Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Malımız gitti, namusumuzu kurtarmak için göç ettik

Malımız gitti, namusumuzu kurtarmak için göç ettik

Bir yandan Esed zulmü devam ederken öte yanda El Nusra ile PKK’nın uzantısı PYD arasındaki çatışmaların ortasında kalan on binlerce Suriyeli Kürt, vatanını terk etti. K.Irak’taki kamplara yerleştirilen göçmenler, zor şartlar altında yaşıyor. Kawrgosk Kampı’nda yaşayan Adnan isimli mülteci, “PYD, traktörden yiyeceğe kadar her şeyimize el koydu. Bir namusumuz kalmıştı, mecburen göç ettik.” diyor.

Suriye’de Baas rejiminin zulmü yetmezmiş gibi Esed’i devirmek için savaştığını söyleyen El Nusra ile terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD arasındaki çatışmalar halkı canından bezdirdi. Üç ateş arasında kalan on binlerce Kürt, vatanlarını terk etmek zorunda kaldı. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne sığınan yaklaşık 150 bin kişi, Erbil, Dohuk, Zaho ve Süleymaniye’nin etrafındaki kamplara yerleştirildi. Zaman, Erbil’in 25 km uzağındaki Kawrgosk Kampı’na girerek, kısıtlı imkânlarla hayata tutunmaya çalışan göçmenlerin dramına şahitlik etti. Rejimin zulmü, PYD baskısı ve El Nusra korkusu sebebiyle Kamışlı’dan göç eden Adnan isimli mülteci, yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamıyor: “Arabama, traktörüme hatta mutfaktaki yiyeceklere bile PYD el koydu. İtiraz edince, ‘Sizin için savaşıyoruz, şehit veriyoruz. Tabii ki bize destek vereceksiniz.’ diyorlar. El koymadıkları bir namusumuz kalmıştı. Mecburen göç etmek zorunda kaldık.” Göçmenler, PYD’nin, çocuklarına da el koyduğunu anlatıyor. Ayrıca El Nusra’nın bölgede çok sayıda insanı katlettiğini dile getiriyorlar.

Erbil’e 25 kilometre uzaklıktaki Kawrgosk’taki kampa son 3 günde 13.500 kişi gelmiş. Sêmalka bölgesindeki Dicle Nehri’ni seyyar köprülerle geçerek Pêşhabur Sınır Kapısı’na gelen Suriyeli Kürtler, buradaki peşmergeler tarafından kamplara taşınıyor. BM ile Bölgesel Kürt Yönetimi tarafından kurulan kampa getirilen insanlar, kısıtlı imkânlarla hayata tutunmaya çalışıyor. Kampta su ve elektrik sıkıntısı yaşanırken gıda ve giyime büyük ihtiyaç duyuluyor. Her gün yeni çadırlar inşa edilmesine rağmen yüzlerce aile temin ettiği bir battaniye ya da halı parçası üzerinde hayatta kalma mücadelesi veriyor. Bölgesel Kürt Yönetimi’nin kampa gönderdiği yardım kamyonları, ihtiyaç sahipleri tarafından adeta kapışılıyor. Kamyonlar gelince büyük kargaşa yaşanıyor. Bazen bir kilim, bir yastık ya da peçete için insanlar birbirini eziyor. Bölgesel Kürt Yönetimi’nin iyi niyetli gayretlerine rağmen, kamp gelecek için adeta S.O.S veriyor. Göçmenlerin sayısı her geçen gün artıyor ve önümüzde kış mevsimi var. BM’nin verdiği yazlık çadırlarda kalan göçmenler daha şimdiden kışı düşünüyor. Yağmur yağdığında yaşadıkları dramın ikiye katlanacağı korkusunu yaşıyorlar.

