Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Davutoğlu: Demokrasilerin olmadığı yerde kamu düzeni 12 Eylül'de olduğu gibi sağlanıyor

Davutoğlu: Demokrasilerin olmadığı yerde kamu düzeni 12 Eylül'de olduğu gibi sağlanıyor
Başbakan Ahmet Davutoğlu sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin kabulünde konuştu

Başbakan Ahmet Davutoğlu sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin kabulünde konuşurken "Demokrasinin olmadığı yerlerde, halkın yönetime eşit bir şekilde katılmadığı yerlerde kamu düzeni sağlamak mümkün olmuyor. Kamu düzeni sağlansa da bu şiddetli bir otoriteyle 12 Eylül döneminde olduğu gibi sağlanıyor"ifadelerini kullandı. 

Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları:

90 yıllara bu ülkeyi döndürmeyeceğiz. Türkiye'yi bir kriz kaos ülkesi haline gietirmelerine asla fırsat vermeyeceğiz

Yarın sivil toplumla birlkte olacağım. Çarşamba günü bölgelerin bütün idare amirlerini toplayacağız ve bakanlar kurulunda detaylı bir şekilde eylem planımız la ilgili görüşlerini alacağız ve talimat verecez, cuma günü de Mardin Ulu Cami de birarada olacağız. Özellikle projelerle ilgili bölgedeki vatandaşlarımızla payalşacağız. Bunun başbakan olarak değil bu toprağı paylaşan eşit vatandaşı olarak görüşlerinizi alıcağım. İlk kamuoyu açıklamamızı Mardin'de yapıp kamuoyuna duyuracağız. 

Devlet güvenlik mahkemelerin kaldırılmasından OHAL in kaldırılmasına kürtçe üzerindeki yasakların kaldırılmasına kadar biir çok hamle yaptık. 

Şu Kürt'tür, şu Türk'tür diye bakarsam aldığım nefes bana haram olsun.

Geçmişte yapılan ayrımcılıkların hepsine son verdik. İki hafta sonra Siirt'te olacağım. He bir vatandaşımızı dinleyeceğim ne şikayetleri varsa dinleyeceğim. Milli birlik projesinden sonra, çözüm süreci başladı. Çözüm sürecini büyük bir heyecanla başlattık. 

Çözüm sürecinde büyük bir heyecanla başladık. Türkiye'nin dağlarında gençlerin ölmemesi, şehitlerin gelmemesi için bu süreci başlattık. Tek bir gencimizn kaybedilmemesi için bu süreci başlattık. Mayıs ayında silahlı mücadele dönemi bitti dediler. Bütün ülke buna şahit. Yüreğimden yaptığım konuşmayı Diyarbakırlılar hatırlar. Orada tarihdaşlıktan bahsetnmiştim. Süreç başlattık. dağlarda gençlerin ölmemesi, şehit gelmemesi için başalttık. Yeni Aziz Sancar olması için süreç başlattık. 

Siyasi kurumlar ve kamu düzeni, kalkınma ve demokrasi araasında bir ilişki var. Kamu düzeni olmadığı yerde bu şiddetli bir otorite ile sağlanıyor 12 eylüldeki gibi.

Kamu düzeninin olmadığı yerde, iş hayatı düzeni de yoktur. Eğer siz nerede, hangi mayına bilmeksizin iş yerine gidemiyorsanız, işte o zaman hayatın tümü krize girer. Siz Halep'te iş adamı olsaydınız bir gün sonrasını bile planlama yapamazdınız. Devlet otoritesi değil kamu düzeni dedim. Kimsenin hayat görüşünün aşağılanmadığı bir Türkiye için çalışıyoruz. Zihniyet değişimi yaşadık ve bir adım geri gitmeyeceğiz. Biz 90'lı yıllara bu ülkeyi döndürmeyeceğiz. 80'li ve 90'lı yılların şartlarına bu ülke bir daha dönmeyecek.

Bakanlar Kurulu'na Kürt-Türk ayrımı gözeterek bakarsam, aldığım nefes haram olsun. Her bir şehre gidip her vatandaşı dinleyeceğim.

Gezi provakasyonlarını başlattılar. Çekilceğiz diyenler çekilmekten vazgeçtiler. Ardından 17 - 25 Aralık kumpasları başladı. Silahları bırakacaklarını söyleyenler daha fazla silahlanmaya başladı. 

Yasin Börü'yü camdan aşağı attılar. Diyorlar ki 'Burada bizim gibi düşünmeyene hayat yok'. 7 Haziran'dan sonra aldıkları oyun şımarıklığıyla silahlanma çağrısı yaptılar. 'Bu faaliyetlere son verin' diyerek çağrıda bulundum. 20 Temmuz'da alçak DAEŞ saldırısından sonra polislerimizi ve askerlerimizi şehit ettiler. 23 Temmuz'da operasyonları başlattık. Bir karar aldıysak, dostu ve düşmanı bilerek alırız. 7 Haziran sonrası puslu havayı seven çakallar harekete geçti. Ama burayı onlara bırakmadık, bırakmayacağız.

Kimse sizden haraç isteyemeyecek. 80 milletvekiliyle geldiğiniz Meclis'te konuşmak yerine, Cizre'yi silah depolarına çevirmenin ne anlamı var. Onlar yakmak ve yıkmak için harekete geçti. Biz hapishane açmadık, üniversite açtık. Ama onlar genç yaşta çocukları dağlara götürdüler. 36 bin derslik inşa ettik. İki misli arttırdık derslikleri. Ama onlar okulları cephaneliğe çevirdiler. Öğretmenleri tehdit ettiler. Bir bodrumda yaralılar var diyerek dünyayı ayağa kaldırdılar. Ama oraya her yaklaşıldığında keskin nişancılarla saldırıyorlar. Dünyayı kandırıyorlar.

Sur, Cizre, Silopi yeniden inşa edilecek. Diyarbakır Sur'u öylesine yeniden inşa edeceğiz ki, herkes gıpta edecek. En iyi şekilde, en iyi imkanlarla yapacağız.

Mardin Belediyesi şehre sadece yüzde 7'lik bir yatırım yaptı. Mardin Belediyesi'nin personel gideri yüzde 62.6, yatırım gideri ise yüzde 7. Teröre gidiyor bu miktarlar. Hizmeti engelliyorlar, altyapıyı bombalıyorlar, iş adamlarını tehdit ediyorlar, verdiğimiz kaynakları terör örgütü mensuplarına personel gideri diyerek harcarlar. Yatırım yapmayınca 'Bölge geri kalıyor' diyorlar, yatırım yapınca da sabote ediyorlar.

Yeni isim sürdürelebilir huzur dönemi. Okulları hastaneleri hiç bir güvenlik kaygısı olmadan hizmete sunacağız.

t24.com.tr, 01.02.2016


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.