Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > “Türkiye üçüncü kez seçime gidebilir”

 “Türkiye üçüncü kez seçime gidebilir”

Metropoll Araştırma Şirketi sahibi Prof. Dr. Özer Sencar, art arda ikinci kez seçime giden toplumun siyasi partilere bakışını ve tahmini oy oranlarını DW Türkçe’ye yorumladı.

Türkiye, bir kez daha seçim sürecine girdi. Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) oy pusulasındaki parti sıralamasını açıklamasının ardından 21 Eylül’de başlayacak bayram tatili sonrasında, yani Ekim ayı başında liderler alanlara inecek. AKP'nin olaylı kongresi sonrasında parti içindeki konumunu güçlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da 7 Haziran seçimlerinde olduğu gibi meydanlarda AKP'ye destek için mitingler düzenlemesi bekleniyor.
Peki 1 Kasım seçimleri yaklaşırken, seçmen algısında 7 Haziran'dan bu yana ne değişti? Şiddet olayları ve asker cenazeleri MHP ve HDP'nin oylarını nasıl etkiledi? AKP'nin oyları düşmeye devam edecek mi? CHP son 3 aydaki performansı ile oylarını artırabilecek mi? Seçmen ekonomideki kötü gidişat ve artan şiddet olaylarına ilişkin ne düşünüyor? Tüm bu soruların yanıtlarını Metropoll Araştırma Şirketi sahibi Prof. Dr. Özer Sencar ile konuştuk.

7 Haziran seçimlerinden çıkan sonuç ile bugünkü seçmen algısını karşılaştırdığımızda, ortaya nasıl bir tablo çıkıyor?
Meclis’e girmiş partileri tek tek ele alalım. AKP’ye yönelik seçmen algısında 7 Haziran’dan bu yana değişen bir şey yok. Eylül başında yaptığımız araştırmaya göre, AKP oyları yüzde 41-42 bandında seyrediyor. Dolayısıyla 7 Haziran seçimlerini kazanmış ama tek başına iktidar olamamış AKP için son 3 ayda değişen bir şey yok gibi gözüküyor. Geçen aya kadar yüzde 25 civarında olan CHP oyları ise koalisyon görüşmelerinde takındığı pozitif tutum nedeniyle Eylül ayında yüzde 27,3'lere çıktı. MHP oylarında ise 7 Haziran’a göre 1 puan azalma var. Bizim araştırmamızdan çıkan sonuca göre bu azalmanın yüzde 0,7’si CHP’ye giden oylar, yüzde 0,3’ü de AKP’ye geri dönen milliyetçi oylardan kaynaklanıyor.
1 Kasım’a ilişkin en merak edilen konuların başında HDP’nin baraj sorunu yaşayıp yaşamayacağı geliyor. Sizce HDP barajı bu kez de aşabilecek mi?
Araştırmalarımız gösteriyor ki, terör ve güvenlik operasyonlarının ne AKP’ye ne de HDP’ye kayda değer bir etkisi oldu. HDP seçim sonrasında oylarını bir miktar artırmıştı. Ancak PKK saldırıları ile birlikte tekrar yüzde 13 seviyesine geriledi. Şu an için bir baraj sorunu yaşamayacak gibi gözüküyor. Hatta seçime doğru oylarında artış olabilir.

