Dünya
 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > İngiltere: Suriye'de kimyasal saldırıyla ilgili yeni kanıtlar var
İngiltere: Suriye'de kimyasal saldırıyla ilgili yeni kanıtlar var
Rusya’ya G20 zirvesi için Rusya'ya giden İngiltere Başbakanı David Cameron BBC'ye verdiği mülakatta, Suriye'de kimyasal silah kullanıldığına dair 'yeni kanıtlar' olduğunu söyledi.
St. Petersburg'da BBC Siyaset Editörü Nick Robinson'un sorularını yanıtlayan Cameron, Şam'dan gelen numuneleri inceleyen bağımsız komitenin kimyasal saldırı olduğunundan emin olduklarını ve saldırıyı düzenleyen tarafın Esad rejimi olduğuna inandıklarını söyledi.
Cameron, "Kanıtların her geçen gün arttığını düşünüyorum. İngiltere'deki Porton Down laboratuvarında Şam'dan gelen bazı numuneleri inceliyoruz. Bu numuneler Şam'ın yakınlarında kimyasal silahlar kullanıldığını gösteriyor. Geçen Perşembe, bağımsız Ortak İstihbarat Komitesi bakanları ve parlamentoyu kimyasal silahlarla saldırı düzenlendiği konusunda bilgilendiriyordu. [Sorumlunun] rejim olduğuna inandıklarını söylediler" dedi.
İngiltere Başbakanı Cameron, parlamentodan onay çıkmasa da İngiltere’nin, mültecilere yardım yapılması ve barış görüşmelerinin düzenlenmesi için çaba sarfedebileceğini belirtip ekledi:
"İngiltere insani yardım konusunda başı çekecek ve Suriye'de barış sürecinin başlamasına öncülük edenler arasında olacak... Kırmızı çizgileri belirledikten sonra kimyasal silah kullanımıyla ilgili Amerika'nın hiçbir şey yapmaması büyük hata olur."
G20'de Suriye tartışılıyor
Diğer yandan G20 zirvesi için bir araya gelen dünya liderlerinin toplantılarına, Suriye ile ilgili görüş ayrılıkları damga vuruyor.
Zirvenin açılış konuşmasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, resmi olarak gündemlerinde olmasa da liderlerin bir araya geleceği akşam yemeğinde Suriye’nin konuşulacağını söyledi.
Japon lider ile Suriye’yi görüşen ABD Başkanı Barack Obama da, Şam rejimine askeri müdahale için destek arayışında.
Rusya ve Çin ise, ABD’yi Birleşmiş Milletler desteği olmadan harekete geçemeyeceği konusunda uyardı.
St. Petersburg’daki zirvenin açılışında konuşan Rus lider Putin, bazı katılımcıların özellikle Suriye’deki durum gibi önemli uluslararası meseleleri konuşmak için zaman istediklerini aktardı.
Putin, “Bunu akşam yemeğinde konuşmayı öneriyorum… İlk bölümde [ekonomik] sorunları görüşebiliriz” dedi.
Rusya: İkna edici değil
Gelişmiş ve gelişmekte olan 20 ülkenin lideri, St. Petersburg'daki G20 zirvesinde ağırlıklı olarak küresel ekonomiyi görüşmek üzere toplanıyor.
Zirvenin hemen öncesinde ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi'nin kimyasal silah saldırısı iddiaları nedeniyle Suriye'ye bir askeri müdahaleyi içeren önergeyi kabul etmesi özellikle Şam hükümetinin müttefiki Rusya ile ABD arasındaki tavır farklılığının derinleştiğine işaret ediyor.
Putin’in sözcüsü, Suriye hükümetinin kendi halkına karşı zehirli gaz kullandığı iddiasına ilişkin ABD’nin sunduğu kanıtları bir kez daha yalanladı.
Sözcü Dimitry Peskov, “İkna edici olmaktan çok uzak olan kanıtları kabul edemeyiz” dedi.
Rusya’nın tepkisine rağmen ABD Başkanı Obama, zirvede dünya liderlerini ikna etmeye çalışıyor.
Japonya Başbakanı Şinzo Abe ile gayri resmi bir toplantıda bir araya gelen Obama, Japonya ve ABD’nin ‘Suriye’de kimyasal silah kullanılmasının bir trajedi ve uluslararası hukukun ihlâli olduğu’ konusunda fikir birliğinde olduklarını söyledi.
Japonya Başbakanı Abe ise, Suriye’ye yönelik askeri müdahaleye destek verip vermediğini açıklamadı.
ABD’de önümüzdeki hafta Senato'da ve Temsilciler Meclisi'nde oylanacak olan önerge, Suriye'ye 60 gün içinde askeri müdahale öngörüyor ve bu sürenin 30 gün uzatılabileceği belirtiliyor.
ABD, Suriye hükümetini 30 aydır süren iç savaş sırasında birçok kez kimyasal silah kullanmakla suçluyor ve Esad rejimini, 21 Ağustos'ta Şam civarında kimyasal silah saldırısı olduğu sanılan olayda aralarında yüzlerce çocuğun olduğu 1429 kişinin bu yolla öldürülmesinden sorumlu tutuyor.
Diğer bazı ülkeler ve uluslararası kuruluşlar ise ölü sayısının daha düşük olduğunu belirtiyor.
Suriye hükümeti ise saldırının silahlı isyancılar tarafından düzenlendiğini savunuyor.
BBCTurkish.com, 05.09.2013
Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.
| 
