Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 'kan' yanıtı: Senin ellerin kadar dişlerin de kanlı

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 'kan' yanıtı: Senin ellerin kadar dişlerin de kanlı
CHP Lideri Kılıçdaroğlu "Biz ancak Kızılay'a kan veririz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, "Türkiye'de ölenlerin kanları senin elinde. Senin dişlerin de kanlı! İnsanlar katledilsin diye silah gönderdin. Davaların savcısı değil miydin? O dava boyunca ölenlerin sorumlusu sensin. Berkin Elvan'a bir 'Allah Rahmet Eylesin' bile demedin" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmadan satır başları: 

"Biz ancak Kızılay'a kan veririz" diyor. Ben biliyorum sen kanı bile parayla satarsın! Demiş ki, bir halktan besleniyoruz demiş. Kimin kandan beslendiği ortada. Binlerce kişi hayatını kaybetti. 3 milyona yakın kişi Türkiye'de o ölenlerin kanları senin elinde. Senin dişlerin de kanlı! İnsanlar katledilsin diye gönderdin. Hala insanlar öldürülüyor. Onların tamamının sorumlusu sensin. Davaların savcısı değil miydin? O dava boyunca ölenlerin sorumlusu sensin. 15 yaşındaki Berkin Elvan'a bir Allah Rahmet Eylesin bile demedin. Sende din var mı iman var mı? Şeref var mı? söyle bakalım ne var sende!Sen kandan, gerginlikten, şiddetten besleniyorsun. 400 milletvekili verin huzur içinde çözelim demişti. Vermezseniz her gün kan ölüm gözyaşı. İnsanda biraz utanma olur. 8 şehidimizin olduğu gün beyefendi nikah töreni yapıyor. Ama nikahını yaparsın mütavazi yaparsın ne demek böyle bir şey! 23 Nisan'ı yasaklarsın ama öbür tarafta gider her türlü pisliği yersin bunu affetmiyroum! Milleti soyup soğana çevirdin. 33 milyar lira kayıp kaçak. Kime fautra ediyor, kayıp kaçak yapmayan vatandaştan alıyor.

TOBB GENEL KURULU'NDAKİ SÖZLERİNİ TEKRARLADI 

TOBB Genel Kurulu'nda bir konuşma yaptım. Kıyamet koptu. Vay efendim siz nasıl böyle bir şey yaparsınız diyorlar. Ne demişim orada.

Bir kişi konuşacak Türkiye susacak. Biri konuşacak hakim ona göre karar verecek, bir kişi konuşacak ona göre milletvekili listeleri hazırlanacak. Bir kişi konuşacak istediği adam hapse girecek. Böyle bir sistemi kan dökmeden gerçekleştirmezsiniz.

Yine aynısını söylüyorum. Korkma, yürekli ol. CHP oldukça bu ülkede rejimi hiç kimse değiştiremez.

İDAMLA İLGİLİ GERÇEĞİ SİZE AÇIKLAYACAĞIM

Sakın ama sakın Adnan Menderes'in adını ağzına alma. İdamlarla ilgili bir gerçeği size açıklayacağım. 27 ihtilalinden sonra yargılamalar oldu. İdam kararları çıktı, Menderes ve arkadaşları idam edildi. Siyasi düşüncesinden ötürü hiç kimse ayırılmamalı. Suudi Arabistan'da 47 kişi idam edildi. Efendim bu Suudi Arabistan'nın kanunlarında var dedi. Mısır'a 2 elçimizi gönderdik ve deyin ki siyasi idamlar doğru değildir deyin. Bangladeş'te de bir kişiyi idam ettiler. Erdoğan köpürdü, vay nasıl idam edilir mi? Suudi Arabistan'da kanun var da Bangladeş'te yok mu? İdama karşıysan her yerde karşı ol kardeşim!

CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'nün de altında imzası olduğu bir bildiri yayınlıyorlar. İsmet İnönü sadece kendi imzasıyla bir yazı yazıyor. Kendisi kaleme alıyor. 4 sayfalık bir mektup. Orda şöyle yazar: "Eğer varit ise, ordu adına Milli Birlik Komitesi'nin idam kararının tasdikine icbar edilmesi (zorlanması) haksız ve kanunsuzdur. Ordu adının böyle bir mevzuda kullanılması, Türk Ordusu'nun ebedi şerefine karşı saygı duygusu ile telif olunamaz. Ordu tesiriyle bir infaz muamelesi millette orduya karşı deva bulmaz bir kırgınlık yaratacaktır. Milletle ordu arasına girecek böyle bir hatıranın tepkisini düşünmek insana dehşet veriyor."

Menderes’in eşi Berin Hanım kocasını kurtarabilmek için son çare küçük oğlu Aydın’la birlikte İsmet İnönü’nün kapısını çalmıştı:

“Annem sözü uzatmadan ‘Paşam, Adnan’ı siz de tanırsınız. İdamı çok büyük haksızlık olur’ dedi. İsmet Paşa da cevaben ‘Elimden gelenleri yaptım. Ancak bunlar çılgın vaziyetteler. Bir türlü söz dinlemiyorlar’ yanıtını verdi. Paşanın gözleri nemliydi.”

İdamların kaldırılması kararı rahmetli Ecevit zamanında alınmıştır. Biz her zaman demokrasiyi savunduk.

"ÖLEN HER ÇOCUĞUN SORUMLUSU BUNLARDIR" 

3 Kasım 2014. Mehmet Ali Şahin'in bir açıklamasını sizinle paylaşacağım: Güneydoğu'da örgüt vergi topluyor ne diyorsnuz? O da diyor ki evet, duyumların yanı sıra bazı bilgiler de bize geliyor diyor. Bu hükümet teröre yardım ve yataklık yapmışlardır. Terör örgütünün sponsoru hamisi ve yardım ve yataklık yapanları bunlardır. Gelen her şehidin sorumlusu bunlardır, ölen her çocuğun sorumlusu bunlardır. Analar ağlamasın diye geldiler anası ağlamayan kadın kalmadı.

Adımız sadece terörle değil yolsuzlukla da anılıyor. Amerika'da bir uluslararası yardım kuruluşu var. Bizimkiler gibi üzerine ilaç altına silah saklamıyorlar. Diyorlar ki "Şu ana kadar yürütülen soruşturmada Suriye'ye insani yardım gönderilmesi için bir ihale ve rüşvet ağırının oluşturduğu tespit edilmiştir." diyorlar. Evet bunu 6 Mayıs 2016'da söylüyor. En tepedeki malı götürürse alttaki durur mu? Türkiye üzerinden yaptığımız yardımları durdurduk diyorlar. Ve çok önemli bir açıklama yapıyorlar. Ben Amerikalı iş adamının vergisiyle yardım yapıyorum bu konuda sıfır toleransım var diyorlar. Sesini çıkaramazsan sen demokrasiden yana bir kurum değilsin demektir.

"SAVCI DEDİĞİN ADAM BİRİLERİNİN UŞAKLIĞINI YAPMAZ"

Savcı dediğin adam yürekli adamdır. Savcı dediğin adam birilerinin uşaklığını yapmaz. Savcı dediğin adam soruşturma açar. Nokta.

Düşük profil ne demek; aklını kullanmayan adam demek. Bu kişilere aynı zamanda dalkavuk da denilir. Peki, bu yetiyor mu hayır. Diktatör yine buyurmuş, mutlaka bıyıklı olmalı. Bir bakıyorsun herkes bıyık bırakıyor. Şimdi vatandaşlarıma sesleniyorum; siz böyle bir başbakan seçim tarihinde böyle bir yöntem gördünüz mü? Bıyığı arada bir kıvırıp ortalıkta dolaşan milyon Ali var. Diktatörler soruyorlar "efendim siz tarafsızlık için namus ve şeref üzerine yemin ettiniz" diktatör diyor ki "ne demek namus ve şeref, olmayan şey tartışılır mı?" Ne istiyorsun arkadaş? Bıyıklı tamam, önüne yatma o da tamam. Cumhurbşakanı da oldun. Allah aşkına sen ne olmak istiyorsun? Ben Başkan olmak istiyorum diyor. Valiyi, Kaymakamı, Hakimi, Savcıyı, Belediye Başkanını ben belirleyeceğim diyor. Sen böyle bir demokrasiyi bizim bedenimizi çiğnemeden hayata geçiremezsin. Başkanlık nedir? Millet de bilmiyor. Söylersem zaten ana muhalefetin genel başkanı. Star Gazetesi'nde Adnan Küçük adlı bir Yardımcı Doçent köşe yazıyor. Hiç bir yorum yapmadan aynen okuyorum:

