Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Gümrük Birliği’nde ‘Devrim' olacak

Gümrük Birliği’nde ‘Devrim' olacak
AVRUPA Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasının ‘güncellenmesi’ için müzakereler 2016’nın ikinci yarısında başlayacak. İş dünyasını bekleyen önemli değişiklikleri TÜSİAD için raporlayan EDAM Kurucu Ortağı Sinan Ülgen “Devrim niteliğinde değişiklikler olacak” dedi.

 

1995 yılından bu yana Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye arasında uygulanan Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi ve genişletilmesi amacıyla yeni bir müzakere sürecine girildi. Türk iş dünyası için son derece önemli sonuçlar doğurması beklenen yeni anlaşmanın müzakerelerine, 2016’nın ikinci yarısında başlanıyor. AB tarafında Avrupa Komisyonu ve Türkiye’de ilgili bakanlıklar, müzakere sürecinde gündeme getirilecek konular için hazırlıklarını sürdürürken, iş dünyası temsilcilerinin de gelişmeleri yakından takip edip geri bildirim vermeleri büyük önem taşıyor.

REFORM İÇİN FIRSAT

Bu noktadan hareketle Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) geçtiğimiz günlerde ‘Gümrük Birliği’nde Yeni Dönem ve İş Dünyası’ başlıklı raporun sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. İstanbul Ekonomi Danışmanlık Merkezi (EDAM) tarafından hazırlanan raporun bulgularını ve yeni Gümrük Birliği anlaşmasının iş dünyası için doğuracağı sonuçları ve atılması gereken adımları konuşmak üzere EDAM Kurucu Ortağı Sinan Ülgen ile bir araya geldik. Ülgen, bazı sektörler açısından fırsat kadar risk de getirmesi öngörülen yeni anlaşmanın 2001 yılında Kemal Derviş öncülüğünde başlatılan reform sürecinin ardından Türkiye’nin yeni bir reform sürecine girmesi için önemli bir fırsat olarak değerlendirilebileceğini söyledi.

Yeni Gümrük Birliği anlaşmasının kapsamının genişletilerek hizmetler ve tarım sektörü dahil edilerek tüm ekonomiyi kapsayacağını kaydeden Ülgen, Türkiye açısından yaratacağı en büyük değişikliğin kamu alım ihalelerinde olacağına dikkat çekti. Şu anda Türkiye’de kamu alımlarında uygulanan yerlilik ön koşulunun yeni anlaşmayla birlikte AB ülkelerine ve şirketlerine karşı kalkacağını belirten Ülgen, bu yeni durumun doğuracağı sonuçları şöyle özetledi: “Genelde hem AB hem de Türk şirketleri için kazanç sağlayacak diyebiliriz. Tabi bu her sektörden her şirketin kazanç sağlayacağı anlamına gelmiyor. Sektörler üzerinde çok önemli etkileri olacak. Ama bu etkiler eşitsiz dağılacak. Örneğin Türkiye’de rekabetin güçlü olduğu zeytinyağı ya da meyve sebze üreticileri olumlu etkilenirken, et ve süt üreticileri AB’ye karşı rekabette olumsuz etkilenebilirler. Aynı şekilde GSM operatörleri de fiyatlar düşeceğinden olumsuz etkilenebilir.”

Şimdiden hazırlık başlamalı

ŞİRKETLERİN yeni rekabet şartlarının nasıl şekilleneceğini yakından takip edip, hazırlık yapmaları gerektiğini kaydeden Sinan Ülgen “Sektör sektör, şirketler kendilerini neyi beklediğini öğrenmeli. Ardından da kamuya bu yeni durumdan nasıl etkilenebileceklerini anlatmalı. Bu işi başından yapıp sonradan şikayet etmemeleri önemli” dedi.

Müzakerede 3 kritik nokta

MÜZAKERE sürecinde Türk tarafının mutlaka dikkatle yürütmesi gereken 3 kritik nokta olduğunu kaydeden Sinan Ülgen bunları şöyle sıraladı: 

Kapsamı genişletilmiş Gümrük Birliği anlaşmasında ekonomik açıdan AB mevzuatına tam uyum söz konusu olacak. Bazı sektörlerde mevzuata tam uyum sağlarken, bazı sektörlerde sınırlandırmaya giderek bir denge sağlanmalı. 

Türkiye müzakereleri tam üyelik perspektifi ile yürütmeli ama anlaşmanın tam üyeliğin alternatifi olmadığını vurgulamalı. 
Müzakereler, Türkiye’nin AB ile ABD arasında yürütülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşmasına dahil olması açısından önemli. Çünkü Gümrük Birliği’nin derinleştirilmesi TTIP üyeliğinin önşartı olacak.

Yatırım ortamını iyileştirebilir

SİNAN Ülgen devrim niteliğinde sonuçlar doğurabilir dediği yeni anlaşmanın getireceği fırsat ve riskleri de şöyle özetledi: 

Şu anda kamu alım ihalelerinde Türk şirketlerini rekabete karşı koruyan bazı uygulamalar var. Bunlar ortadan kalkacak. Dolayısıyla yeni anlaşmanın etkileri çok geniş olacak. 

Bütün ekonomik mevzuat AB mevzuatına göre yorumlanacak. Bu da iş dünyası açısından çok önemli bir devrim. Yatırım ortamının iyileştirilmesi açısından büyük avantaj sağlayacak. 

Ayrıca AB müzakere sürecinde de önemli avantajlar sağlayacak. 

Yeni anlaşma ile sadece hükümetler değil bireyler ve şirketler de anlaşmazlıkları yargıya taşıyabilecek.

Hürriyet, 07.11.2015


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.