Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan: Paralel yapının içinde kalanlar başlarına gelecekleri kabul ediyor demektir

Erdoğan: Bu millet kendi göbeğini kendisi kesecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin PYD'ye yönelik ikircikli tavrını eleştirdi ve "Amerika'dan Savunma Bakanı ayrı şey söylüyor, öbür tarafta sözcü ayrı şey söylüyor.Öyleyse bu millet kendi göbeğini kendisi kesecektir. Başka bunun çaresi yok" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İlim Yayma Cemiyeti'nin 65. kuruluş yıldönümü programında konuştu. Erdoğan konuşmasında ABD'nin PYD'ye yönelik tavrını eleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terör konusunda da aynı çifte standarda, aynı ikircikli tavra şahit oluyoruz. Bakın biz 'PYD terör örgütüdür' diyoruz, 'YPG terör örgütüdür' diyoruz. Çok enteresan Amerika'dan Savunma Bakanı ayrı şey söylüyor, öbür tarafta sözcü ayrı şey söylüyor. Diyor ki 'YPG'yi, PYD'yi terör örgütü olarak kabul etmiyoruz.' Bu nasıl bir şeydir? Kendileriyle konuştuğumuzda bize artık farklı konuşuyorlar ama bakıyorsunuz ki sırtımızı dönüyoruz, bunlar farklı şeyler söylüyorlar. Öyleyse bu millet kendi göbeğini kendisi kesecektir. Başka bunun çaresi yok" dedi.

Erdoğan konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

"Yalanın envai çeşidi şu anda onlarda paralel devlet yapılanması var. Çünkü onlar da takiyeci. Bunu da başarıyla yürütüyorlar. İşte bakın şu anda çok ciddi bir kısmı cezaevlerinde, bir kısmı kaçtı gitti. Dedik ya inlerine gireceğiz, girdik ve giriyoruz. Bu ten bu canda oldukça bu ümmete ihanet eden kim olursa olsun bunların üzerine sonuna kadar gideceğiz... Bu yapının içinde kalanlar başlarına gelecekleri kabul ediyor demektir."

"3 yıl önce Gezi olayları sırasında yaşanan hadiseleri sanki ülkede bir iç savaş yaşanıyormuş gibi gösteren, bu yönde yayın yapan Batılı medya kuruluşları ülkemizde kamp kurmuşlardı. Sonra manşetlerini, sayfalarını, sütunlarını 'Türkiye teröre destek veriyor' kara propagandasına hasrettiler. Bu arada basın yayın özgürlüğü üzerinden ülkemizi karalamak için her türlü çabayı gösterdiler. Şu anda Paralel Devlet Yapılanması bunu yapmıyor mu? Türkiye'de başarılı olamayınca Batı'nın değişik ülkelerinde Paralel Devlet Yapılanması'nın medya unsurları, oralarda ülkemiz aleyhinde kampanyalar sürdürüyor."

"Peki bunların takipçisi olmayacak mıyız?"

"Bölgeyi kendi çıkarları için dizayn etmek isteyenler, o dönemde basın yayın kuruluşlarını nasıl bir silah gibi kullanmışlarsa, 100 yıl sonra aynısını bugün de yapıyorlar. Suriye meselesinde, Irak konusunda, Güneydoğu Anadolu'daki olaylar hususunda aynı yaklaşımın ürünü haberlere, manşetlere, sosyal medya kampanyalarına her gün şahit oluyoruz"

"Ülkemizin tarihindeki en açık, en aleni, en cüretkar ihanet teşebbüslerinden birini gerçekleştirenlerin bu devlete ve bu millete yapamayacakları kötülük yoktur. Kim olursa olsun. Bunun içinde yargı yer aldı mı? Aldı. Bunun içinde ne yazık ki güvenlik güçleri yer aldı mı? Aldı. Bunun içinde medya yer aldı mı? Aldı. Bunları yaşadık. Peki bunların takipçisi olmayacak mıyız? Rabbim onların kirli hesaplarını altüst etmiş, bu ihaneti yapanları kendi kazdıkları kuyuya düşürmüştür. Türkiye'yi terör örgütlerine yardım eden ülke gibi göstermeye çalışanlar bugün kendileri terör örgütü olarak tescillenmiştir. Paralel ihanet şebekesinin ülkemize verdiği zarar gayet büyüktür. Türkiye'nin bilhassa çeyrek asrının en parlak beyinleri, bu örgüt tarafından adeta iğfal edilmiş, şahsiyetsiz, kişiliksiz, riyakar robotlar haline dönüştürülmüştür."

