Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Demirtaş'tan avukatlara destek: Ben de oradaydım, kendimi ihbar ediyorum; hırsız ve katil diye birlikte bağırdık!

Demirtaş'tan avukatlara destek: Ben de oradaydım, kendimi ihbar ediyorum; hırsız ve katil diye birlikte bağırdık!
"IŞİD bombacılarını yakalamaya yüreğiniz yetmez, hukuk karşısında koruma altındalar"

10 Ekim'de gerçekleşen ve 102 kişinin hayatını kaybettiği Ankara katliamını adliye önünde protesto etmelerinin ardındandan haklarında soruşturma başlatılan avukatlara destek vermek için İstanbul'daki Çağlayan Adliyesi'ne gelen HDP Eş Genel BaşkanıSelahattin Demirtaş, "Kameralarda görünmeyebilir ama ben de oradaydım, birlikte hırsız ve katil diye bağırdık" diyerek kendisini ihbar etti

Ankara'da, 10 Ekim günü 102 insanın hayatını kaybettiği terör saldırısını protesto etmek için Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan bir grup avukata savcılık tarafından, "Cumhurbaşkanı'na hakaret" ve "toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" ettikleri gerekçesiyle soruşturma başlatılmıştı.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, haklarında soruşturma başlatılan avukatlara destek vermek için HDP Milletvekilleri Celal Doğan, Sezai Temelli ve Filiz Kerestecioğlu ile birlikte İstanbul Adalet Sarayı'na geldi. Adliyenin protokol kapısından giren Demirtaş'ı burada avukatlar karşıladı. Demirtaş ve beraberindekiler daha sonra adliyenin içinde bulunan İstanbul Barosu'na gitti. Baro odasında avukat cübbesi giyen Demirtaş, “Savunma ve yargı üzerindeki baskılara dikkat çekmek ve avukat meslektaşlarımızla dayanışma için buradayız” dedi.

"İktidar yargıyı hegemonya altına almaya çalıştı, bazı yargı mensupları da prim verdi"

Adliye'nin önünde basına açıklamalarda bulunan Demirtaş, şunları söyledi:

"Türkiye 'de en önemli sorun alanlarında biri de maalesef ki yargıda yaşanan sorunlardır. Tabii ki tek bir kalemde özetlenebilecek tek bir günde de çözülebilecek sorunlar değil bunlar. Çok kronik yapısal sorunları var. Yargı alanıyla ilgili bugüne kadar görev başına gelen her hükümet kendisine yarayacak şekilde düzenlemeler yaptı. Yargının özgür bağımsız tarafsız çalışabileceği bir ortamı yaratmak yerine yargıyı nasıl kendi hegemonyam altına alabilirim yargıyı nasıl kendi partime, kendi parti anlayışıma yakın bir işleyiş haline getirebilirim diye bütün iktidarlar bunun için çalıştı.

Yargı mensupları da çoğu zaman bu anlayışa prim verdiler. Çok teşne davrandılar. Kusura bakmasınlar ama bazı hakim savcılar, siyasetçiden daha çok politik kimlikle hareket ettiler. Çok da arzuladılar. İktidara yakın durabilmek için maalesef... Bütün hakim ve savcıları elbette tenzih ederek belirtiyorum ama bazı hakim ve savcılar siyasete yaranabilmek için yargının imkanlarını siyasetin emrine sundular. Avukatların ya da yargıçların savcıların cübbelerinin neden düğmesiz yapıldığını unuttular. Ve çoğu zaman yargı mensupları bakanların önünde başbakanın ya da cumhurbaşkanının önünde önünü ilikleyerek emrinize amadeyim mesajı verdiler. Bunlar yargı açısından utanç verici tablolardı. Yaşadık yaşamaya da devam ediyoruz. Ama çok şükür ülkede halen onuruyla haysiyetiyle hukukun üstünlüğünü kanunun üstünlüğünü demiyorum hukukun üstünlüğünü savunan yargı mensupları da var. Özellikle de avukatlar var.

"Neden AKP talimatıyla insan tutukladığınızı yargı karşısında anlatacaksınız"

Biz iktidara gelme olanağı elde edersek avukatları adliye içerisinde süründüren, gaz sıkan, coplayan avukatlık mesleğini insan hakları onuruna uygun bir şekilde yapılmasına çaba sarf eden avukatlara haksız yere siyasi soruşturmalar açtıran savcılar kesinlikle hakkınızda işlem başlatacağız.

Nasıl ki yurttaş suç işlediğinde sizler resen soruşturma başlatıyorsanız kendinizde bu güç yetkiyi görüyorsanız ki bu hakkınızdır. Yarın bir gün aynısı size yapılacak. Sakın ola ki bir zamanların anlı şanlı güneş gözlüklü savcıları gibi yurt dışına çıkmaya da çalışmayın. Nerede olursanız olun bulunacaksınız yargının karşısına çıkarılacaksınız. Neden AKP'nin talimatıyla insan tutukladığınızı yargı karşısında anlatacaksınız. Biz size bugünden şunun garantisini verebiliriz. Adil yargılanacaksınız. Çünkü bizler ülkemizde adaleti tesis etmek için mücadele ediyoruz. İntikam almak kin için öfkeyle hareket etmiyoruz. Ama siz yaptığınız her işle adaleti de siyaseti de yürütmeyi de maalesef ki içinden çıkılmaz bir kaosa dönüştürdünüz.

