Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > 842 milyon kişi açlıkla boğuşuyor

842 milyon kişi açlıkla boğuşuyor

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) hazırladığı rapora göre, dünyada açlıkla mücadele eden kişi sayısı 1 milyara yaklaştı. Kuraklığa ve kaynak israfına dikkat çeken Türkiye Gıda İşverenleri Sendikası Başkanı Necdet Buzbaş, çözüm için uluslararası dayanışma çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından her yıl düzenlenen Dünya Gıda Günü’nde açlık ve yetersiz beslenme sorunları masaya yatırıldı. “Gıda Güvencesi ve Beslenme için Sürdürülebilir Gıda Sistemleri” temasıyla gerçekleştirilen toplantıda yıllara göre açlık sınırı, israf ve kaynakların sürdürülebilir olmasına dikkat çekildi.

FAO’nun 2012 yılı raporuna göre, 1996 yılında açlıkla mücadele eden 840 milyon kişi sayısı 2 kat artarak 1 milyara ulaşmış. Geçen yıllarda yaşanan kuraklığın ve kaynak israfının açlığa zemin hazırladığına vurgu yapan Türkiye Gıda İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Başkanı Necdet Buzbaş, dünya genelinde tüketim ürünlerine yönelik talebin sürdürülemez boyutlara ulaştığını söyledi. Son elli yılda 7 kat büyüyen dünya ekonomisinin doğal kaynakları bozduğunu belirten Buzbaş, çevre kirliliği ve doğal dengede insan faaliyetlerine bağlı olarak meydana gelen bozulmaların, dünya ekosistemiyle uzlaştırılmazsa sürdürülebilir yaşamın zor olduğunu ifade etti.

Kaynak israfının sebep olduğu sağlık sorunlarına değinen TÜGİS Başkanı Buzbaş, üretkenliğin azalmasının doğrudan bu sorunları da beraberinde getirdiğini ifade etti. Yetersiz beslenme kaynaklı malnütrisyon hastalığının küresel ekonomiye maliyetinin 3,5 trilyon dolar olduğunu belirten Necdet Buzbaş, kaynakları sürdürülebilir bir biçimde kullanmanın çocuk ölümünü azaltacağını ve gelecekte sağlıklı bireylerin yetişeceğini söyledi. Doğal kaynakların etkin bir şekilde kullanılmaması durumunda küresel sağlık sorunlarının bitmeyeceğini belirten Buzbaş, tüketimin adil bir şekilde yapılmadığını ve çözümün ancak uluslararası dayanışmayla gerçekleşeceğini vurguladı. 7 milyar nüfuslu dünyada kaynakların israf edildiğini söyleyen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu ise yaklaşık 1,5 milyar kişinin de obez olduğunu kaydetti. Tüm dünyada toplam 870 milyon kişinin açlık sınırında yaşadığını ve her yıl 10 milyon insanın açlıktan hayatını kaybettiğini ifade eden Arzu, “Dünyadaki açlık ve obezite sorunlarının aşılabilesi için kaynakların israf edilmemesi adil ve dengeli tüketimin teşvik edilmesi gerekmektedir. “dedi.

 

Zaman, 11.10.2013

870 milyon insan yetersiz besleniyor

BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), bu yılki Dünya Gıda Günü'nün temasını 'Gıda Güvencesi ve Beslenme için Sürdürülebilir Gıda Sistemleri' olarak belirledi. Günümüzde dünya genelinde yaklaşık 870 milyon insan kronik olarak yetersiz besleniyor, 5 yaşın altındaki her dört çocuktan biri yeterli düzeyde gelişemiyor. Dünyada 2 milyara yakın insan sağlıklı olmak için gerekli vitamin ve mineralleri alamıyor. Dünya nüfusunun yaklaşık 1,4 milyarı aşırı kilolu, bu rakamın üçte biri ise obez.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 16 Ekim’de kutlanacak Dünya Gıda Günü’nün temasını ‘Gıda Güvencesi ve Beslenme için Sürdürülebilir Gıda Sistemleri’ olarak belirledi. Tema aracılığıyla tarım ve gıda sistemlerinde köklü değişikliklere odaklanarak kronik açlığı sona erdirmek için sorunların belirlenmesi ve çözüm yollarının araştırılması amaçlanıyor. “İnsan Sağlığı Güvenilir Gıda Sistemlerine Bağlıdır!” sloganıyla yola çıkan FAO, günümüzde dünya genelinde yaklaşık 870 milyon insanın kronik olarak yetersiz beslendiğine, sürdürülemeyen kalkınma modellerinin gelecekte gerekli olacak gıda kaynaklarını azalttığına, doğal çevre, ekosistem, ve biyolojik çeşitlilikleri tehdit ettiğine dikkati çekiyor.

