Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > İsrail'in yerleşim planına tepki

İsrail'in yerleşim planına tepki
İsrail, Batı Şeria’da üç bin yeni konut inşa edecek. Özellikle Kudüs yakınlarındaki yerleşim projesinin, Batı Şeria’yı bölecek olması nedeniyle endişe ve eleştiriler artıyor.

36 bin nüfuslu Ma’ale Adumim adlı İsrail yerleşim birimi Kudüs ile Şeria vadisi arasındaki çöllük bölgede kurulmuştu. Bu kentin batısındaki bölgeye kısaca E1 deniyor. Burası aynı zamanda İsrail işgali altındaki Batı Şeria’nın en dar olduğu bölge. BM Genel Kurulu’nun Filistinlilere üye olmayan gözlemci devlet statüsünü tanımasından sonra İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu birkaç kilometre genişliğindeki bu topraklarda üç bin konut inşa edileceğini duyurmuştu.

İşgal altındaki topraklarda yerleşim birimleri kurulmasının devletler hukukuna aykırı olmasına rağmen 1967 yılındaki savaştan hemen sonra İsrailliler Doğu Kudüs ile Batı Şeria topraklarına yerleşmeye başlamıştı. İsrail insan hakları örgütlerinin verilerine göre yeşil hat ile Ürdün arasındaki topraklarda yarım milyon İsrailli yaşıyor. Batı Şeria’ya 300 bin, Doğu Kudüs’e ise 200 bin İsrailli yerleşmiş.

Toprak bütünlüğü imkansızlaşıyor
 

Yerleşim politikası sık sık kesilen barış müzakerelerinin en çetin konularından birini oluşturuyor. Filistin devleti kurulursa bu devlet bünyesinde sayısız İsrail yerleşim birimini barındıracak. Filistinliler bu bölgelerde tarım ya da sanayi ile uğraşamayacak, inşaat da yapamayacak. İsrailli insan hakları savunucusu Sarit Michaeli İsrail yönetiminin nihai hedefini şöyle özetliyor: “Yeni yerleşim yerlerinin kurulması ve yerleşim yerlerinin koordinatlarının belirlenmesiyle ilgili stratejik önemdeki kararların öncelikli sebebi Batı Şeria’da Filistin devleti kurulmasını önlemektir. Yerleşim birimlerinin dağılımı, toprak bütünlüğü olan bir Filistin devletinin kurulmasına imkân bırakmayacak şekilde planlanmıştır.”

Filistin toprakları parçalanıyor

Doğu Kudüs’ün Filstin topraklarından koparılması, zaten Gazze Şeridi ile Batı Şeria arasında bölünmüş durumdaki Filistin topraklarının üçe ayrılması anlamına geliyor. Sarit Michaeli, “İsrail E1 planını ABD’nin baskısı yüzünden askıya almıştı. Kudüs yönetimi ABD’ye İsrail’i Batı Şeria’dan koparacak son halka olarak görülen bu bölgede inşaat yapmama sözü vermişti. Burada yerleşim yeri kurulsaydı, Doğu Kudüs ile Batı Şeria arasındaki son bağlantı da kesilecekti.” diyor.

"İki devletli çözümü de imkânsız kılıyor"

Filistinli politikacı Hanan Aşravi de İsrail’in Filistin topraklarına yayılmasındaki tek amacın devletleşmelerini önlemek olduğunu söylüyor. “Üç bin yeni konutun inşa edilmesi sadece İsrail hükümetinin yerleşim faaliyetlerini arttırması anlamına gelmiyor. İki devletli çözümü de imkânsız kılıyor." diyen Aşravi, "İsrail’in E1 projesi aynı zamanda, Doğu Kudüs ile Filistin bölgeleri arasındaki bağlantıyı ortadan kaldırıp Batı Şeria’nın toprak bütünlüğünü parçalayan, dolayısıyla da muhtemel Filistin devletinin hayat damarlarını tıkayan bir projedir.” şeklinde konuşuyor.

"Oylamayı bahane ettiler"

Ortadoğu barış müzakerelerinde Filistin heyetinin sözcülüğünü yapan Hanan Aşravi yerleşim politikasına son verilip yerleşimcilerin İsrail’e dönmesi gerektiğine işaret ediyor. Aşravi E1 planının devreye sokulmasındaki nedeni konusunda, “Kanaatime göre çoktan uygulamaya koydukları planı dünyaya duyurmak için BM Genel Kurulu’ndaki oylamayı bahane ettiler. Bizim gibi bütün dünya da E1 planından ve İsrail’in yerleşim faaliyetlerini genişletme gayretlerinden haberdardı.” şeklinde tahmin yürütüyor.