"Bugün çıkmayacaksa sesiniz başka zaman çıkmasın"

Bizler aynı sıralarda hukuk fakültelerinde okuduk. Birçoğumuz aynı anlayışlarla hukukun hizmetkarı olabilmek için çeşitli yerlerde göreve başladı. Biliyoruz varsınız. Savcısınız, hakimsiniz... Türkiye'nin ücra köşelerindesiniz ya da metropollerdesiniz. Sesiniz çıkmıyor bugünlerde. Ama bugün çıkmayacaksa sesiniz başka zaman çıkmasın. Bir baro başkanı bir cümlesinden dolayı gece yarısı uçakla apar topar getirildi buraya, yargısal faaliyet değil siyasi faaliyet olarak hakim karşısına çıkarıldığında gönül isterdi ki şu adliyenin koridorlarını hakim savcıların sloganları inletsin. Biz siyasetin emir kulu değiliz diye hakim savcılar yürüyüş yapabilmeliydi adliyenin içinde. Sesinizi çıkarabilmeliydiniz. Kimse mahkeme salonlarını AKP’nin komisyonlarına dönüştüremez diye haykırabilmeliydiniz. Yargıçlık bunu gerektirir, savcılık bunu gerektirir, Bunu HDP'yi destekleme adına söylemiyorum, insanlığın bütün evrensel değerlerini savunma ve destekleme adına sizlerden bunu isteme hakkımız vardır. 

Hep sizler müvekillerimizin yanında oldunuz. Tutuklanan, işkence gören, gözaltına alınan arkadaşlarınızın yanında oldunuz. Bugün sizi mağdur etmek istiyorlar. Biz yanınızdayız, yalnız değiliz, milyonlarız hep dediğim gibi aynı anda ayağımızı asfalta vursak sarayın camları titrer.

"O gün oradaydım kendimi ihbar ediyorum, birlikte hırsız ve katil diye bağırdık"

Selahattin Demirtaş, avukatlar hakkında başlatılan soruşturmayla ilgili ise şunları söyledi;

"Yakın zamanda Ankara katliamının protesto edilmesi için avukatların adliyede yaptığı bir anmayı, protestoyu savcılık maalesef ki soruşturma gerekçesine dönüştürdü. Avukatların kimliğini tespit ediyorlar kameralarda görünmeyebilir ama ben de oradaydım, o gün oradaydım kendimi ihbar ediyorum burada İstanbul Adliyesi'ndeydim, birlikte protesto ettik, birlikte hırsız ve katil diye bağırdık. Binlerce avukat aynı şeyi yaptı."

"IŞİD bombacılarını yakalamaya yüreğiniz yetmez, hukuk karşısında koruma altındalar"

IŞİD bombacılarını yakalamaya yüreğiniz yetmez çünkü onlar patlamadan suç işlemiş sayılmıyorlar. Hukuk karşısında koruma altındalar şu anda. Ama bizler de korumasız ve savunmasız değiliz. Yan yanayız, omuz omuzayız bizi korkutamadınız, biliyorum yüreğiniz tir tir titriyor. Biliyorum gözlerimizde korkuyu yaratamadığınız için her saniye kendinizden ürküyorsunuz. Gölgenizden korkuyorsunuz ama kusura bakmayın bunu yapmaya devam edeceğiz. Halklarımız için, özgürlüğümüz için ülkemizde barış ve demokrasi için bunu yapmaya devam edeceğiz. Bizler hukukun ve adaletin yanında olanlarız çünkü. Sizlere de tavsiyemiz budur.

Bizler parti olarak aynı zamanda geniş bir adalet reformu öneriyoruz. Savcıların bürolarının adalet saraylarının dışında olması önerimiz de tam da bunun içindir. Avukat ve savcı silahların eşitliği gereği yargıç karşısında aynı pozisyonda olmak zorundalar ve fakat durum Türkiye'de öyle değil. Avukatların büroları adliyenin dışında, savcılar adliyeyi çalışma mekanı olarak kullanıyorlar. Kendi işyerleri olarak görüyorlar. Mahkeme salonlarını, koridorlarını kendilerine ait işyeri olarak görüyorlar. Bu yanlış bir uygulamadır. Eğer biz iktidarda olursak ya da koalisyon ortağı olursak bir düzenleme ile savcı bürolarının da adalet saraylarının dışına çıkarılmasını teklif edeceğiz ve bunu sağlayacağız" diye konuştu.

t24.com.tr, 21.10.2015


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.