Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Cumhurbaşkanı Erdoğan Meclis'in yeni Yasama Yılı'nı açıyor

 Cumhurbaşkanı Erdoğan Meclis'in yeni Yasama Yılı'nı açıyor
Meclis bugün yeni Yasama Yılı'na giriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Meclis'te konuşma yapıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları

23 Nisan 1920'de TBMM açılışını gerçekleştiren o ilk Meclis'ten bugünkü döneme kadar vazife yapmış olan tüm vekillere şükranlarımı ifade ediyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere vefat etmiş herkese rahmet diliyorum.

Yine bu yasama yılı vesilesiyle tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Milletin oyuyla milletimizi temsil etmek maksadıyla bu çatı altında vazife üstlenmiş ancak vazifeleri sırasında kendilerine kıyılmış Meclis üyelerimizi bugün özellikle anmak istiyorum. Ali Şükrü Bey, Gül Sazak'ı Adnan Menderes'i, Hasan Polatkan'ı, Fatin Rüştü Zorlu'yu ve Meclis üyesiyken katledilmiş diğer tüm isimleri hayatlarına pahasına demokrasinin yolunu aydınlattıkları için yad ediyorum.

Hükümet kurulamaması, Cumhurbaşkanı seçilememesi gibi durumlarda Türkiye aylarca krizlerin pençesinde kıvranmıştır. Hatta kimi durumlarda demokrasi dahi askıya alınmıştır. Siyasetin çözüm üretemediği bahanesine sarılan müdahaleciler demokrasimizde derin yaralar açmışlardır. 7 Haziran'dan bugüne kadar olan süreci Türkiye'nin, demokrasinin, hukuka uygun yaşamış olması bizim için kazançtır.

Siyaset dışı saiklerle bu alanı boşaltan, görev üstlenmekten kaçınan siyasi partiler, kendi varlıklarını inkar ediyor demektir. Kimse, siyasal alanda ortaya çıkartılan boşluğun faturasını Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere başka yerlere kesmeye çalışarak sorumluluktan kaçamaz. Türkiye'nin sorunları siyaset dışında odaklarda aramak bu ülkeye ve millete yapılacak en büyük kötülüktür.

Terör örgütlerine, paralel yapılara sırtlarını dayayanlar, bunlar üzerinden algı operasyonlarına girişenler, millete ve hukuka hesap vermekten kurtulamayacaklar. Milletimizin basireti milli ve yerli olanla, gayrimilli olanı ayıracak hassasiyete sahiptir. 1 Kasım seçimleri bu manada son derece önemli bir sınavdır.

Türkiye büyük kalkınma hamlesinden vazgeçmeyecek, geriye gitmeyecektir. Bakınız 7 Haziran seçimlerinin hemen öncesine ait olan ikinci çeyrek büyüme oranı beklentilerin üzerine çıkarak yüzde 3, 8 olarak gerçekleşti. 2002'nin sonundan itibaren devam eden istikrar ve güven ortamının 7 Haziran sonrasında sorgulanır hale gelmesi hiç kuşkusuz bir tedirginlik oluşturdu. Ancak 13 yıl boyunca gerçekleştirilen yapısal reformlar ekonomide ciddi sarsıntı yaşanmasını engelledi. Aylardır süren belirsizlik ortamına rağmen Türkiye ekonomisi bir şoka maruz kalmadı.

Ekonomi bürokrasini kararlı hareket etmelidir. Bunlar gelip geçici dönemledir. Türkiye ekonomisi dışa açık yapısıyla üretime dayalı, adil ilkeleriyle yoluna devam edecektir. Tüm saldırılara rağmen Türkiye 2023 hedeflerine ulaşacaktır, bölgenin yıldızı olacaktır.

Geçen 1 Ekim'den bu yıla kadar geçen sürede Türkiye açısından son derece kritik gelişmeleri hep birlikte yaşadık. Özellikle iç güvenlik paketinin terörle mücadele konusunda güvenlik güçlerimize ve adli birimlerimize önemli katkısı olduğuna inanıyorum. Geçtiğimiz bir yılda ne yazık ki pek çok acı hadiseye de tanık oldu. Yanıbaşımızdaki Suriye ve Irak'ta yaşanan hadiseler tırmanırken ülkemize de farklı yansımaları oldu.

6-8 Ekim olaylarında 50 vatandaşımız hayatını kaybetti. O günlerde Kobani olarak adlandırılan bölgeye yönelik DAİŞ saldırına karşı ABD'nin Başkanı Obama'nın aktardığı bir bilgiyi kamuyoyla paylaşarak bölgenin her an düşebileceğini ifade etmiştim. Bu sözümü çarpıtan bölücü terör örgütü mensupları ve onlarla aynı çizgide hareket eden siyasi parti ve partiler onların mensupları ülkeyi ateşe boğan olayların fitilini ateşlediler. Halbuki söz konusu bölgedeki çatışmalardan kaçan 220 bin kişi biz sınırlarımızı açarak kabul ettik.

Suriye ve Irak'taki kardeşlerimize de kapılarımızı açık tuttuk, tutmaya devam edeceğiz. Bugün Suriye ve Irak dediğimiz yerler daha bir asır önce Mardin'den Diyarbakır'dan farkı olmayan coğrafyalardı.

Bizim bu topraklara ve oralarda yaşayan kardeşlerimize bakışımız diğer devletlerle aynı olamaz. Kobani'de yaşayan kardeşlerimizin üzüntüye düşmesi bizi de sıkıntıya düşürür. Hala bu ülkelerin topraklarında yaşayan kardeşlerimize de yardım yapmayı sürdürüyoruz.

Elbette sıkıntılar vardır. 2 milyon insan nereye giderse gitsin sıkıntılara yol açar. Ama onlara gösterdiğimiz misafirperverliğin bir örneği daha yoktur.

Bunu ülkemize gelen insaf ve vicdan sahibi yabancılar söylüyor.

Türkiye sınırlarının yanı başında terörün kök salmasına izin vermeyecektir Türkiye elinden gelen çabayı gösterecektir. Ne olursa olsun terör örgütlerinin ülkemizde etkinlik kurmasına izin vermeyeceğiz. Bölgemizdeki sorunları çözüm bulunması için mücadele ederken AB’ne tam üyelik için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bazı üye ülkelerce önümüze çıkarılan engeller nedeniyle müzakere sürecinde kayda değer ilerleme gösteremedik.

Sınırlarımız dışındaki tüm kardeşlerimize bu duyguları beslerken sınırlarımız içinde herhangi bir bölgeyi herhangi bir kesimi bir grubu dışlamamız mümkün müdür? Böyle bir iddiada bulunmak bölücülüktür.

Hiçbir rütbenin, payenin peşinde değilim. Milletim beni Türkiye Cumhuriyet'nin cumhurbaşkanlığı makamına layık gördü.

cnnturk.com, 01.10.2015


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.