Uluslararası camiadan sert tepkiler

Yerleşim atağına geçen Netanyahu hükümetinin Filistinlilerin vergi payını da alıkoyması bütün dünyada tepkiyle karşılandı. BM Genel sekreteri Ban Ki Moon barış arayışına öldürücü darbenin indirildiğinden söz ederken, ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya’dan da eleştirici açıklamalar geldi. Netanyahu ise, doğrudan görüşmeler dışındaki devlet arayışına son verilmediği takdirde E1 projesinin tamamlanacağı tehdidinde bulunuyor.

Yerleşim yerlerini doldurmak kolay

İsrail insan hakları örgütü B’Tselem’in sözcüsü Sarit Michaeli, İsrail hükümetinin yeni yerleşim birimlerinin hayalet kentlere dönüşmemesi için elinden geleni yapacağını söylüyor. Michaeli, “Tahminimce bu zor olmayacaktır. İsrail devleti yerleşim yerlerini doldurabilmek için yerleşimcilere büyük kolaylıklar sağlıyor. Yeşil hattın dışında hayat İsrail’dekinden çok daha ucuz. Finansman maliyetleri düşük ve yerleşimlerdeki İsraillilere çeşitli imtiyazlar tanınıyor. Kanımca, yerleşim yerlerini doldurmak zor olmayacaktır.” diyor.
 

dw.de, 04.12.2012

İsrail'in yerleşim planına Fransa ve İngiltere'den sert tepki
İsrail'in Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Filistin topraklarına 3 bin yeni konut inşa etme kararına açıkça tepki gösterenlere İngiltere ve Fransa da katıldı.

Londra ve Paris'teki İsrail elçileri, açıklama için bakanlıklara çağrıldı. İngiltere, bu adımın İsrail'in "Filistinlilerle barış sağlama kararlılığına" gölge düşürdüğünü belirtti.

Birleşmiş Milletler, Filistin'in statüsünün "üye olmayan gözlemci devlet"e yükseltilmesinin hemen sonrasına gelen kararın barış umutlarına "neredeyse ölümcül darbe vurabileceği" uyarısında bulundu.

Rusya ve Almanya da İsrail'in Yahudi yerleşimi planlarına tepki gösterdi.

'İki devletli çözüme ölümcül darbe'

İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında, kararın gözden geçirilmesi talep edilerek, inşaatlara girişilmesi halinde "güçlü tepki" verileceği vurgulandı.

İnşaat planlarından üzüntü duyulduğu belirtilen açıklamada, "Bu iki devletli çözümün yaşayabilmesini tehdit ediyor" denildi.

Kudüs ile Batı Şeria arasındaki Maaleh Adumim yerleşiminin genişletilmesi Filistinliler tarafından, bütünlüklü bir Filistin devletinin kurulmasının önünde bir engel olarak görülüyor.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon da, "iki devletli çözüm şansına neredeyse ölümcül darbe indireceğini" söylediği planın geri çekilmesini talep etti.

İsrail ise E1 bölgesindeki inşaat önerisinin "hazırlık ve planlama aşamasında" olduğunu savunuyor.

Paris'teki İsrail elçisi de Pazartasi sabahı Fransa Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı ve kendisinden açıklama istendi.

BBC muhabiri Peter Biles, İngiltere ve Fransa'nın İsrail'e verilecek tepki konusunda yakın işbirliği içinde olduğunu, ancak İsrail basınında iddia edildiği gibi Tel Aviv'deki İngiliz ve Fransız elçilerin geri çağrılmasının şu aşamada gündemde olmadığını söylüyor.

Almanya hükümeti sözcüsü Steffen Seibert, İsrail'in "bu prosedürden vazgeçeceğini" umduklarını dile getirdi.

Rus Dışişleri Bakanlığı da, böyle bir adımın barışa "en büyük olumsuz etkide" bulunacağının altını çizdi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise "Kudüs'te ve İsrail'in stratejik çıkarlar haritasında yer alan her yerde inşaata devam edeceğiz" diyerek eleştirilere meydan okudu.

Filistin'in vergilerine el koyuldu

Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ün işgalinden bu yana kurulan 100 civarındaki Yahudi yerleşiminde yaklaşık 500 bin kişi yaşıyor.

İşgal altındaki topraklardaki bu yerleşimler uluslararası hukuka göre yasadışı.

İsrail ve Filistin arasındaki barış görüşmeleri 2010'dan beri donmuş vaziyette.

Bu arada İsrail Hükümeti, Filistinliler adına topladığı 100 milyon dolar tutarındaki vergiyi Filistin Yönetimi'ne aktarmayacağını açıkladı.

Karara gerekçe olarak, Filistinlilerin bir elektrik şirketine 200 milyon dolar borcunu ödememesi gösteriliyor.

İsrail Maliye Bakanı Yuval Steinitz, Filistinlilerin devlet olarak tanınma başvurularını ilerletmeleri halinde artık Filistinliler adına vergi ve harç toplamayacaklarını söyledi.

BBCTurkish.com, 03.12.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.