Türkiye’de başkanlık sistemi ile birlikte zorunlu olarak “federal devlet yapısı” ya da “özerk yönetim” de benimsenecek. Bunun neticesinde de ülke bölünüp parçalanacak. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bütün yetkiler başkanda toplandığı zaman, herkesi korkutan başkanın diktatör olması nasıl önlenecek?

Yeni anayasa ile terörün çözümlenmesi konusunda ne tür iyileşmeler olacak?
Taş üstünde taş gövde üstünde baş bırakmayacağım diyor.
Başkanı denetleyecek bir kurum olacak mı?

23 milyon oy almış bir partinin başkanına darbe yapıyor. CHP'den başka bunu savunan kim? Millet can derdinde, 6 milyonu aşkın işsiz var. Ne olacak bu çocuklar? 17 milyon yoksulumuz var.

İZMİR BÜYÜKŞEHİR'E ÖVGÜ 

İzmir Belediyesi'nin kredi notu Türkiye notunun 10 basamak üzerinde. CHP iktidarında Türkiye de bu performansı gösterecek.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne demişti; Köylü milletin efendisidir. Evet onlar bizim efendimizidir. 21. yüzyılda dünyanın en pahalı mazotunu çiftçiye satıyoruz. Gübre, elektrikte onun aleyhine çalışıyor. Fındık, çay, süt üreticileri memnun değil.

Sen bütün bunlarla uğraşırken Tarım Bakanı Fransız tarımına yaptığı katkılardan dolayı liyakat madalyası aldı. Ben liyakat madalyasını senin göğsüne şeref madalyası olarak takacağım.

Geçen hafta sonu Van'daydık. Bazı arkadaşlarımız Van'ı ilk kez gördü. Bodrum Belediye Başkanımız ilk kez geldi Van'a. Vanlı üzüntülü ve mahsun. Görkemli bir tarihi var. Van denizi var Van.
Esnafın sanatkarın, dertlerini dinledik. Bu toplantıda Vanlı kardeşlerime seslenmek istiyorum; deprem sonrası yaralar çok sarılmadı. Yılbaşını bile Van'da geçirdim. Terör burada nasıl sorunsa orada da bir numaralı sorun. Biz memleketimizde huzur içinde yaşamak istiyoruz. Terörden kaçan Yüksekovalılar var. En az 40 bin.

Van TSO Başkanı bize 'Türkiye'nin en borçlu kentine hoş geldiniz genel başkanım' diye hitap etti. Sınır ticareti bizim için çok önemli diyorlar. Bir taraftan terör bir taraftan işsizlik biz bunun altından kalkamıyoruz.

Van gölü hızla kirleniyor, korunmasıyla ilgili bir önlem bekliyorlar.

Terör sadece sizin gündeminde değil, Türkiye'nin gündeminde. Terör kimden ve nereden gelirse gelsin hep beraber teröre karşı otak tavır sergilemeliyiz. Bunu söyledim. Bizim duyarlılığımızı bütün bölgenin sergilemesi gerektiğini söyledim. 2002'de iktidara geldiler, Türkiye'de terör var mıydı? Yoktu. Bugün kan gövdeyi götürüyor. Evler bombalanıyor. Masum çocuklar kadınları bu hale getiren kaçak sarayda oturan diktatör bozuntusudur. 

Cumhuriyet, 17.05.2016


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.