Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Davutoğlu: Kapıyı açık bırakıyorum

 Davutoğlu: Kapıyı açık bırakıyorum
CHP ve MHP'nin katılmayı reddettiği seçim hükümeti AKP ve HDP'li bakanlardan oluşacak. Başbakan Davutoğlu, bu güçlü olasılığın gerçekleşmemesi için Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'ye, "Gelin tekrar konuşalım" çağrısı yaptı.

Bazı gazetelerin Ankara temsilcileriyle dün kahvaltıda bir araya gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu, hükümet kurma çalışmalarından sonuç alınamadığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın erken seçim kararı almasıyla oluşacak seçim hükümetini değerlendirdi. CHP ve MHP seçim hükümetinde yer almayacağını açıklamıştı. Bu durumda geçici hükümette AKP ve HDP'li bakanlar yer alacak.
Davutoğlu, "Hâlâ daha beş gün var, Cumhurbaşkanımızın takdiri... Daha önce de çağrıda bulundum. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli, üçümüz oturalım, bu meseleyi konuşalım; seçime gideceksek en uygunu Meclis’in kendisinin karar alması... Cumhurbaşkanı böyle bir karar almaya zorlanmamalıydı, onu ifade edeyim. Cumhurbaşkanı'nı böyle bir denklemle karşı karşıya bırakmamalıydık. Hâlâ ben bu kapıyı açık bırakmaya taraftarım. Eğer tekrar görüşlerini gözden geçirirlerse, seçime gitme noktasında kurulacak seçim hükümetleriyle ilgili rezervlerini CHP, MHP, AK Parti birlikte, genel başkanlar oturup konuşabiliriz. Cumhurbaşkanımızı böyle bir kararla karşı karşıya bırakmamak için bir yol bulunabilir mi?"


HDP'nin hükümette yer alması: "Kimse bizi suçlayamaz"
Başbakan Davutoğlu gelinen noktada HDP'nin seçim hükümetinde yer alacak olmasıyla ilgili şunları söyledi:
"Her şey kamuoyu önünde cereyan etti. Bu durumda kim bizi suçlayabilir? Herkes Sayın Cumhurbaşkanımızı da, bizleri de Anayasa'ya uymaya davet ediyor. Cumhurbaşkanımız Anayasa'ya uyarak anayasal sınırlar içinde bir karar aldığında kim suçlayabilir 'HDP’yi hükümete soktun ya da sokmadın' diye. Sayın Bahçeli 'anayasal çizgide davransın Cumhurbaşkanı' diyordu. İşte anayasal çizgide davranacak mecburen. Herhalde Cumhurbaşkanımız da böyle bir şeyi arzu etmezdi. Burada bir polemik konusu bile olacağını zannetmiyorum. Bunun müsebbibinin kimler olduğu aşikârdır. Anayasa 'partilerden bakanlar olacak' diyorsa, biz de herhalde dışına çıkamayız. HDP’nin söylemlerine karşı olabiliriz. Son derece yıkıcı bir tutum sergilemişlerdir. Ama HDP’ye oy vermiş seçmene saygımız vardır. HDP’yi Meclis'e biz getirmedik. Hükümet çıkmamasının sorumlusu biz değiliz."


"Bakanları ben belirlerim"
Başbakan seçim hükümetinin oluşması sürecini de şu sözlerle anlattı:
"Cumhurbaşkanımız takdirini kullanıp erken seçim dediğinde sonra Meclis Başkanımızla istişare edecek, dağılım belli olacak. Şu partiye şu kadar, bu partiye bu kadar. İlk defa olacağı için hukuki tartışmalar olabilir. Sonra görevlendirilen başbakan tek tek isimleri tespit edileceklere teklif edecek, onların kabul etmesi durumunda Cumhurbaşkanımıza arz edilecek bu liste. O andan itibaren Cumhurbaşkanı'nın arzındadır."
Davutoğlu, "Bakanları siz mi belirleyeceksiniz" sorusu üzerine sözlerine şöyle devam etti:
(Siz mi bakanları belirleyeceksiniz) Yani Anayasa öyle diyor. Ama nasıl olacağını tabii o gün o usul içinde düşünürüz. Ama Anayasa tarifi o. Yani teklif edilen kişi diyor, reddederse o zaman kişiye teklif gibi oluyor. Ama bunlar dediğim gibi, şimdiden böyle çok kati şeyler söyleyip bağlamak istemem. Nihayet benim Anayasa'dan çıkardığım bu arkadaşlarla; eğer birisi veya bir parti 'ben girmiyorum' dediğinde de 'onun yerine yine Başbakan'ın takdirinde isimler atanır' diyor. Güvenoyu yok, ondan sonra seçim süreci başlar."


Üç dönem kuralı kalkıyor
AK Parti'deki üç dönem kuralının kaldırılmasıyla ilgili çalışmalar konusunda da Davutoğlu şunları söyledi:
"25. dönemle birlikte üç dönem yasağı kalkmış olan, ara vermiş arkadaşlar var. Bir de daha bu kısa dönem dolayısıyla üçüncü döneme girenler var. Yarın (bugün) MYK toplantısı var. Sonra da bir tüzük değişikliği komisyonu oluşturup, nasıl ele alınacağını konuşacağız. Benim zihnimde bir model var ama bunu kurullarla tartışa tartışa olgunlaştırmak lazım. Kimsenin devre dışında kalmayacağı ve insan kaynağını en çeşitli bir şekilde tutabilecek, kimseyi potanın dışında bırakmayacak bir formül üzerinde düşünüyorum. Yani onlar için (üç dönemlik 70 ismi kastederek) bir yasak kalmayacak. Ama diğerleri (üçüncü dönemi bu dönem dolanları kastederek) için de olmayacak.


"Önceliğimiz kamu düzeni"
Davutoğlu, "PKK'nın seçim öncesi taktiksel silah bırakması halinde operasyonlar sürer mi?" sorusunu da şu sözlerle yanıtladı:
"Bizim için kamu düzeninin alternatifi yoktur. Yani kamu düzeni müzakere konusu da yapılmaz. Kamu düzenine uyulduğu sürece kimse herhangi bir müdahaleye veya hukuki bir sürece muhatap olmaz. Ama herkes kamu düzenine uyacak. Kamu düzeniyle ilgili talepler Meclis'teler, tekrar tartışılır. Anayasa değişmesi gerekiyorsa Meclis'te değiştirilir. Türkiye'nin siyasi düzeniyle ilgili yeni bir şey olacaksa Meclis'te olur. Yani kesinlikle kimse seçime giderken kamu düzeni üzerinden bir müzakere yürüteceğimiz vehmine kapılmasın. Kamu düzenini sağlarız seçime gideriz. Ama birisi herhangi bir kamu düzenini bozacak bir tutum içine girmezse zaten ortada sorun kalmaz."

aljazeera.com.tr, 20.08.2015


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.