Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan: Bana diktatör miktatör demişler hiç umurumda değil; bir kulağımdan girer, ötekinden çıkar!

Erdoğan: Bu densizlerin amacı Türkiye'yi uluslararası alanda sıkıntıya sokmak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tutuklanan HDP'lilerin ifade vermeye gitmediği için bu sürecin yaşandığını söyledi ve "Bu densizlerin amacı Türkiye'yi uluslararası alanda sıkıntıya sokmak" dedi. Erdoğan, tutuklamalara tepki gösteren Batı'yı da sert sözlerle eleştirdi.

Üsküdar'da düzenlenen Sağlık Bilimleri Üniversitesi Fahri Doktora Tevdi töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, HDP Eş Genel Başkanları ve milletvekillerinin tutuklanmasıyla ilgili değerlendirme yaptı. Tutuklamalara karşı Batı'dan gelen tepkileri de eleştirdi. "Diktatör Erdoğan" manşetiyle çıkan AlmanBild gazetesi üzerinden Batı'ya seslendi.

"Terör örgütü PKK’nın parlamentoda uzantıları var" diyen Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Dokunulmazlıklar üzerinden Meclis'e, devlete, millete, yargıya meydan okuyan, hatta hakaret eden bu densizlerin amacı Türkiye'yi uluslararası alanda sıkıntıya sokmaktır. Açık net söylüyorum. Benim uluslararası bu saldırılardan en ufak bir korkum, endişem yoktur. Benim için aslolan milletimdir."

"Israrla bu konuyu tahrik unsuru haline getirmeye çalıştılar"

"7 Haziran'da hatırlayın, 80 milletvekili yakaladılar. Tamam işte 80 milletvekili, bak hadi otur da parlamentoda işine bak. Yok... 80 milletvekilini aldıkları günün ertesinde Diyarbakır'da halkı sokağa davet ettiler ve 50 kişinin ölümüne neden oldular. Ölen Kürt'tü, öldüren de Kürt'tü. Bunu onlar yaptı. Esasen yaşanan hadise çok açık ve nettir. Bilindiği gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi, geçtiğimiz Mayıs ayında istisnasız tüm milletvekillerinin dokunulmazlıklarını ne yaptı, kaldırdı. Yani bu sadece onlara yönelik bir olay değil. Fakat şu anda Batı'nın ağzına bakın, Batı şu anda nasıl değerlendirmeler yapıyor. Bu düzenleme Anayasa Mahkemesi'ne götürüldü, biliyorsunuz. Yüksek Mahkeme de yapılan işlemi ne yaptı, hukuka uygun buldu. Bunun üzerine genel başkanlar dâhil olmak üzere yargı safhasında dosyası olan milletvekilleri ilgili adliyelere gidip ifadelerini vermeye başlamışlardır. Ancak bir siyasi partinin mensupları en başından beri ısrarla bu konuyu tahrik unsuru haline getirmeye çalışmışlardır."

"Kimse kendisini hukukun üstünde, dışında, sağında, solunda göremez"

"Böyle bir ortamda kendilerini biliyorsunuz, ifade vermek üzere davet eden yargı mensuplarını ve dolayısıyla Türk devletini hiçe sayanlara müsamaha gösterilmesi söz konusu olamaz. Meclis'in karar verdiği, Anayasa Mahkemesi'nin hukuka uygun bulduğu, yargının kendi usûlü çerçevesinde harekete geçtiği bir konuda birilerinin çıkıp 'Biz sizi tanımıyoruz' demesi aslında 'Bunun için bize yapılacak her türlü muameleyi de peşinen kabul ediyoruz' anlamına geliyor. Çünkü hukukun usûlü bellidir; ifade vermeye gitmezsen zorla götürülürsün. Önceki gün yapılan işlemlerin adı tam olarak işte budur, yani hukukun işletilmesidir. Bu ülkede hiç kimse layüsel değildir. Hiç kimse kendisini hukukun üstünde, dışında, sağında, solunda göremez."

"Gözümüz kimseyi görmez"

"Siz milletvekili gibi değil de terörist gibi davranırsanız elbette terörist muamelesi görürsünüz. Bir fikri, bir siyaseti savunmakla terör örgütünü, teröristi, terör eylemlerini savunmak çok farklıdır. Bizim her türlü fikrin ifadesine, katılmıyor olsak da saygımız vardır. Ancak konu ülkenin bütünlüğü, milletin birliği, vatandaşların can güvenliği olduğunda hiç kimse kusura bakmasın, gözümüz kimseyi görmez. Sıfatı ne olursa olsun, kendi ülkesine, kendi milletine ihanet içinde olanların yargıya hesap vermesini sağlamak, bunun için gereken altyapıyı oluşturmak, bizlerin en başta gelen görevidir."

Batı'ya tepki: Bizdeki hukuk, guguk mu? 