"Yanlışımızı telafi etmek durumundayız"

"Bölücü örgütün paçavralarını taşıyanlar, Ermeni örgütlerinin yandaşları ve Paralel Yapı'nın elemanları yan yana, omuz omuza, kol kola, ülkemizin aleyhine slogan atıyorlar, gösteri yapıyorlar. Hatta fırsat bulduklarında işi saldırganlığa kadar vardırıyorlar. Bunun için ben her fırsatta 'yerli' ve 'milli' vurgusunu yapıyorum. Şayet yerli değilseniz, şayet milli bir duruşunuz yoksa, Paralel Yapı gibi ruhunuzu ve bedeninizi başkalarının emrine vermişseniz, sizi kendi ülkeniz aleyhine de bağırtırlar, kendi ülkenize karşı silah da çektirirler."

"Bölücü terör örgütünün mensupları ve destekçileri, hem ülke içinde hem dışarıda, Türkiye'nin aleyhine ne varsa, hepsinde en başta yer alıyorlar. Şimdi aynı safta Paralel Devlet Yapılanması dediğimiz ihanet şebekesinin mensupları da bunu yapıyor. Aynı saftalar, hiç farklılık yok. Bu yapı dünyanın hangi ülkesinde etkinliği varsa, orada tüm imkanlarını, gücünü, elemanlarını ülkemizin ve milletimizin aleyhine olan işler için seferber etmiş bulunuyor. Gittiğimiz ülkelerde bu acı gerçeği bizzat gördük. Böyle bir parayı bunlar bu ülkelere nasıl aktardılar, nereden buldular, nasıl buldular? Onun için çok çalışacağız, yanlışımızı telafi etmek durumundayız."

ABD'ye eleştiri

"Terör konusunda da aynı çifte standarda, aynı ikircikli tavra şahit oluyoruz. Bakın biz 'PYD terör örgütüdür' diyoruz, 'YPG terör örgütüdür' diyoruz. Çok enteresan Amerika'dan Savunma Bakanı ayrı şey söylüyor, öbür tarafta sözcü ayrı şey söylüyor. Diyor ki 'YPG'yi, PYD'yi terör örgütü olarak kabul etmiyoruz.' Bu nasıl bir şeydir? Kendileriyle konuştuğumuzda bize artık farklı konuşuyorlar ama bakıyorsunuz ki sırtımızı dönüyoruz, bunlar farklı şeyler söylüyorlar. Öyleyse bu millet kendi göbeğini kendisi kesecektir. Başka bunun çaresi yok."

"Kut'ül Amare, bu milletin Avrupa ülkeleri tarafından 'hasta adam' olarak ilan edildiği, topraklarının paylaşıldığı, beka mücadelesi verdiği kritik bir dönemde kazandığı abidevi bir zaferdir. Ama buna 'hayır ben bunu zafer olarak kabul etmiyorum, etmeyeceğim' diyen bazı ayağı yere değmeyen, kendini bilmez, haddini bilmez tipler de var. Ama onlara rağmen bu zaferi inkâr edemeyecekler. Yıllarca bizlere unutturulmaya, hafızalarımızdan tamamen silinmeye çalışılan bu zafer, aynı zamanda ülkemizdeki çarpık tarih anlayışını da gözler önüne sermektedir. Bu zaferin ders kitaplarında kuru birkaç kelimeyle geçiştirilmeye çalışıldığını üzüntüyle ve ibretle görüyoruz."

ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Senato’daki oturumda Senatör Graham’in “Raporlar, YPG'nin PKK ile bağlantılı olduğunu belirtiyor. Bu doğru mu?” şeklindeki sorusuna “Evet” yanıtını vermişti. Graham bunun üzerine “Türklerin Suriye’de YPG’yi silahlandırdığımız için bize kızgın olması sizin için şaşırtıcı mı?” diye sormuştu. 

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby ise Carter'ın bu ifadelerinden hemen sonra günlük basın toplantısında ABD’nin, PKK ve Suriye'deki uzantısı PYD hakkındaki politikalarında herhangi bir değişiklik olmadığını söylemişti. Kirby, günlük basın toplantısında bir soru üzerine ABD’nin PKK, PYD ve silahlı kanadı YPG’yi nasıl tanımladığını değerlendirmişti. PKK’yı 'yabancı terör örgütü' olarak gördüklerini ve bu konuda herhangi bir değişikliğin olmadığını söyleyen Kirby, “YPG’yi ise terör örgütü olarak tanımıyoruz” demişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf, Ekim 2014’te PYD’yi terör örgütü olarak görmediklerini açıklamış, Washington yönetimi Eylül 2015’te de PYD’nin silahlı kanadı YPG’yi de terör örgütü olarak görmediğini ilân etmişti.

