Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Askerî güç dengeleri değişiyor

Askerî güç dengeleri değişiyor
Başta Çin olmak üzere Asya ülkelerinin askerî harcamaları son hız artırıyor. Ekonomik ve malî krizle boğuşan Avrupa ülkelerinin çoğunluğu oluşturduğu NATO’da ise tasarruf zamanı.

Avrupa'nın eski büyük güçleri artık silahlanmada Asya ülkelerine ayak uyduramıyor. Kuzey Atlantik İttifakı NATO'ya üye büyük Avrupa ülkelerinin orduları geçtiğimiz 12 yıl içinde gittikçe küçüldü. Özellikle de İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya'da. NATO'nun Avrupalı üyelerinde asker sayısı 2000 yılından bu yana yüzde 25 oranında azaltılırken geçtiğimiz yıl toplam asker sayısı 1 milyon 860 bine geriledi. Askerî harcamalar da 2006'ya göre yüzde 11 oranında kısıldı.

Diğer yandan dünya çapında sıcak çatışmaların sayısı artıyor, kriz bölgelerine sürekli yenileri ekleniyor. NATO ülkeleri giderek azalan kaynaklara rağmen kapasiteyi koruma baskısıyla karşı karşıya.

Almanya Savunma Bakanlığı Siyasî İşler Dairesi'nden Yarbay Michael Angerer, başta Almanya olmak üzere NATO üyelerinde askerî yapılanmanın yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirtiyor: “Para her yerde giderek azalıyor. Amerikalılar'da da. Bu nedenle Avrupalı müttefiklere de daha fazla sorumluluk yüklemek istiyorlar. Böylece bir yanda tasarruf yapıp diğer yanda NATO ve AB için kaynak sunma baskısı artıyor. Bu fark ediliyor, hissediliyor ve bu sorunların çözümü üzerine düşünmekten başka seçenek yok. Artık her şeyi tam anlamıyla yapabilen 28 orduya birden sahip olma lüksümüz olmayacak.”

Egemenlik endişesi

Ancak orduların kapasitelerinin azaltılması söz konusu olduğunda devletlerin egemenliği sorunu ortaya çıkıyor. Angerer yakın tarihi nedeniyle Almanya'nın bu konuda sorun yaratmadığını ve ordunun küçültülmesine devam etmeye hazır olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Bunun için iki girişim var. Biri NATO içinde Smart-Defence dediğimiz akıllı savunma. AB'de buna ‘pooling and sharing' yani ‘havuz oluşturup, paylaşma' deniyor. Ama sonuçta aynı sayılır. Konu, eldeki kaynakların makul şekilde harcanması yoluyla azami sonuca ulaşılması.”

Bu strateji kapsamında Baltık ülkelerinin hava sahaları NATO ortak gözetiminde. Deniz kuvvetleri ve nakliyede uçak filosu ortak olarak kullanılıyor. Hollandalılar tanklarını elden çıkarırken talimlerini Almanya'da yapıyor. Almanya NATO içinde bir ağ oluşturulması konusunda elinden geleni yapıyor. Ulm kentinde AB ve NATO'nun emriyle gerektiğinde dünyanın her yerinde devreye girebilecek çok uluslu bir yönetim ve komuta yapısı bulunuyor. Berlin merkezli düşünce kuruluşu Bilim ve Politika Vakfı'ndan güvenlik uzmanı Christian Mölling bu noktada tasarruf yapılmadığını ve bunu doğru bulduğunu belirtiyor.

Mölling, “İttifaklar para tasarrufu için kurulmazlar. İttifakların başlıca üç fonksiyonu vardır: Siyasî meşruiyet oluşturmaları, askerî etkinliği artırmaları gerekir ve askerî kapasitenin belki biraz daha ucuza gelmesine katkıda bulunurlar. Para giderek daha önemli bir rol oynuyor. Güvenlik politikalarında şu an savunmadan ziyade malî politikalar ağır basar hale geldi” diyor.

'Almanya'nın işine gelmiyor'

Tasarruf baskısıyla birlikte müttefiklerin birbirine bağımlılığı da arttı. Artık hiç kimse askerî açıdan tek başına hareket edebilecek durumda değil. Ancak bu, ciddi durumlarda herkesin dâhil olması anlamına geliyor.

Güvenlik uzmanı Mölling, bunun Almanya'nın pek işine gelmediğini belirtiyor: “Son on yılda askerî bütünleşmenin daha çok askerî müdahale sistemine dönüştüğüne tanık olduk ve bu da Almanya'nın düşüncesine pek uymuyor. Yeni yapının kullanılması da gerekiyor. Ama Almanya örneğin AB'nin ortak dış politika oluşturmasına ‘evet' derken iş somutlaşınca nadiren katkıda bulunuyor. Ya da Mali konusunda olduğu gibi 94 asker gönderiyor ama bunun için haftalar süren iç tartışma ve çekişmelerle çalkalanıyor.”

dw.de, 07.04.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.