Türkiye’nin batısında HDP bürolarına ve Kürt vatandaşlara karşı ciddi bir saldırı ve linç kampanyası ortaya çıktı. Bu şartlar altında HDP’ye oy artışı sağlayacak etkenler nelerdir?
HDP iki kesimden oy alıyor: Kürtler ve taktik-protest oy kullanan Türkler. Kürtler, son olaylardan sonra HDP’yi terk etmek bir yana daha fazla dayanışma içine gireceklerdir. Ayrıca taktik oy kullanan Türkler de AKP’nin tek parti iktidarına karşı yine HDP’ye bir miktar destek verecektir. HDP, 7 Haziran’da aldığı yüzde 13 oyun yüzde 2’sini Türklerden aldı. Bu yüzde 2’nin yüzde 1,5’i ise direkt CHP seçmeninden geldi. Eylül'de bu CHP’li seçmenin yarısının CHP’ye geri döndüğünü tespit ettik. Dolayısıyla şu an itibariyle HDP’ye yeni gelen Kürt oyları ile CHP’ye dönen Türk oylarının birbirini dengelediğini görüyoruz. Bakın, biz Eylül'de HDP’li seçmene “Demirtaş’ın ‘şartsız, ama’sız silahların bırakılması’ çağrısını nasıl buluyorsunuz?” diye sorduk. HDP’lilerin yüzde 84’ü Demirtaş’ın sözlerine katıldığını söyledi. Yalnızca yüzde 10’luk bir HDP seçmeni ‘katılmıyorum’ dedi. Dolayısıyla HDP içinde PKK’nın son eylemlerini destekleyenlerin oranı yalnızca yüzde 10. Bu da HDP’nin Türkiyelileşme projesinin tabanda çok büyük oranda kabul ve destek gördüğünü gösteriyor.

7 Haziran sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim döneminde meydanlara inmesinin AKP’ye oy kaybettirdiği tespitini yapmıştınız. Ama 1 Kasım sürecinde Erdoğan yine alanlarda olacak...
Evet, Erdoğan’ın meydanlardaki üslubu AKP’ye oy kaybettirdi. Ancak Erdoğan, 7 Haziran için de 1 Kasım için de Davutoğlu’nun seçim kampanyasını yürütmek konusunda tek başına yeterli olmayacağını düşünüyor. Tayyip Bey, bu sefer de çıkıp meydanlarda terör ve anarşi temalı öfkeli konuşmalar yaparsa, AKP oy kaybetmeye devam edecektir. Bugüne kadar AKP’ye seçim kazandıran şey, ekonomik başarı ve Tayyip Bey’in üstün itibarıydı. Ancak toplumdaki ekonomik kaygılar ve kriz algısı giderek artıyor. Üstelik Erdoğan’ın toplum nezdindeki itibarı da şu anda hiç olmadığı kadar düşmüş durumda. Bizim ölçümlerimize göre Erdoğan’ın bir lider olarak beğeni düzeyi yüzde 70’lerden yüzde 38’e düştü. Son olarak parti yönetiminde ciddi değişiklikler yapılarak Erdoğan’a daha yakın bir yönetim kabul edildi. Bu değişiklik ve kongre, topluma bir enerji veremedi, sempatik olamadı. AKP’nin 1 Kasım’da işi daha zor.

Ekonomideki kriz algısı ne düzeyde?
Bizim 2-5 Eylül tarihlerinde yaptığımız ‘Türkiye’nin Nabzı' araştırmasına göre, vatandaşın ekonomik kaygıları sürekli artıyor. Araştırmanın sonuçlarına göre kriz bekleyenlerin oranı yüzde 55,2'ye çıktı. Katılımcıların yüzde 64.6'sı ekonominin kötü yönetildiğini düşünürken, yüzde 55'i ise bir ekonomik kriz beklediklerini belirtiyor.

1 Kasım sonrasında Türkiye’yi nasıl bir siyasi tablo bekliyor?
Açıkçası ben 1 Kasım gecesi, 7 Haziran gecesinden çok farklı bir tablo beklemiyorum. AKP yine tek başına iktidar olamayacak. Yine koalisyon trafiği gündeme gelecek. MHP’nin HDP’yi reddetmesi dolayısıyla bir ‘muhalefet iktidarı’ mümkün gözükmüyor. AKP’nin koalisyon girişimlerinde ise son söz Erdoğan’ın olacak. Erdoğan da CHP ya da MHP ile uzun soluklu bir koalisyon yerine, şimdi olduğu gibi kısa süreli bir azınlık hükümetiyle üçüncü kez sandığa gitmeyi tercih edecektir. Dolayısıyla, Türkiye 2016’da üçüncü kez seçime gidebilir diye düşünüyorum.

dw.de, 16.09.2015


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.