Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > 'Müslüman Kardeşler ayaklanma örgütleyemez'

'Müslüman Kardeşler ayaklanma örgütleyemez'

Mısır'da devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin tutulduğu sanılan kışlanın önünde oturma eylemi yapanların üzerine ateş açılması sonucu en az 42 kişinin ölmesi, ülkedeki gerilimi daha da büyüttü.

Müslüman Kardeşler'in desteklediği Hürriyet ve Adalet Partisi Mısır halkına 'ayaklanma' çağrısında bulundu.

İdeolojik önderi Seyyid Kutub'un 1966'daki idamından sonra bile böyle bir çağrı yapmayan Müslüman Kardeşler'in bu çıkışı sürpriz oldu.

London School of Economics'ten siyasal İslam Uzmanı Dr.Katerina Dalacoura da bu çağrıyı hayretle karşılıyor.

''Kutup'un idam edilmesinden bir kaç yıl sonra Müslüman Kardeşler ılımlı bir tutum takınmaya karar verdiğinde, bir grup ayrılıp daha aşırılıkçı bir tavır aldı" diyen Dalacoura, bu kesimlerin de 1990'lardaki şiddet olaylarında kısmen sorumluğu olduğunu, ancak hareketin çok büyük kısmının yasalara uyan bir tavır takındığını belirtiyor.

'Müslüman Kardeşler'in ayaklanma kapasitesi yok'

Ayrıca Dalacoura, 'Bence ortalıkta bir sürü silahın bulunduğu Libya ya da Suriye'deki gibi bir ayaklanma örgütleyecek kapasiteleri de yok. Bence şiddet olayları yaşanırsa, bu Müslüman Kardeşler'den değil, daha marjinal gruplardan gelecektir' diye de ekliyor.

Mısır'daki askeri darbeden sonra, sürpriz bir çıkış da radikal İslamcı selefi hareketinin Nur Partisi'nden geldi. Nur Partisi'nin askeri darbeye destek verip, en az 42 kişinin öldüğü saldırıya dek, ordunun açıkladığı yol haritasında yer alacağını açıklaması şaşırtıcıydı. Katerina Dalacoura, bu hamleyi şöyle açıklıyor:

"Seyyid Kutb 1966'da idam edildikten sonraki birkaç yılda, Müslüman Kardeşler'de barışçıl mücadeleden yana bir tavır kondu. Bu devrimci bir hareket değil. Aslında çok da muhafazakar bir hareket. 1970'lerden sonraki tavırları da hep bu yönde oldu"

''Mısır'daki siyasal islamın yapısına bakarsanız, siyasi atmosfere bakarsanız çok bölünmüş ve çeşitli gruplardan oluştuğunu görürsünüz. Tabi bir tarafta 1920'lerden bu yana var olan Müslüman Kardeşler bulunuyor. Ayrıca özellikle 70'li ve 80'li yıllardan itibaren daha çok şiddet kullanan bir kol ortaya çıktı. Bu insanlar, Müslüman Kardeşler'in tutturduğu yoldan pek hoşlanmıyorlardı. Selefilerse üçüncü bir kol. Selefiler 2011'deki devrime kadar çok apolitik insanlardı. Ama devrimden sonra, siyaset sahnesine çıkmaya karar verdiler. Bu üç siyasal İslam kolunun da farklı ideolojileri ve İslam yorumları var. Siyasal açıdan da, tüm diğer politik hareketler gibi işliyorlar. Bir başka deyişle, birlikte çalışabilirler de, birbirlerinden hiç hoşlanmayabilirler de.''

'Selefiler'in de herkes gibi olduğu görülecek'

Ancak Dalacoura'ya göre bu çelişkili tavır Selefiler'in 'iddia ettikleri gibi ahlaki açıdan tertemiz olmadığını, yani aslında herkes gibi olduklarını' gözler önüne serecek.

Dalacoura, "Destek kaybedeceklerini pek sanmıyorum. Bence Selefiler, Nur Partisi ve diğerleri, ki Selefilerin de kendi içlerinde bölünmüş olduğunu hatırlatmakta fayda var, siyasi süreçlerde yer aldıkça Mısır halkı, selefilerin aslında sıradan insanlar olduklarını, kendilerini sundukları gibi pek öyle ahlak timsali olmadıklarını görecektir. Herkes gibi kusurları da olduğu görülecektir. Şu anda müstesna, ahlaki açıdan kirlenmemiş bir haraket olduklarını savunuyorlar. Ama ben, şu andaki siyasi manevralarının çok zarar vereceğini sanmıyorum" diyor.

Suudi Arabistan-Katar rekabeti

Katerina Dalacoura, Nur Partisi'nin darbeye destek vermesini, darbeden sonra ilk kutlama mesajını yayımlayan Suudi Arabistan'dan aldığı desteğe de bağlıyor ve "Suudi Arabistan'ın son bir kaç yıldır selefilere, Katar'ın da Müslüman Kardeşler'e destek verdiğini görmek ilginç. Çünkü Suudi Arabistan çok uzun yıllardır Müslüman Kardeşler'e şüpheyle, hatta düşmanca bakıyor. Bunun nedeni Müslüman Kardeşler'in 1991'de Kuveyt'i işgal eden ve tabi sonra Suudileri tehdit eden Saddam Hüseyin'e verdiği destek. Dolayısıyla, Mısır'daki siyasal İslam hem Mısır içinde, hem de dış destek anlamında bölünmüş durumda" diyor.

Dalacoura ayrıca, Selefiler'in 'hükümet görüşmelerinden çekiliyoruz' tavrını da, ölümlere duyulan öfke karşısında ahlaki bir tavır sergileme ihtiyacıyla açıklıyor.

'Mısır'da olacakları dış güçler belirlemeyecek'

Dalacoura'ya göre, Mısır'da bundan sonra olacakları dış güçler belirlemeyecek:

"Katar ve Suudi Arabistan birbiriyle yarıştığı için Mısır içindeki önemli dengeler değişmeyecektir. Yani Mısır'da yaşanacaklara dış güçler karar vermeyecek. Suriye'de yaşanacaklar dış müdahalelere biraz daha açık. Çünkü zemin çok kaygan. Ama Mısır daha istikrarlı bir devlet. Evet, dış güçlerin bir rolü var ama ülkede olacakları dış güçler belirlemeyecek, buna Batı ve Amerika Birleşik Devletleri de dahil.''

BBCTurkish.com, 08.07.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.