Dünya

 Dünya'dan Başlıklar 

 Dünya > Dünya'dan Başlıklar > Filipinler-ABD tatbikatı Çin'e mesaj mı?

Filipinler-ABD tatbikatı Çin'e mesaj mı?
Filipinler ile ABD'nin yaptığı askeri tatbikattan her iki taraf da faydalanıyor.

Teçhizattan ve tecrübeden yoksun Filipinler ordusu Amerikan uzmanlarının tecrübesinden öğrenirken, ABD de bölgedeki en yakın ve kadim müttefiki ile ilişkilerini sağlamlaşıtrma fırsatı buluyor.

İki ülkenin yakınlığını vurgulamak üzere Balikatan adı verilen tatbikat, Filipin dilinde 'omuz omuza' anlamı taşıyor.

Fakat Filipinler'e coğrafi bakımdan daha yakın olan Çinli yetkililer açısından bu tatbikatlar tam tersi bir etkide bulunuyor.

Çin'in kendisini Filipinler'le omuz omuza olmaktan ziyade, omuz vurulmuş hissetmesi daha muhtemel.

Tartışmalı bölge

Tatbikatlar, Çin ile Filipinler arasında Güney Çin Denizi'nde tartışmalı bir bölge üzerinde gerginliğin arttığı bir dönemde yapılıyor.

Geçen hafta Filipinler'in en büyük savaş gemisi ile iki Çin keşif gemisi, her iki ülkenin de egemenlik iddiasında bulunduğu Scarborough resifinde karşı karşıya gelmişti.

Filipin donanması bir grup Çinli balıkçıyı tutuklamaya çalışmış, Çin'in keşif gemileri ise buna engel olmuştu.

Bu ay başlarında ise Çinli tümgeneral Luo Yuan, resmi gazere Global Times'a yazdığı bir yazıda, egemenlik sorunlarını çözme konusunda Filipinler'in "son şansa" sahip olduğunu vurgulayarak şöyle devam ediyordu:

"Filipinler'in en büyük hatası, Çin'in kendi toprak bütünlüğünü koruma gücü ve iradesi konusunda yanlış tahminde bulunmasıdır."

ABD faktörü

Bir de ABD faktörü var.

Çin, Güney Çin Denizi sorununun bölgesel bir sorun olduğunu ve ABD'nin karışmaması gerektiğini düşünüyor.

Fakat ABD geçen yıldan beri bunun tam tersini yaparak askeri gücünü Asya üzerinde yoğunlaştırıyor, Filipinler ile ilişkilerini güçlendiriyor, askeri birliklerinin sayısını arttırmak ve ortak tatbikatları sıklaştırmak için görüşmelerde bulunuyor.

Bütün bunları düşününce, tartışma konusu bölgelerden biri olan Spratly adalarına yakınlığıyla bilinen Palawan'da tatbikat yapan binlerce Amerikan ve Filipin askerinin Pekin tarafından hoş karşılanmayacağı açık.

Kazanılmış haklar

Çin, Güney Çin Denizi'nin büyük bölümü üzerinde hak iddia ederken, başta Filipinler ve Vietnam olmak üzere beş diğer bölge ülkesi de belli bölgelerde hak iddiasında bulunuyor.

Bu, bölgede dağınık halde bulunan küçük adacıkların hangi ülkeye dahil olacağı sorunundan ziyade, zengin petrol ve gaz yataklarını kimin kullanacağıyla ilgili.

ABD de dahil diğer ülkeler açısından ise sorun, dünya ticaretinin yaklaşık yarısını barındıran Güney Çin Denizi'ni ticaret yolları bakımından kullanıma açık tutma sorunudur.

Filipinler ABD'nin yardımına ve desteğine muhtaç olduğunun farkında; ama aynı zamanda Çin ile ilişkilerinin de aynı derecede, hatta bazılarına göre daha fazla önemli olduğunu biliyor.

Bu nedenle Filipinler'in bu iki büyük güç arasında dengeyi iyi kurması gerekiyor.

Eski sömürge ilişkilerin ve mevcut politik durum nedeniyle Filipinler'in en favori müttefiki ABD olmuştur.

'Yüzümüzü Çin'e de dönmemiz gerek'

Ancak Çin'in de bu ülke üzerindeki etkisi fazla olmuş ve ABD'den birkaç yüzyıl daha eskiye dayanan bir özellik taşımıştır.

Filipinler'deki Çin Araştırmalar merkezi başkanı Teresita Ang See, Filipinler'deki Çin mirasının hep çantada keklik olarak görüldüğünü ifade ederek "çıkarlarımız için yüzümüzü ABD'ye olduğu kadar Çin'e de dönmemiz gerek" diyor.

Ekonomik açıdan bu kesinlikle doğru.

Çin'in Filipinler ile olan ticareti ABD ile olandan az değil; 2016'da iki katına çıkarak 60 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Aktivist Renato Reyes gibi, Filipinler hükümetinin ABD'ye fazlasıyla vurgu yapmasını eleştiren çok sayıda kişi de var.

Reyes ABD'nin Filipinler'deki askeri girişimlerine şiddetle karşı çıkarak "eğer hükümet bizim ulusal çıkarlarımızın ABD ile aynı olduğunu düşünüyorsa yanılıyor" diyor.

İlişkileri tazelemek

Filipinler, Çin ile ilişkilerini tazelemek istiyor.

Hem Cumhurbaşkanı Benigno Aquino hem de Dışişleri Bakanı Albert Del Rosario son bir yıl içinde Pekin'i ziyaret ederek anlaşmalar imzalayıp kültürel değişim programları organize ettiler.

Hatta son aylarda bazı uzmanlar, iki ülke arasındaki en zorlu sorunlardan biri olan Güney Çin Denizi konusunda bile yavaş yavaş bazı gelişmelerin kaydedildiğini öne sürüyor.

Geçen haftaki sertleşme bir yana bırakılırsa, Filipin bölgesinde izinsiz Çin gemisine uzun süre rastlanmadı.

Uluslararası Kriz Grubu'nun Çin danışmanı Stephnaie Kleine Ahlbrandt, Çin'in ortamı sakinleştirmek için çaba gösterdiğini ve bölgede yaşanan gerginliklerin bölge ülkelerini ABD'ye yaklaştırdığını farkettiğini belirtiyor.

Tümgeneral Luo Yuan'ın dillendirdiği gerilim yanlısı tutumun Pekin'in resmi düşüncesini ne kadar yansıttığını tahmin etmek zor.

Ahlbrandt'a göre, Çin'in diğer bölümlerinden farklı olarak Güney Çin Denizi politikasından sorumlu merkezi bir mekanizma bulunmuyor.

Ahlbrandt, "Çin deniz politikası ile ilgili çevrelerin, hükümetin farklı bölümleri arasındaki koordinasyon eksikliğini tanımlamak için 'denizleri karıştıran dokuz ejderha' deyimini kullandığını" söylüyor.

Çin'in uzun vadeli stratejisi net olmamakla beraber, bu son olaylardan sonra bugün gerginliğin arttığını söylemek mümkün.

Askeri birlikler bu hafta boyunca çatışma tatbikatları yaparken Filipinli yetkililer bu tatbikatlarda öğrendiklerini hiçbir zaman kullanmak zorunda kalmamayı umuyor olmalılar.

BBCTurkish.com, 16.04.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.