Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > TÜSİAD YİK Başkanı Özilhan: Kazanımlarımız tehdit altında

TÜSİAD YİK Başkanı Özilhan: Kazanımlarımız tehdit altında
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında konuşan Tuncay Özilhan "Türkiye 10-15 yılda azımsanmayacak bir dönüşüm yaşadı. Bu toplumun tüm bileşenleri için iyi bir kazanım oldu. Ancak şu anda bu kazanımlarımız tehdit altında" dedi.

TÜSİAD 2015 yılının ilk Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısını bugün düzenliyor. Toplantıda konuşan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan "Kazanımlarımız tehdit altında"dedi.TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes ise "Bugün burada sayın Boydak’ın eksikliğini gerçekten hissediyoruz" diyerek dün gözaltına alınan Boydak Holding CEO'su Memduh Boydak'a destek mesajı verdi.

İşte TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan'ın konuşmasından öne çıkan satırbaşları:

Bir G20 ülkesinde büyük saldırıların yaşandığı günleri görüyoruz.Türkiye 10-15 yılda azımsanmayacak bir dönüşüm yaşadı. Bu toplumun tüm bileşenleri için iyi bir kazanım oldu. Ancak şu anda bu kazanımlarımız tehdit altında. Artık Güneydoğu ve Doğu Anadolu'daki bir çok bölgede yaşananlar sivil yaşamı ve sivil yönetimi tehdit ediyor. Bu kadar sorunla baş edebilmek hiç kolay değil. Bu kadar sorun varken de bir de erken seçime gidiyoruz.

' EKONOMİ VE SİYASET İÇİÇE'

Biliyoruz ki ekonomi ve siyaset sıkı sıkıya birlikte. Birine ilgi gösterirken diğerine ilgi göstermemek doğru değil. Şöyle demek gerekirse biri iyi giderken diğeri de etkileniyor.IMF her sene olduğu gibi bu sene de büyüme tahminini aşağı çekti. IMF, dünya piyasalarındaki oynaklığa dikkat çekmiş ve Fed’i faiz konusunda dikkatli hareket etmeye davet etmişti. Bugün yapılacak toplantıdan çıkacak karar diğer gelişen ülkeler kadar Türkiye için de oldukça önemli.

YATIRIM İŞTAHI ZAYIF 

Uzun vadede düşünmeyi imkansızlaştıran kurdaki oynaklık, zaten zayıf olan yatırım iştahını tamamen ortadan kaldırma riskiyle karşı karşıyayız. TL’nin değer kaybetmesinde ithalatı daha pahalı hale getiriyor. Değer kaybeden TL’ye rağmen cari açık sorunu azalmıyor, korunur.

TL'DEKİ KAYIP SAKINTI YARATIR

TL’nin değer kaybının reel kesimde büyük sıkıntı yaratacağı ortada. Değerli üyeler, dünyada stabil bir sanayisi olmadan büyüyebilmiş bir ülke örneği yoktur.Büyümenin lokomotifi olan sektörlerin başında inşaat gelse de sanayide iyileşme olmadan sürdürülebilirlik yakalanamaz.Üretimi ve üretkenliği nasıl teşvik edeceğimiz konusunda yeni bir sistem üzerine düşünmemiz gerekiyor.Ne sanayi yatırımlarını geliştirmek ne de üretimi artırmakta reformlar yeterli olmadı.

TÜRKİYE 2011'DE BÜYÜK FIRSATI KAÇIRDI

Bize düşük faiz oranlarından ve parasal teşviklerden daha fazlası gerekiyor. Bize ne gerektiğini görmemiz için Daron Acemoğlu’nun imzasının yer aldığı kitapta da belirtildiği gibi, sadece mevcut teknolojileri kullanan montaj sanayi ile büyüme sürecini çoktan tamamladık. Yenilenen bir büyüme için piyasa ekonomisine dönmemiz lazım.Sürdürülebilir bir büyüme tüm kurumlarıyla etkili, demokratik bir anlayışla elde edilebilir. İşte bu nedenle daha gelişmiş bir ekonomiye sahip olmak, Türkiye’nin içinde bulunduğu kısır döngüden çıkmasına neden olacaktır.Ne olursa olsun içerdeki sorunları da çözmek zorundayız. Sorunlar konusunda dayanma sınırımızı aştık, bir yenisine yer kalmadı.Türkiye 2010-2011 döneminde çok iyi bir fırsat yakalamıştık. Bu fırsatı değerlendirebilsek bugün daha iyi cari açığa ve dinamiklere sahip olurduk.2023 hedefleri ve AB vizyonu, bizi yeniden bir araya getirecek beraberlik ruhunu getirebilir.Sözlerimi tarihi bir süreçten geçtiğimizi söyleyerek devam ettirmek istiyorum. Tarihi sorumluluğumuzu yerine getirmemiz gerekiyor. Bunu anlamak için de tüm siyasilerin yanyana durması gerekiyor. Bu konuda birbirimize destek olalım.

Eğer Türkiye 1999da başlayan AB üyelik sürecinde kararlı olsaydı, bugün dile getirilen sorunlar, kamuoyu taleplerinin karşılanabildiği bir ülke olurduk. Beraber yola çıktığımız ülkelerin gerisinde kalmazdık.Bu neden tüm partilerden isteğimiz, yaşadığımız sorunları demokratikleşerek aşma kararlığı göstermesi, bugün yaşadığımız tansiyonu düşürecektir.Hepimiz 1 kasım seçimlerinde oyumuzu kullanalım.

