Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Pakistan siyasetinde Butto'nun gölgesi

Pakistan siyasetinde Butto'nun gölgesi
Pakistan’ın eski başbakanlarından Benazir Butto’nun suikasta kurban gitmesinin üzerinden beş yıl geçti. Pakistan siyasetini derinden etkileyen suikast hâlâ karanlıkta.

Siyaset uzmanı Faruk Hamid Han, “Benazir Butto'nun ölümünden sonra oluşan liderlik boşluğu hâlâ doldurulamadı” diyor.

Butto, bundan beş yıl önce 27 Aralık 2007 tarihinde, Pakistan'ın kuzeyinde bulunan Ravalpindi kentindeki bir seçim mitinginden ayrılırken uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetti. Adlî makamların yürüttüğü soruşturmalara rağmen dönemin muhalefet lideri Butto'nun ölümü bugüne kadar hâlâ tam anlamıyla aydınlatılabilmiş değil.

Suikasti araştırmak için oluşturulan Birleşmiş Milletler Araştırma Komisyonu da karanlıkta kalan soru işaretlerinin çok azına yanıt bulabildi. Sır perdesinin kaldırılamamasının sorumlusu olarak ise parmaklar siyaseti gösteriyor. İktidardaki Pakistan Halk Partisi'ne (PPP) Butto cinayetinin soruşturulmasında yeterince kararlı davranmadığı suçlaması yöneltiliyor.

Pakistan'ın ilk ve şimdiye kadar da tek kadın başbakanı olan Benazir Butto ülkenin önde gelen seçkin ailelerinden birine mensup. 70'li yıllarda devlet başkanlığı ve başbakanlık görevlerinde bulunmuş olan babası Zülfikar Ali Butto, Pakistan tarihinin en önemli politikacılarından biriydi. Ancak Zülfikar Ali Butto dönemin askeri diktatörü General Muhammed Ziya ül-Hak iktidarında, 1979 yılında idam edildi.

Yerel güçlerin desteğini alamadı

Butto'nun Ziya ül-Hak'a yönelik eleştirileri ise ona uluslararası alanda saygınlık ve 1988 yılında da seçim zaferi getirdi.

Deutsche Welle'ye yaptığı değerlendirmede, Butto'nun partisi içinde ve dışında büyük bir çekim gücüne sahip olduğunu söyleyen Hasan Askeray Rizvi, Butto'nun karşıtlarının da bunu kabul ettiğine işaret ediyor. Rizvi, "O, Pakistan'a uluslararası alanda can verdi. Uluslararası çapta Benazir kadar tanınan bir Pakistanlı yok" diyor.

Askerî diktatörlüğe karşı mücadelesinin yanı sıra kişisel karizması ve "şehit kızı" imajı da Butto'nun seçim zaferi elde etmesinde etkili olmuştu. Ancak 1988-1990 ve 1993-1996 tarihleri arasında iki kez başbakanlık koltuğuna oturan Butto ülkenin tamamından destek almayı başaramamıştı. Yerel güçlerin desteklemediği Butto, hakkında ortaya atılan yolsuzluk iddiaları nedeniyle 1988 yılında Dubai'de sürgün hayatı yaşamaya başladı.

Dönemin Devlet Başkanı Pervez Müşerref, 2007 yılında ülkede ulusal uzlaşma projesi çerçevesinde tartışmalı bir af yasasını onayladı ve böylece Butto ile birlikte adı yolsuzluk iddialarına karışan tüm politikacılar ve bürokratların Pakistan'a geri dönüşünün yolu açıldı. Butto, Yüksek Mahkeme'nin kararını beklemeden 18 Ekim 2007 tarihinde seçim kampanyasına katılmak üzere Pakistan'a geri döndü.

Pakistan Anayasası aslında başbakanlıkta üçüncü görev dönemini yasaklıyor. Ancak Pakistan Halk Partisi ile Pakistan Müslüman Birliği - Navaz'ın, Navaz Şerif öncülüğünde koalisyona gitmeleri ve Benazir Butto'nun da yeniden başbakanlığa aday gösterilebileceği konuşuluyordu. Ancak Butto seçimler yapılmadan suikaste kurban gitti.

Partide yönetim krizi

Butto'nun ölümü Pakistan siyasetinde derin etkiler bıraktı. Seçmenlerin büyük desteğini kazanan Pakistan Halk Partisi seçimleri kazandı ve Butto'nun dul eşi Asıf Ali Zerdari devlet başkanı oldu.

Pakistan uzmanı Rizvi, Butto'nun ölümünün iki önemli sonuca yol açtığına dikkat çekerek "İnsanlar aşırılığın bir tehlike olduğunu ve demokrasiyi desteklemeleri gerektiğini öğrendi. Butto'nun ölümünün olumsuz etkisi ise parti içinde hâlâ devam eden bir yönetim krizine yol açtı" diyor.

dw.de, 26.12.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.