BM kaynaklarından edinilen bilgiye göre, yetersiz beslenmenin topluma maliyetler ödettiği günümüz dünyasında 5 yaşın altındaki her dört çocuktan biri yeterli düzeyde gelişemiyor. Bu durum, yetersiz beslenen 165 milyon çocuğun bedensel potansiyellerine hiçbir zaman erişemeyecekleri anlamına geliyor.

Öte yandan, dünya çapında yaklaşık 2 milyar insan sağlıklı olmak için gerekli vitamin ve mineralleri alamıyor. Dünya nüfusunun yaklaşık 1,4 milyarı aşırı kilolu grubunda yer alırken, bu insanların üçte birine yakın bir kısmı ise obez grubuna giriyor. Aşırı kilonun, koroner kalp rahatsızlığı, şeker hastalığı veya diğer sağlık sorunlarına yol açtığı biliniyor. Obez anne ve babalarda da vitamin eksikliğinin görülebildiğini dile getiren kaynaklar, bu anne ve babaların çocuklarının, yetersiz bakım ve beslenme alışkanlıkları nedeniyle yeterince gelişim gösteremediğine, öte yandan, yetersiz gelişim gösteren çocukların erişkinlik dönemlerinde obez olma ve çeşitli hastalıklara yakalanma risklerinin çok daha yüksek olduğuna işaret ediyor. Bir diğer tespit de yetersiz beslenen kadınların engelli bebek doğurma olasılığının arttırdığı yönünde. Anne karnında yetersiz beslenme, yoksulluğun nesilden nesile aktarılmasına neden olan en önemli faktörlerden birini teşkil ediyor.

Yetersiz beslenmenin maliyeti

Yetersiz beslenmenin küresel ekonomiye maliyeti, verimlilik kaybı ve doğrudan sağlık giderleri dahil olmak üzere, küresel toplam gelirin hemen hemen yüzde beşine karşılık geliyor. Bu da her yıl 3,5 trilyon ABD dolarına veya kişi başına 500 ABD dolarına eşdeğer bir maliyet oluşturuyor.

FAO’ya göre, yetersiz beslenmenin tüm dünyada ortadan kaldırılması güç bir hedef olarak algılansa da bu konuda yapılacak yatırımın getirisinin yüksek olacağının unutulmaması gerekiyor. Uzmanlar, küresel toplum mikro besin eksikliklerini azaltmak için 5 yıllık bir süre boyunca yılda 1,2 milyar ABD doları yatırım yapmış olsaydı, daha sağlıklı insanlar, daha az çocuk ölümü ve geleceğe yönelik gelir artışı elde edilmiş olacağını, böyle bir yatırımın ise yıllık olarak 15,3 milyar ABD doları seviyesinde gelir yaratabileceğini belirtiyor.

Tüketicilerin sağlıklı beslenme seçimlerine yardımcı olmanın önemine de işaret eden FAO, beslenme eğitimleri ve bilgi kampanyaları vasıtasıyla davranış değişikliklerinin teşvik edilmesinin, evlerde hijyen kurallarının uygulanmasına özen gösterilmesi ve özellikle ilk bin gün olmak üzere her yaşta ve yaşamın her evresinde “güvenilir gıda” tüketiminin sağlanmasının önemini vurguluyor. Geçtiğimiz yıllarda bazı ülkelerde yetersiz beslenme konusunda önemli azalmalar kaydedildiği belirtilirken, sağlanan ilerlemelerin istikrarsız olduğu ve bu bağlamda politik liderliğe dayanan daha iyi bir yönetişim gerektiğinin altı çiziliyor.

