Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > NSU davası ayrılacak mı?

NSU davası ayrılacak mı?
NSU terör örgütünün yargılandığı davada üçüncü duruşma gününe gelindi. Örgütün sorumlu tutulduğu 2001 ve 2004 yılında Köln’de meydana gelen patlamalara ilişkin dosyanın davadan ayrılması söz konusu.

NSU davasının dün yapılan ikinci duruşmasında örgütün sorumlu tutulduğu 2001 ve 2004 yıllarında Almanya'nın Köln kentinde meydana gelen iki bombalı saldırıya ilişkin dosyaların ayrılarak, farklı bir davada ele alınması gündeme geldi. Mahkeme başkanı Yargıç Manfred Götzl, iki davanın birbirinden ayrılmasının düşünüldüğünü, zira Köln'deki patlamalarla ilgili yargılama sürecinde çok sayıda kişinin davaya müdahil olmasını beklediklerini söyledi.

Almanya'nın Köln kentinde 2001 yılında İran asıllı birine ait bir markette patlama meydana gelmiş, market sahibinin kızı ağır şekilde yaralanmıştı. 2004 yılında da Köln kentinin yoğun olarak Türk işletmelerinin bulunduğu Keupstrasse caddesinde meydana gelen bombalı saldırıda dördü ağır olmak üzere 22 kişi yaralanmıştı. NSU her iki patlamadan da sorumlu tutuluyor.

Müebbet hapis bekleniyor

NSU davasının sanık avukatlarının redd-i hakim talebi nedeniyle 8 gün gecikmeyle başlayan ikinci duruşmasında dün iddianame okunmuş ve ana sanık Beate Ztschaepe, ‘ırkçılık ve devlet düşmanlığı' saikiyle 10 cinayet ve çok sayıda suç olayına iştirak etmekle suçlanmıştı. Ztschaepe'nin müebbet hapis cezasına çarptırılması bekleniyor.

dw.de, 15.05.2013

10 cinayetten yargılanacak
8’i Türk 10 kişiyi öldüren NSU terör örgütünün yargılandığı davanın ikinci duruşması Münih’te yapıldı. Dilekçe yağmuruna rağmen mahkeme yol aldı; iddianame, davanın baş sanığı Beate Zschaepe’nin yüzüne karşı okundu.

Baş sanık Beate Zschaepe 15 dakika gecikmeyle duruşma salonuna geldi. Üzerinde gri bir ceketle gelen Zschaepe'nin, bu kez küpeleri görünecek şekilde saçlarını topladığı görüldü. Yine basına sırtını dönen baş sanığın avukatları kendisini çevreleyerek kameralardan onu uzak tutmaya çalıştılar. Duruşma 20 dakika gecikmeyle saat 10'a kısa bir süre kala başladı.

Öldürülen İsmail Yaşar'ın ailesinin avukatı Aziz Sarıyar, salonda o andaki atmosferi, “Geçen hafta olduğu gibi herkes bir beklenti içindeydi. İddianame okunur mu, yoksa dilekçe verilir mi, tedirgindik. Zschaepe tedirgindi, huzursuz, heyecanlı gibiydi. Sonra tekrar dilekçeler verildi” sözleriyle özetledi.
 

Dilekçe üzerine dilekçe

Duruşmaya iki kez ara verildi. Sanık avukatları, Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi'ne bir çok talepte bulundu. Baş sanık Beate Zschaepe'nin avukatı Wolfgang Heer, mahkeme salonunun bu davaya uygun olmadığı yönünde görüş bildirdi. Sanık avukatı ikinci akreditasyon uygulamasının da hatalı olduğu, kamuoyunun davaya katılımının yeterli düzeyde sağlanamadığı, duruşma salonunun üst katında yer alan gazetecilerin ve izleyicilerin duruşma salonunu tam olarak göremedikleri gibi gerekçeler sunarak davaya iki gün ara verilmesini istedi. Mahkeme bu yöndeki dilekçeleri kabul etmedi.

Avukat Aziz Sarıyar, “Bu mağdur aileler için önemliydi. Onların gözünde dava başlamış oldu. İddianamenin okunması güvence verdi. Tekrar ertelenseydi, hayal kırıklığı büyüyecekti ve aileler şüpheye kapılabilirdi” dedi.

İddianamede Beate Zschaepe, NSU terör örgütünün işlediği 10 cinayete iştirak etmek, banka soygununa iştirak etmek, kundaklama ve terör örgütüne üyelik ile suçlandı. Diğer dört sanık da NSU örgütüne silah ve sahte ehliyet tedarik etmek gibi girişimlerle NSU örgütüne yardım etmekle suçlandı. Avukat Sarıyar iddanamenin okunduğu sırada Beate Zschaepe'nın tepkisini, “İlk sırada oturduğum için yüz yüze geliyoruz. İlk anda heyecanlıydı. Diğer sanıklarda bir huzursuzluk belliydi. Daha sonra yine rahattılar” sözleriyle aktardı.

‘Mahkeme heyeti hatalı kuruldu’ iddiası

Duruşma sırasında sanıklardan Ralf Wohlleben ile baş sanık Zschaepe'nın avukatları ayrı bir dilekçe daha verdi. Dilekçenin gerekçesi, mahkeme heyetinin yanlış kurulduğu yönündeydi. Savunma avukatları bu heyetten bir hâkimin duruşmalar başlamadan önce Federal Ceza Mahkemesi'ne tayini çıktığı ve onun yerine geçecek hâkimin yanlış belirlendiğini, heyetin karar veremeyeceğini öne sürdü.

Bu konuda savunma avukatları olarak bir değerlendirmede bulunamayacaklarını belirten Av. Sarıyar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu heyetlerin kuruluşu ile değişik listeler var. Bu listeleri tanımadığımız için hata var mı, kesin konuşamıyoruz. Hakimlerin tavrı rahattı. Bu da bir tedirginlik yok gibi bir görünüm verdi. Bu dilekçeler yarın görüşülecek. Yarın mahkeme kararını verecek. Başka dilekçeler verilecek mi, beklememiz lazım. Bir müdahil avukat tarafından Haç'ın kaldırılması ile ilgili bir dilekçe verilmişti. Dilekçe yarın tekrarlanır mı bilmiyorum. Önemli olan mahkemenin yarın bugün verilen dilekçelerle ilgili bir karar alması.”

dw.de, 14.05.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.