Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > İnternette eğitim eşitliği mümkün mü?

İnternette eğitim eşitliği mümkün mü?
İnternet sayesinde herkesin eğitime katılımını ve bu haktan faydalanmasını sağlamak mümkün mü? Almanya’nın başkenti Berlin düzenlenen, “re:publica” adlı internet konferansında bu soruya yanıt arandı.

Almanya’da eğitimle ilgili tartışmalar genellikle döner dolaşır paraya bağlanır; başka bir deyişle üniversitelere ve okullara daha fazla maddi kaynak ayrılması gerektiğine. Dijital dünyadaki eğitim uzmanlarından Anja C. Wagner, bu yaklaşımın saçma olduğunu söylüyor. Almanya’nın bloglar, sosyal medya ve dijital toplum konusundaki en büyük forumu niteliğindeki, Berlin’de düzenlenen internet konferansı “re:publica”ya katılan eğitim uzmanı, yeni eğitim politikaları üzerine yaptığı konuşmada herkese eğitim ulaştırılması söz konusu olduğunda para miktarının önemli olmadığını kaydediyor.

“Önemli olan paranın miktarından ziyade eğitime ayrılan paranın nasıl dağıtıldığı” diyen Wagner eğitim sisteminde yeni bir anlayışa ihtiyaç olduğuna dikkat çekiyor. Eğitim sorunu genellikle klasik kurumlarla bağdaştırılarak ele alınıyor; bilhassa Almanya’da eğitim reformcusu Wilhelm von Humboldt’un (1767-1835) idealleri çerçevesinde tartışılıyor. Ünlü reformcu üniversiteleri özgürce öğrenme ve araştırma mekânları olarak kabul etmiş ve bu mekânların özerk dünya vatandaşları yetiştirmesi gerektiğini savunmuştu. Anja C. Wagner ise bunun daha o zaman seçkinlere yönelik bir konsept olduğunu, özellikle de “ekonomik açıdan egemen olan sınıfın genç temsilcilerine” uygun olarak tasarlandığını vurguluyor.

Dijital bölünme

Wagner, dünya çapında ve hatta günümüzün küresel internet toplumunda eğitimin ekonomik faktörlerin etkisi altında olduğunu madde madde açıklıyor. Fabrika işçilerinin “yapısal olarak önemsiz” ve bu nedenle hangi ülkede olursa olsun mağdur ve eğitimden koparılmış olduğunu kaydediyor. Okuma ve yazması olmayanların sözünün bile edilmediğini vurguluyor. “Dijital bölünmenin” sadece ülkeler arasında söz konusu olmadığını, bunun tüm toplumları yatay kesen bir bölünme olduğunu kaydediyor. Bu ayrımı ortadan kaldırmak için internete erişimin ilk ve ayırt edici şart olduğunu belirtiyor. Küresel internet toplumundaki “kara deliklerin” sadece kalkınmakta olan ülkelerde değil, Almanya gibi zengin sanayi ülkelerinde olduğunu ifade ediyor.

Sadece teknik açıdan bakıldığında iyimser olmak için nedenler var. 2011 yılı sonu itibariyle toplam dünya nüfusunun yüzde 32,7’sinin internet bağlantısı bulunuyor. Bilhassa Latin Amerika, Asya ve Afrika’da dev büyüme oranları kaydediliyor. Yüzyılın başına kıyasla yüzde 3 binlik bir büyüme yaşanması hayret uyandırıyor. İnternet erişimindeki bu artışın eğitime nasıl yardımcı olduğu ise çok açık değil. “Eğitim sahası uluslararası bir pazarlama sahasına dönüşmüş durumda. Burada eğitim sunanlar, bilhassa da batılı ülkelerden e-learning veya basın ürünleri yoluyla iş yürütüyor” diyen Anja C. Wagner bu tarz kültürel ve ekonomik üstünlüklerin ortadan kaldırılması gereğine dikkat çekiyor.

Eğitimde eşitlik için arayışlar

Berlin’de düzenlenen internet konferansı “re:publica”da bu ideale uygun kimi girişimler bulmak mümkün. Bunlardan biri de ABD’den taban demokrasisi temelinde organize olmuş öğrenim ağı “Hive”. Kurum amaç olarak eğitim konusunda mağdur durumda olan genç insanlara ulaşmayı hedefliyor. New Yorklu Michelle Thorne benzer bir girişimi Berlin’de başlatmayı istiyor.
 

Bir başka girişim ise “ununi.tv”. İnternet aktivistleri tarafından geliştirilen proje de katılım temelinde faaliyet gösteriyor. “Ununi” yani “üniversite olmayan” adındaki projeyi başlatanlar yaptıkları çalışmayı “zamansız, mekansız ve birilerinin birilerine ders anlatmadığı bir modern yüksek okul” olarak tanımlıyor ve eski akademik yapılara bir tepki olarak doğan projenin ilgili olan herkese açık olduğunu kaydediyor.

Ancak tüm bu girişimlere karşın ekonomik açıdan ve teknik eğitim anlamında mağdur olan kesimlerin tüm bu açıklığa karşın bu olanaklardan nasıl faydalanacakları belirsizliğini koruyor. Teknik araçlar katılımı beraberinde getirmiyor. Konferansta bir katılımcının nasıl kullanacağını bilmediği halde bir öğrenciyi internete bağlı bir bilgisayarın önüne koymanın ne işe yarayacağı yönündeki sorusu yanıtsız kalıyor.

dw.de, 09.05.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.