aralarında yabancı uyrukluların da bulunduğu toplam 20 çalışanı hakkında önümüzdeki günlerde yargılanmaları bekleniyor.
Gazetecilere ülkede kısa süre önce terör örgütü olarak tanımlanan Müslüman Kardeşler'i destekledikleri ve ulusal güvenliği tehlikeye attıkları suçlaması yöneltiliyor.
Suçlanan gazetecilerin birçoğu El Cezire’de geçici sözleşmelerle çalışan kişiler. Diğerleri ise, ki bunlar arasında şu anda Mısır'dan ayrılmış olan Danimarkalı muhabir Rena Netjes de bulunuyor, El Cezire çalışanları ile söyleşiler yapmış olan gazeteciler.
 

Terörle mücadele yasası
Mısır'da geçen yıl çıkartılan terörle mücadele yasası da gazetecilerin ülkedeki siyasî anlaşmazlığı tüm boyutlarıyla yansıtmalarını olanaksız hale getiriyor. Sadece devrik devlet başkanı Mursi'nin yandaşları ile söyleşi yapılması bile güvenlik makamlarının gözünde terör faaliyeti olarak algılanmaya yetiyor.
Devlete bağlı medya organları ise yabancı uyruklu gazeteciler hakkında casusluk şüphesi yaratarak yangına körükle gidiyor. Mısır'daki ordu yandaşları da şu sıralarda oluşan coşkun bir vatanseverlik duygusu ile saldırgan bir şovenizm arasında gidip geliyorlar ve bu tür komplo teorileri bu kesimler arasında zemin buluyor.
Nitekim Mısır Genelkurmay Başkanı Abdülfettah El Sisi de geçen yıl Mursi'yi devirdikten sonra subaylara hitaben yaptığı bir konuşmada, ülkede medyanın yeniden daha yoğun bir biçimde kontrol altına alınacağını şu ifadelerle dile getirmişti:
“Medyayı bizim istediğimiz tarzda etkileyebilmek için çok zamana ihtiyacımız var. Bunu gerçekleştirmek için çalışıyor muyuz? Elbette! Peki hedefimize ulaştık mı? Henüz değil!”

dw.de, 05.02.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.