Dünya
Dünya > Dünya'dan Başlıklar > 'Dünyanın yarısı otoriter rejimle yönetiliyor''Dünyanın yarısı otoriter rejimle yönetiliyor'Berlin’deki Sosyal Araştırmalar Bilim Merkezi’nde yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, dünyanın neredeyse her iki ülkesinden biri otoriter rejimle yönetiliyor.ABD’deki Colorado Üniversitesi'nden siyasalbilimci Christoph Stefes, Berlin'deki Sosyal Araştırmalar Bilim Merkezi'nde (WZB) bu konudaki bir araştırmanın yöneticisi. Araştırmanın ilk sonuçlarına göre otoriter rejimler seçimlerle meşruiyet kazanmamış, gücünü şiddet ve baskıdan alan sistemler olarak ortaya çıkıyor. Peki buna rağmen geniş kitlelerin desteğini nasıl sağlayabiliyorlar ve böyle bir sistem nasıl işleyebiliyor? Söz konusu araştırmanın sonuçları işte bu sorulara yanıt veriyor. Güçlü dayanak: Meşruiyet Siyasal bilimci Christoph Stefes, otoriter rejimlerin üç temel dayanak noktası bulunduğunu, bunların meşruiyet, baskılar ve vatandaşların sisteme entegre edilmesi olduğunu vurguluyor. Ülkenin vatandaşlarına rejime katılmaları ve rejimden pay almaları imkânı sunan diktatörlerin, bu katılım yoluyla vatandaşların dayanışmasını sağladıklarını ve rejimlerinin önemli bir dayanağını oluşturdukları belirtiliyor. Ama otoriter bir liderin ya da antidemokratik bir sistemin asıl güçlü dayanağının meşruiyet olduğuna dikkat çekiliyor. Demokrasilerde hükümetler seçimler yoluyla meşruiyet kazanırken, diktatörlüklerde iktidar sahiplerinin kendi meşruiyetlerini kendilerinin oluşturduğu vurgulanıyor. Otoriter rejimin sonu: Halk ayaklanması Otoriter rejim araştırmalarının yöneticisi konumundaki siyasal bilimci Christoph Stefes, diktatörlüklerin ancak yaslandıkları üç temel dayanak var olduğu sürece sistemin dengesinin sağlandığına işaret ediyor. Stefes, halkın baskılara karşı ayağa kalkmasıyla birlikte otoriter rejimin günlerinin sonuna yaklaşıldığını belirtiyor. "Öngörüde bulunmak mümkün değil" Christoph Stefes, Berlin'deki Sosyal Araştırmalar Bilim Merkezi (WZB) araştırmalarının bir diktatörün ya da otoriter bir rejimin ne zaman yıkılacağına dair öngörüde bulunmasının mümkün olmadığına da işaret ederek, şunları ekliyor: "Öngörüde bulunmamız mümkün değil. Ama en azından ‘şu veya bu koşullar altında sistemin yıkılması olasılığı geçmişe kıyasla daha yüksek' diye tahminde bulunabiliriz." dw.de, 04.09.2013 Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız. |