BOYDAK'IN EKSİKLİĞİNİ HİSSEDİYORUZ

Özilhan'dan sonra TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes söz aldı. Konuşmasına, dün gözaltına alınan Boydak Holding CEO'su Memduh Boydak'a değinerek başlayan Symes şunları söyledi: TÜSİAD Yönetim Kurulu olarak Memduh Boydak’a bir kez daha geçmiş olsun diyoruz. Dün de bu konuyla ilgili detaylı bir açıklama yapmıştık. Bugün burada sayın Boydak’ın eksikliğini gerçekten hissediyoruz.

BİZ DE ANKARA'DA OLACAĞIZ

Haftalardır şehit haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Cenaze törenlerinde evlatlarını, eşlerini her gün izliyoruz. Terörü şiddetle kınadığımızı bir kere daha söylüyorum. Bu terör dalgasının derhal sonlandırılması yönümüzdeki çağrımızı yineliyoruz. Nitekim bu toplantımızdan sonra hemen Ankara’da yapılacak olan Teröre Karşı Hep Birlikte yürüyüşüne katılacağız.

Elbette ve öncelikli olarak amasız ve fakatsız şekilde terörü kınıyoruz.  Hunharca işlenen cinayetlerin, insanların katledilmesinin hiçbir açıklaması olarak. Terörün kalıcı olarak bu coğrafyadan silinmesi için, TÜSİAD olarak sağlam önlemleri destekliyoruz. Çözüm süreci başladığında, kalkınma ve ekonomik boyutta destek olmak için arka çıktık. Değerli üyeler, terör sorunu son dönemde çevre ülkelerde yaşanan gelişmelerle birlikte farklı bir boyuta ulaştı. Acilen buna bir çözüm bulunması gerekiyor.  Aslında tüm vatandaşlar için anlamlı demokratik adımları atmaya devam etmeliyiz. Güçlü olan devlet, terörizmle mücadele etmeyi her zaman başarır.TÜSİAD olarak demokratik yapının güçlenmesi için birçok çalışma yaptık. Toplumun huzurlu bir geleceğe kavuşması için demokratik adımların atılmasının şart olduğuna inanıyoruz.

'SADECE SANDIK OYLARIYLA YETERLİ OLMAZ'

AB sürecini zaman zaman fazla dile getiriyormuş gibi her fırsatta gündeme getirmemizin nedeni bu.Sağlıklı demokrasilerde hepimizi biliyoruz, sadece sandık oylarıyla yeterli olmaz.7 Haziran seçimlerine çok sert ve gergin bir ortamda gittik. Ancak toplumsal mesaj kutuplaşmayı geride bırakma ihtimalini verdi. Seçimlerden sonra yüzde 98’lik bir temsil gücü umut verdi. Toplumun mesajı bu kadar açıkken bugün yine bir erken seçime gidiyoruz.

KOALİSYON HÜKÜMETİNE DESTEK VERDİK 

Biz de TÜSİAD olarak bir koalisyon hükümetine çok çok destek verdik.Öncelikle eğer koalisyon kurulabilseydi, gerekli uzlaşma adımı atılmış olacak, toplumdaki sağlıksız kutuplaşma ortamı yumuşayacaktı. Kurulabilseydi güçlü bir koasliyon hükümeti, bugün karşı karşı kaldığımız demokratik sorunlara daha iyi çözümler bulabilirdi.Koalisyon kurulabilseydi, bugün Türkiye’yi diğer ülkelerin önüne geçirecek reformlar yapabilirdik, bir profesyonel olarak benim de içim acıyor.Bugün aralarında Türkiye’nin bulunduğu gelişen ülkelerde ekonomik göstergeler kötüye gidiyor.Ekonomik sorunların her koşulda siyaseti de etkilemesi yadsınamaz. Gelişen ülkelerde tablo bozuldu. Bu yüzden de uluslararası yatırımlar daha da seçici hale gelmiştir.Verimlilik ve eğitim gibi alanlardaki eksiklik, enflasyon gibi sorunlara çözüm bulmak yerine yeniden seçime gitme tercih edildi. Mali disiplin bugüne kadar hep başarıyla götürüldü. Bunu takdirle karşılıyoruz. Bunun bozulmadan aynı şekilde devam ettirilmesi için ciddi bir kararlıklık gerekiyor.

FED KARARI BİZİ DERİNDEN ETKİLEYECEK

Fed bugün karar açıklayacak. Biz de yakından takip ediyoruz. İster bugün ister daha sonra karar verilsin: bizi derinden etkileyecek.Elbette hükümetten temel önceliğimiz seçimin sakin bir ortamda yapılmasıdır. Siyasilerden tememenimiz olumlu ve sağduyulu bir şekilde seçim kampanyalarını yürütmelerini istiyoruz.Daha ileri bir demokrasi için temel hak ve özgürlükleri destekleyen yeni anayasaya olan ihtiyaca bir kere daha dikkat çekiyor.Bu seçimden her ne çıkarsa çıksın, iş dünyası olarak çok temel beklentimiz var.Kurulacak bir tek parti ya da koalisyon hükümetinden tek beklentimiz piyasaları ve türk ekonomisini öne çıkan bir anlayış benimsemedir.

MORALİMİZİN YÜKSEK OLMADIĞINI BİLİYORUM 

Değerli üyelerimiz, morallimizin yüksek olmadığın biliyorum ama her şeye rağmen umutsuzluğa kapılma lüksümüz yoktur. Cumhuriyetimizin değerleri en güçlü özelliğimizdir.Bugünkü konuşmamımuın büyük bir bölümünü  terör, terörün etkisi ve siyasi konulara ayırdım. Oysaki bugün sizlerle dünyanın yaşadığı büyük teknolojik devrimi ve sanayideki yeni hareketleri ele almak istiyordum.

Radikal, 17.09.2015


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.