Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > 'Asrın davası' 6 Mayıs'a ertelendi

'Asrın davası' 6 Mayıs'a ertelendi
Almanya’da 2000-2007 yılları arasında sekiz Türk, bir Yunan ve bir Alman kadın polisi öldürdükleri ortaya çıkan aşırı sağcı NSU hakkında görülecek dava 6 Mayıs'a ertelendi. Alman Der Spiegel dergisi erteleme kararının ardında Türk gazetecilerin mahkemeyi takip etmesine izin verilmemesiyle başlayan tartışmanın olduğunu belirterek, akreditasyon başvurularının da en baştan alınacağını duyurdu.

Alman basınında yer alan haberlere göre, "Nasyonal Sosyalist Yeraltı" (NSU) örgütünün Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde görülecek davası 6 Mayıs'a ertelendi.

Alman Der Spiegel dergisi mahkemeyi takip edecek basın mensuplarıyla ilgili başvuruların da en baştan alınacağını duyurdu.

Almanya Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz cuma günü, mahkeme salonunda yeter sayıda Türk gazeteciye yer verilmesi gerektiğine hükmetmişti.

NSU davasının 17 Nisan Çarşamba günü başlaması bekleniyordu. Davada Türk basınına yer verilmemesine tepki gösteren birçok Alman gazeteci ise duruşmalardaki izlenimlerini Hürriyet için yazacaklarını açıklamıştı.

Doğan Haber Ajansı, NSU'nun hayatta kalan tek üyesi Beate Zschaepe ve destekçi zanlılar hakkındaki davanın 2.5 yıl sürmesinin beklendiğini bildirdi.

Almanya’da ‘Asrın davası’ olarak da adlandırılan Münih'teki aşırı sağcı terör hücresi hakkındaki davaya baş hâkimin yanı sıra dört yardımcı hâkim katılacak. Deutsche Welle, davayı yönetip gidişatını belirleyecek baş hâkim Manfred Götzl'ün, 1980'li yıllarda savcılık yaptıktan sonra hâkimliği seçmiş olan tecrübeli bir hukukçu olduğunun altını çizdi. Hakimin, davayı izleyecek gazeteciler için usul hatası yapmamaya ve mutlaka tarafsız davranmaya özen gösterdiği belirtildi. Yer sorunu nedeniyle hangi medya kuruluşunun salona alınacağına kendisinin karar vermek istemediğini söyleyen hakimin ‘Önce başvuran oturur’, formülünü uygun gördüğü, elektronik postayla yapılan başvurularda hata yapıldığının daha sonra ortaya çıktığı kaydedildi.

280 BİN SAYFA OKUNUP DEĞERLENDİRİLDİ
Davaya hazırlık amacıyla 280 bin sayfalık zabıt ve delil okunup değerlendirildi. Sadece savcılık iddianamesinin 500 sayfa tuttuğu belirtildi. Beş sanığın yargılanacağı dava sırasında 600 tanık dinlenecek. 22 tıp uzmanına bilirkişi olarak danışılacak. Sanıklardan en önemlisi olan Zschaepe'yi üç avukat savunacak. Mahkeme heyeti baş sanıktan, cinayetlere doğrudan katılıp katılmadığını ve cinayetleri neden önlemediğini öğrenmek isteyecek. 85 celsede tamamlanması umulan davanın iki buçuk yıl sürmesi bekleniyor.

Alman Hâkimler Birliği Başkanı Christopher Frank, hakimlerin kolay etkilenmesinin söz konusu olmadığını, bütün dosyalardan haberdar olma gibi bir avantaja sahip bulunduklarını söyledi. Frank, “Hakimler kamuoyu oluşturmada ve yönlendirmede izlenen stratejileri de tanıyor. Savunma gibi davadan önce mahkûm etmenin de kamuoyu oluşturma stratejisinin bir parçası olduğu unutulmamalı. Hâkimler bu gibi oyunlardaki art niyeti anlamayacak kadar saf değildir” dedi.

“ONUR KURTARILDI”
Mahkemenin katı tutumu üzerine Sabah gazetesinin Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuru sonunda Türk gazeteciler için üç kişilik kontenjan ayrılması kararlaştırıldı. Mitteldeutsche Zeitung'ta yer alan ‘Onur Kurtarıldı’ başlıklı yorumda Federal Anayasa Mahkemesi’nin çarşamba günü başlayacak davaya kısa süre kala Alman adaleti, hatta ülkenin onurunu kurtardığını yazdı. Gazete, aşırı sağcı terör hücresinin hayattaki tek ismi Beate Zschäpe'nin hazır bulunacağı bu davanın, Almanya’da 1970’li yılların ortalarındaki (sol terörist) Kızılordu ‘RAF’ davalarından bu yana en önemli siyasî dava konumunda olduğunu vurgularken, “Polis ve Alman iç istihbarat kuruluşu olan Anayasayı Koruma Teşkilatı, aşırı sağcı örgütlerin takibatında başarısız kaldı, hatta yıllarca bu eylemleri görmezden geldi. Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi de dava öncesinde bu konuda yetersiz kaldığını sergiledi. Davayı izlemeleri için Türk medya mensuplarından hiç birine salonda yer ayrılmadı. Bu kurbanlara hakaret anlamına geldi. Türk ya da Yunan medyası bu davayı yerinde izleyebilmelidir. Bu dava, Almanları ilgilendiren bir içişleri sorunu değildir” diye yazdı.

Lübecker Nachrichten de Federal Anayasa Mahkemesi’nin şimdi topu bir anlamda Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’ne attığını, mahkemenin duruşma salonunda yabancı gazeteciler için üç ek yer ayrılmasının, bilgi alma ihtiyacını tamamen gidermeyeceğini yazdı. Gazete, “Soruna bulunabilecek en zarif ve adil çözüm basın mensuplarına yer ayrılması prosedürünün ‘havuz-çözümü' yöntemiyle yeniden organize edilmesi olabilir. Böylece gazetecilerin sadece kendi yayın organlarını değil, tüm medya gruplarını bilgilendirmeleri, gelişmelerden haberdar etmeleri gündeme gelebilir. Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi gazeteci örgütleriyle birlikte bu konuda bir an önce görüş birliği sağlamalıdır” yorumuna yer verdi.
 

Hürriyet, 15.04.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.