ENGELLİ 4 ÇOCUĞUNA SARILIP GÖZYAŞI DÖKÜYOR

Kampta kalan iç savaş mağduru insanların hikâyesi yürek dağlıyor. Beşir ailesi, Kawrgosk kampında başlarını sokacak bir çadır bekleyen yüzlerce aileden biri. Mehmet (2), Sabah (3), Nezir (1), Barzan (4) ve kendileri gibi engelli babaları Saim Beşir... Bir de onlara eşlik eden gözü yaşlı eş Safiye. Suriye’nin Derik bölgesinden gelmişler. Yanlarında hiçbir şey yok. Engelli çocuklarıyla çaresiz bekliyorlar. Acılı anne Safiye’ye neden ağladığını soruyoruz. O susuyor, eşi Saim cevap veriyor: “Suriye’yi terk ettiğimizden beri ağlıyor. Ailesinden haber alamıyor ve engelli çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamadığı için ağlıyor.” Suriye’de olayların başladığı dönemde Kürt bölgesinde hiçbir sıkıntı olmadığını dile getiren Beşir, PYD’nin bölgeye yerleşmesinden sonra baskı görmeye başladıklarını söylüyor. “Esed’in bir gün gelip zulüm yapacağını düşünüyorduk. Ama Esed’den önce onun adamları, yani PYD geldi. Baskılardan dolayı ülkemizi terk etmenin dışında yapacak bir şeyimiz kalmadı.” diyor.

BİNLERCE İNSAN GECE GÜNDÜZ SINIRA YÜRüDÜ

Nihat Mihemmed ise eşiyle birlikte üç gün önce kampa yerleştiğini söylüyor. Kürt bölgesinin batı tarafında çatışmaların yaşandığını ancak Irak sınırında çatışma değil rejimin bombalamasının olduğunu anlatıyor. Mihemmed, “Binlerce Kürt, Irak’a, Kürdistan’a geçmek için yürüdük. Yapacak hiçbir şeyimiz yoktu.” diyor. Kürt halkı olarak Özgür Suriye Ordusu’nu desteklediklerini anlatan Mihemmed de, PYD’den şikayetçi. Baas’la birlikte çalışmakla suçladıkları PYD’nin, Kürt şehirlerinde rejime karşı sesini yükseltenleri gözaltına alıp, işkence yaptığını savunuyor: “Baas rejimine karşı miting düzenleyen yüzlerce gencimiz zindanlara atıldı. Bunu, Kürtleri savunmak için bölgeye geldiğini söyleyenler yaptı. Baas rejimi bölgede var ancak görünmüyor, onun görünen yüzü PYD’dir. PYD’nin kardeşime yaptığı zulmü Esed’in askerleri bile yapmazdı. Bunun tek nedeni bizim PYD dışındaki partileri savunmamız ve rejime karşı oluşumuzdur.”

HAYVANLARIMIZA BİLE EL KOYDULAR, AÇLIKTAN ÖLMEMEK İÇİN KAÇTIK

Suriye’nin Kamışlı ile Amudê arasında kalan Girka Deştê bölgesinden Ahmet Süleyman ise insanlık adına herkesi göreve çağırıyor. Kürtlerin Halepçe’den sonra ikinci bir dram yaşadıklarını vurguluyor. Baas rejminden bunu beklediklerini; ancak Kürtler adına hareket ettiğini söyleyen PYD gibi örgütlerin bu zulümlere ortak olmasının kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını kaydediyor. PYD’nin yaptıklarını anlatırken, “Gelip evimize, arabamıza¸ hayvanlarımıza, her şeyimize el koydular. Köyden çıkmamıza bile izin verilmiyordu. Açlıktan ölmemek için kaçtık.” ifadelerini kullanıyor.

‘AMAÇ, KÜRTLERLE ARAPLARI KARŞI KARŞIYA GETİRMEK’

Rojava’nın Dirbê Leqê bölgesinden eşi Selva Musa ve iki çocuğuyla birlikte kaçan Seqvan Salih ise Özgür Suriye Ordusu’na bağlı gruplar ile PYD arasında büyük bir gerginliğin yaşandığını söylüyor. El Nusra Cephesi’nin Arap köylerine yerleştiğini, PYD’nin ise Kürt köylerinde kaldığını anlatan Salih, “Uzun süredir aralarında hiçbir problem olmayan bu iki halk şimdi birbirine düşman oldu. Kürtlerle Arapları karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar.” diyor.

 

Zaman, 24.08.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.