"En son işte yaşanan olaylarda Avrupalı bakanlar Türkiye'ye hücum ediyorlar, buraya gelip gidiyorlar. Malum partiyi gidiyorlar ziyaret ediyorlar. Ne olacak yani, gelip gidecekseniz? Buradaki kararı mı değiştireceksiniz? Burada hukuk var. Biz bunlara bir şey söylediğimiz zaman diyorlar ki 'Biz hukuk devletiyiz, dolayısıyla biz hukuka müdahale edemeyiz, hukuk bağımsızdır. tarafsızdır.' E senin ki tarafsız, bağımsız. Bizdeki hukuk, guguk mu? Bizimki de tarafsız, bağımsız. Sen nasıl saygı istiyorsan bize de saygı duyacaksın. Kusura bakma."

"Batı bizim için hiçbir zaman hayırlı rüya gördü mü? Görmedi. 53 sene Avrupa Birliği'nin kapısında bekletilen Türkiye için Batı'dan biz ne bekleyeceğiz. Kendimizi aldatmayalım. Biz kendi göbeğimizi, kendimiz keseceğiz. İnanın çalışalım, gayret edelim, ilim olarak değerli hocalarım şu sevgili öğrencilerimizi geleceğe hazırlasınlar, biz bunları sollayıp aşar, geçeriz. Hiç endişeniz olmasın."

"Avrupa teröre yataklık yapıyor"

"4 bin MİT dosyası verdim ben Sayın Şansölye'ye teröristlerle ilgili. 6 ay kadar önce İstanbul'da yaptığımız görüşmede, 'Ben size 4 bin dosya vermiştim, hatırlıyor musun?' dedim. 'Hatırlıyorum' dedi. 'Peki ne oldu o dosyalar' dedim. Dedi ki 'O dosyalar şu anda 4 bin 500 oldu'. 'Peki ne olacak?' dedim. Geciken adalet, adalet değildir. Bu adaleti geciktiriyorsunuz. Avrupa, birlik olarak PKK'yı terör örgütü ilân etmesine rağmen şu anda teröre yataklık yapmaktadır. Çok açık net."

"Diktatör demişler, hiç umurumda değil"

"En basitinden Sabancı ailesi. Biliyorsunuz fâili yakalanmıştır, diğer kapıdan salınmıştır. Yaptıkları iş bu. Bizler onların bu yaklaşım tarzına karşı somut güvenlik anlayışımızı deldirmeyeceğiz. Bizi karikatür yapacaklar gazetelerde filan, biz de geri adım atacağız... Boşuna kafalarını yormasınlar. Biz bunların ne olduğunu biliyoruz. Tarihlerini iyi biliyoruz onların. 14 yıllık başbakanlık, cumhurbaşkanlığı dönemimde çok iyi tanıdım onları. Artık hücrelerini okuyorum. Onlar bana diktatör miktatör demiş, hiç umrumda değil. Bir kulağımdan girer, diğer kulağımdan çıkar. Milletim ne diyor? Benim için önemli olan milletimin ne dediğidir. Onun için ben milletime hizmetkâr olmaya geldim derken bunu kast ediyorum."

"Ey Batı, bunları duy bakalım"

"Sadece 20 Temmuz 2015 tarihinden bu yana PKK, 787 güvenlik görevlimizi, 312 sivil vatandaşımızı şehit etti. Bu eylemlerde 4 binin üzerinde güvenlik görevlimiz, 2 binin üzerinde vatandaşımız da yaralandı. Bölücü terör örgütüne yönelik operasyonlarda 5 bin 500 silah, 650 bin mermi, 142 ton patlayıcı malzemesi, 15 bine yakın bomba ele geçirildi. Ey Batı, bunları duy bakalım."

"Şu ne der, bu ne der diye bir ölçü yok"

"Uzun zamandır ya bir terör olayı ya da terörle mücadelede yaşanan gelişmeler sebebiyle gündemimizin diğer konularını yeteri kadar konuşma, tartışma imkânı bulamıyoruz. Bu durumdan duyduğum rahatsızlığı da her fırsatta dile getiriyor, arkadaşlarımı kendi gündemlerine, asli işlerine odaklanmaları yönünde ikâz ediyorum. Cumhurbaşkanı olarak ben de imkânların el verdiği ölçüde 2023 hedefleri kapsamındaki çalışmalar başta olmak üzere büyük projeleri, önemli yatırımları yakından izliyor, katkı vermeye çalışıyorum. Fakat bazı meseleler var ki onlarla ilgili değerlendirmemizi kamuoyuyla paylaşmak da en az diğer konular kadar önemli hâle geliyor. Önceki gün başlayan ve halen devam eden, terör örgütü PKK'ya destek veren milletvekilleriyle ilgili süreç de işte böyle bir konudur."

"Türkiye son 3 yıldır yaşadığı hadiseler sebebiyle artık olaylara bakış açısını değiştirmiş, kendisine yeni yol çizmiş bir ülkedir. Bundan sonra bizim için 'Şu ne der, bu ne der?" diye bir ölçü yoktur. Artık bizim ölçümüz, ülkemizin ve milletimizin bekâsı için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmaktır. Mesela 2013 yılında Gezi olayları sırasında biz bu anlayışla hareket ettik. Aynı yılın sonunda yaşadığımız 17-25 Aralık emniyet - yargı darbe girişiminde de ölçümüz yine buydu."

aljazeera.com.tr, 06.11.2016


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.