Gıda sistemleri ve tarımsal verimlilik

Gıda sistemi, tarımsal ürünlerin üretilmesini, işlenmesini ve tüketicilere sunulmasını sağlayan çevre, insan, kuruluş ve süreçlerden oluşuyor. Sürdürülebilir gıda sistemleri, çiftlikten sofraya kadar uzanan zincirin hemen her aşamasında kaynakları etkin ve verimli bir şekilde kullanmayı kapsıyor. Suyun her zerresinden, toprağın her parçasından, gübrenin her parçacığından ve işçiliğin her dakikasından en fazla gıdanın elde edilmesinin, gelecek için kaynakları koruyacağı ve sistemleri daha sürdürülebilir hale getireceği ifade ediliyor.

FAO, tarımda yüksek verimliliğin, özellikle tarım sektörünün ekonomiden ve istihdamdan yüksek pay aldığı ülkelerde, gelirlerin yükselmesini ve tüm tüketiciler bakımından gıda maliyetlerinin azalmasını sağlayarak daha iyi beslenmeye katkıda bulunduğuna işaret ediyor. BM kaynakları, gelecek dönemlerde de tarımsal verimlilikte istikrarlı ve sürekli artışların hayati derecede önemli olmaya devam edeceğini, talepte beklenen büyümeyi karşılayabilmek için temel gıda maddeleri üretiminin yüzde 60 oranında artırılması gerektiğini vurguluyor.

Konuyla ilgili üç önemli mesaj veren FAO, iyi beslenmenin sağlıklı diyete bağlı olduğuna, sağlıklı diyet için güvenilir gıda sistemlerine ihtiyaç duyulduğuna ve güvenilir gıda sistemlerinin uygun politikalarla, teşviklerle ve yönetişimle mümkün olduğuna dikkati çekiyor.

Türkiye’de Dünya Gıda Günü etkinlikleri

FAO’nun Türkiye ofisi, Dünya Gıda Günü dolayısıyla ülke çapında bir dizi etkinlik gerçekleştirmeye hazırlanıyor.
Bu çerçevede, Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası (TUGIS), Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve FAO işbirliğinde 10 Ekim’de İstanbul’da bir etkinlik düzenlenmesi, kamu ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla büyük bir panel gerçekleştirilmesi planlanıyor. Öte yandan, 12 Ekim’de Ankara Hipodrumu’nda Türkiye Jokey Klubü (TJK) ile Dünya Gıda Günü Kupası Koşusu’nun yapılması, 22 Ekim’de Adana İl Tarım Müdürlüğü ile ortak etkinlik düzenlenmesi, 23 Ekim’de Ankara Batıkent’te Yenimahalle Belediyesi ile ortaklaşa düzenlenecek etkinlik çerçevesinde belediye başkanı, belediye ve FAO çalışanları, öğrenciler, milletvekilleri, bakanlık mensupları ve Birleşmiş Milletler çalışanlarının katılacağı bir yürüyüş gerçekleştirilmesi öngörülüyor.


Bunların yanında, “gıda kayıpları” temalı bir fotoğraf yarışmasının düzenlenmesi ve Ankara Devlet Opera ve Balesi ile Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği’nin katkılarıyla Dünya Gıda Günü’ne atfen 31 Ekim’de “Zorba” isimli bale temsilinin gerçekleştirilmesi planlanıyor.

Uluslararası Beslenme Konferansı

BM kaynakları, 2. Uluslararası Beslenme Konferansı’nın 19-21 Kasım 2014 tarihlerinde Roma’da düzenleneceğini de aktarıyor. Konferansta, 1992 yılında düzenlenen beslenme konferansından bu yana kaydedilen ilerlemelerin gözden geçirilmesi ve yeni küresel ortamda beslenmenin iyileştirilmesiyle ilgili zorluklar ve fırsatların ele alınması öngörülüyor.
Konferansın, yetersiz beslenmenin getirdiği problemleri ele almak üzere hükümetlerin ve diğer kuruluşların birlikte nasıl daha iyi çalışabileceklerinin araştırılacağı ve beslenmeyle ilgili sonuçların iyileştirilmesine yönelik uygulama araçlarının, kılavuz ilkelerin ve deneyimlerin paylaşılacağı bir forum olması hedefleniyor. FAO ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından düzenlenecek bakanlık düzeyindeki etkinlikte, önümüzdeki yıllarda beslenme konusunda karşılaşılacak önemli zorluklarla mücadele edebilmek için politik bir çerçeve önerisi de oluşturulması bekleniyor.

Radikal, 10.10.2013
 


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.