Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > ‘Erdoğan Mısır’ı rahat bıraksın’

‘Erdoğan Mısır’ı rahat bıraksın’
Mısır’da toplum askeri darbe sonrası ikiye bölündü. Ülkenin geleceğini etkilemeye yönelik dış müdahaleler ise tepki topluyor.

Mursi devrilmeden önceki haftalarda Kahire sokaklarında rejim karşıtları gösteriler yaparken, bugün farklı bir tablo var. Şimdi Mursi’nin derhal makamına geri dönmesini talep eden Müslüman Kardeşler'in protestoları yoğunlaşıyor. Başkentte Mursi yandaşları tarafından iki büyük kamp kuruldu. Etrafı tuğlalar ve kum torbaları ile çevrili kamplara girişler de çok sıkı bir şekilde kontrol ediliyor. Kamplara giren muhabirler, hijyenik şartların çok yetersiz olduğunu ve kampların çevresinde çöp dağları oluştuğunu, etrafta oturanların da giderek öfkelendiğini bildiriyor.

Ordu, bu yönde açıklamalar gelse de henüz kampları boşaltmadı. Ancak son günlerde Müslüman Kardeşler’in destekçileri ile güvenlik güçleri arasında çok sayıda çatışma oldu. Mursi’nin devrilmesinden bu yana en az 250 kişinin hayatını kaybettiği, binlerce kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Ordunun kamplara müdahale etmesi halinde yine çok sayıda ölü ve yaralının olmasından korkuluyor.

Müslüman Kardeşler’in kampları

Bu arada Avrupa Birliği ve ABD de iki tarafa diyalog çağrısı yapıyor. AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’den sonra hafta sonunda da ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns Kahire’de temaslarda bulundu. Mainz Üniversitesi’ndeki Arap Dünyası Araştırmaları Merkezi’nin yöneticisi Profesör Günter Meyer, "Diplomatik çabalar hiç olmazsa Müslüman Kardeşler’in kamplarının dağıtılması için geçen çarşamba günü verilen talimatın askıya alınmasını ve en azından şimdilik şiddete başvurulmamasını sağladı“ diyor.

Öte yandan ABD yönetiminin Mısır konusunda izlediği tutum pek inandırıcı bulunmuyor. Meyer, "ABD’nin Mısır Büyükelçisi, Mursi devrilmeden önce Cumhurbaşkanına karşı protestoların sona ermesi için çaba göstermişti. Darbeden sonra da Washington Mursi’nin serbest bırakılmasını talep etmişti“ diye konuşuyor.

Amerikalıların şimdi 180 derecelik bir rota değişikliği sergilediğini belirten Profesör Meyer, hafta sonunda ABD Dışişleri Bakanı Kerry‘nin, ordunun Mursi’yi devirerek demokrasiyi yeniden tesis ettiği şeklindeki sözlerini hatırlatıyor.

‘Dış müdahale’ye tepki

Berlin Hür Üniversitesi’nden Tunuslu siyaset bilimci Hamadi El Aouni ise Mısır’a dışarıdan müdahalelere daha da açık bir dille tepki gösteriyor. El-Aouni, "Mısırlıları şimdi gerçekten rahat bırakmak lazım. Mısırlılara nasihat verme ihtiyacı hissedenlerin geri çekilmesi gerek“ diyor.

El Aouni bu sözleriyle sadece Batılı devletleri değil, „başta Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, dünya çapındaki tüm Müslüman Kardeşler destekçilerini“ de kastettiğini söylüyor. Erdoğan, Mısır ordusunu sert bir dille eleştirmişti. Mursi’nin geçen yıl cumhurbaşkanlığına seçilmesi, Ankara hükümeti tarafından İslamcı muhafazakar hareketin demokrasilere uyumunun mümkün olabileceğinin kanıtı olarak değerlendirilmiş, Mursi’nin başarısız olması da bu tabloyu bozmuştu.

Ancak siyaset bilimci El Aouni için demokrasi sadece seçim sandığı ile sınırlı değil. Tunuslu bilim insanı demokrasinin halkın güvenliği, özgürlüğü ve refahı anlamına geldiğini ve Müslüman Kardeşler’in bu hedeflerden hiçbirine hizmet etmediğini vurguluyor. El Aouni Mısır’ın geleceğini nispeten olumlu görüyor. El-Aouni, "Üç ila altı ayda Mısırlılar sorunların hepsini çözmüş olmayacaklar ama belli bir istikrarı sağlamayı başaracaklar“ diye konuşuyor.

Bu yolda en önemli yardımın adalet mekanizmasından geleceğini söyleyen Tunuslu siyaset bilimci, yargının şeffaf olduğunu ve iyi işlediğini belirtiyor. Mainz Üniversitesi’ndeki Arap Dünyası Araştırmaları Merkezi’nden Profesör Günter Meyer ise Mısır’ın önünde uzun bir yol olduğu kanısında: "Otoriter bir rejimin devrilmesiyle hemen demokrasinin geleceğine inanmak saflık olur. Aydınlanmış Batı’da bile, otoriter yönetim şekillerinden bugün Almanya’da olduğu gibi bir demokrasiye ulaşabilmek için yüzyılların geçmesi gerekti.“

dw.de, 06.08.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.