"Semalarımızda hâlâ kendi savaş uçaklarımızın uçmuyor olması eksiklik"

 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra, Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi Anadolu'nun inşa başlangıç törenine katıldı. Burada yaptığı konuşmadan satır başları ise şöyle:

"Güçlenen, gelişen Türkiye'nin giderek kendi sınırları dışında da daha etkin şekilde varlık göstermesi gerekiyor. Bir yandan ülkemize yönelik tehditlerin büyüdüğü, diğer yandan uluslararası alanda daha görünür olmak zorunda kaldığımız bir dönemde atılan bu adımı (Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi Anadolu'nun inşası) esasen geç kalmış bir adım olarak görüyorum. Çünkü bu millet kendi göbeğini kendisi kesmek durumundadır, bunun başka çaresi yoktur."

"Savunma sanayi alanındaki mevcut projeleri hassasiyetle takip ederken, tehditler ve fırsatlar bakımından ülkemizin yeni konumuna uygun hazırlıkları da süratlendirmeliyiz. Açıkçası Türkiye'nin hâlâ modern nükleer bir uçak gemisine sahip olmamasını büyük bir eksiklik olarak görüyorum. Semalarımızda hâlâ kendi savaş uçaklarımızın uçmuyor olmasını eksikliğimiz olarak görüyorum. Fakat bugün bir yönden de mutluyum. Çünkü silahlı insansız hava araçlarının dün ve bugün yaptıkları tatbikatlarda aldıkları neticeden dolayı mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum. Hamdolsun bunu yakaladık, inşallah bunun gerisinin geleceğine inanıyorum."

"Hedef dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak"

"Ülkemizin savunma sanayinde dışa bağımlılığı, hamdolsun her yıl biraz daha azalıyor. 2002 yılında yüzde 80'ler civarında olan dışa bağımlılık oranımızı bugün yarı yarıya azaltmış, yüzde 40'lar seviyesine düşürmüş durumdayız. Hedefimiz inşallah 2023 yılında ülkemizin savunma sanayinde dışa bağımlılığımızı ortadan kaldırmaktır."

"Bugün sac kesme törenine katıldığımız amfibi hücum gemimizi, dünyanın en seçkin uçak gemisini üretme yolunda attığımız bir ilk adım olarak görüyorum. İşte Atak helikopterlerimiz iç güvenlik operasyonlarında şu anda etkin şekilde kullanılıyor. Şu ana kadar 12 helikopterimizin üretimi tamamlandı. Altay tankının prototipi ortaya çıktı, yakında seri üretimi inşallah başlayacaktır ve insansız hava araçlarında oldukça ileri bir noktaya ulaştık, insansız hava araçlarının da devreye girmesiyle özellikle iç güvenlik operasyonlarında ciddi bir rahatlama sağlanacağına inanıyorum."

"O kadar basit ve masum olduğunu düşünmüyorum"

"Türkiye güçlü bir savunma sanayi altyapısı kurmak yerine, dışa bağımlılığa adeta mecbur ve mahkûm edilmiştir. Bazıları bunu sadece NATO üyeliğimize bağlıyor. Ben o kadar basit ve masum olduğunu düşünmüyorum. Tıpkı 'Devrim' otomobillerinin üretimine ilişkin heyecanın çok basit bir sebeple söndürülmesinde olduğu gibi, savunma sanayi konusunda da farklı saiklerin devreye girdiğine inanıyorum."

"Geçmişte ülkemizde yıllarca milliyetçilik adına, vatan sevgisi adına, ülkeyi koruma ve kollama adına öylesine anlamsız, öylesine boş işlerle uğraşıldı ki kimse asıl meselelere odaklanmadı, onlarla ilgilenmedi. Bu ihmalin en ağır sonuçlarını gördüğümüz alanların başında savunma sanayi geliyor"

"Ne yazık ki dost Türkiye'ye bu desteği vermiyorlar"

"Doğu ve Güneydoğu bölgemizde yaşanan çatışmalar bahane edilerek, parasıyla dahi bize satılmayan, verilmeyen silahlar mevcuttur şu anda. Bunlar NATO'ta beraber olduğumuz ülkeler, onu da söyleyeyim. Suriye'deki kriz sebebiyle ülkemize yönelik tehditler devam ederken, terör örgütlerine silah yardımı yapanlar, ne yazık ki dost Türkiye'ye bu desteğini vermiyorlar. Bundan sonra bana diyorlar ki telefonda 'Medya üzerinden bu konuşmaları yapmayalım.' Doğru, medya üzerinden yapmayalım da terör örgütüne sen ne üzerinden bu silahları gönderiyorsun? Onun için kendimize yetmeliyiz, kendimize yeter hâle gelmeliyiz."

aljazeera.com.tr, 30.04.2016


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.