Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Demirtaş: Erdoğan, Kürt yok diyecek de buna cesaret edemiyor

Demirtaş: Erdoğan, Kürt yok diyecek de buna cesaret edemiyor
 
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kürt sorunu var’ demek artık ayrımcılıktır” sözlerine “Sayın Cumhurbaşkanı bu ülkede Kürt sorunu yok demiş olabilir, hatta ona kalsa ‘Kürt yok’ diyecek de buna cesaret edemiyor. O yok dedi diye de yok olmuyor” diye yanıt verdi.

İstanbul Şirinevler’de bulunan Din Âlimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ni (DİAYDER) ziyaret eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kuveyt dönüşü uçakta söylediği “Kürt sorunu var’ demek artık ayrımcılıktır” sözlerine yanıt verdi. DİAYDER Başkanı Mehmet Şimşek, ziyaretten duydukları memnuniyeti dile getirerek, “Zalime karşı herkesi hakikatin yanında yer almaya çağırıyorum” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı’na eleştiri

Demirtaş, burada yaptığı konuşmada, AK Parti’nin İslam’ı mazlumlara karşı ‘sopa’ olarak kullanmak istediğini belirtti.

Demirtaş, din alimlerinin toplumda büyük yanlışları düzeltme konusunda çok etkili olduklarını, güçlü sonuçlar alabileceklerini belirterek, “Ülkemizde bütün toplumsal kesimler bütün kimlikler ve inançlar; Sünni, Alevi Hıristiyan bütün inançlar hep birlikte zahmetler çekmişiz. Sorunlar yaşamışız. Bizler siyasetçiler olarak içinde bulunduğumuz şu zorlu günlerde artık halkımızı huzura doğru götürecek bir hamleyi yapmak istiyoruz. Parti olarak seçimlerde bu hamleyi yapmak istiyoruz” dedi.

Demokrasi

Anadolu ve Mezopotamya topraklarında birçok kavim ve halkın izlerinin bulunduğunu hatırlatan Demirtaş, şunları ifade etti: “Türkiye’nin neresine giderseniz gidin bütün bu kavimlerin izlerini görürsünüz. Ülkenin her bir şehrinde kasabasında tarihin izleri medeniyetlerin izleri vardır. Bütün bu kültürler bugün de bu topraklarda yaşıyorlar. Sayısı az ya da çok, isterse bir kişi olsun, 77 milyon nüfus içerisinde farklı bir kimlikten ya da inançtan olsun… İşte ‘demokrasi’ dediğimiz şey; biz o bir kişinin haklarını nasıl koruyabiliyoruz? Demokrasi buna göre ölçülür. Çoğunluk huzurlu mudur, değil midir? Demokrasi buna bakmaz. Bizler gibi, çok olanlar gibi düşünmeyen, başka dine inanmayan, başka dili, kültürü olanlar o toplumda korkuyor mu, huzur içinde midir? Ona bakmak lazım.”

‘Din develetlere değin toplumlara gönderildi’

Demirtaş, “Diyoruz ki, devlet kendi halkının içindeki bütün inançlara eşit yaklaşmalı, eşit hizmet yapmalı. Diyanet İşleri Başkanlığı bu ülkede bir dinin hatta mezhebin hizmetini yürütüyor. Dinin hizmetini yapsa ona da itirazımız olmayacak. Ama çarpıtarak yapıyor. Devletin hizmetine koymaya çalışıyor dini. Oysa Allah bu dini insanlara gönderirken devletlerin dini olarak göndermemiştir. İnsanların toplumun dini olarak göndermiştir” diye konuştu.

‘Hükümet ve diyanetin oluşturduğu din’

Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın HDP’nin Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik eleştirilere verdiği yanıta dikkat çeken Demirtaş, şöyle devam etti: “Şimdiki Diyanet İşleri Başkanlığı 3 katlı bir villayı restore etmiş, küçük saray yavrusu yapmış, orada yaşıyor. Çıksın, ‘yok’ desin. Kaç yüz milyar harcama yapmış… Sultana özenmiş. Kusura bakmasınlar, Hz. Peygamber ne böyle yaşadı ne de böyle öldü. Onun en büyük mirası yaşamıdır. Bir Müslümanın nasıl yaşaması gerektiğini hayatı boyunca göstermiştir. Bir din alimi o yüzden devlet memuru olmamalı. Biz ‘Diyanet kalksın’ dediğimizde bunlar kalksın diyoruz. Başbakan, ‘Biz dinimize el sürdürmeyiz’ diyor. Kusura bakmasınlar o senin Diyanet’le birlikte oluşturduğun dindir. Biz halkı kullanmalarına artık tahammül edemiyoruz. Yıllarca İslamiyet’i sopa olarak kullanıp mazlumu ezmeye çalıştılar. Mazlumun dinini zenginin dini haline getirdiler” diye konuştu.

Erdoğan’a yanıt

Demirtaş’ın Erdoğan’ın açıklamalarına verdiği yanıtsa şöyle:

“Bu ülkede herkesin sorunu var. Kürdün sorunu katmerlidir. Herkes 2 sorun yaşıyorsa, Kürt 3 sorun, 4 sorun yaşıyor. Sorunsuz yurttaş yok bu ülkede. Herkesin derdi sorunu var. Sayın Cumhurbaşkanı desteklediği partiye oy kazandırmak için koskoca bir halkı rencide etmekten vazgeçmeli artık.

“Ortada bir müzakere, çözüm süreci var; bunu böyle elinin tersiyle iterek… Milliyetçi oyları kapmak için ülkeyi ateşe atmanın hiçbir anlamı yok. Sayın Cumhurbaşkanı ‘bu ülkede Kürt sorunu yok’ demiş olabilir, hatta ona kalsa ‘Kürt yok’ diyecek de buna cesaret edemiyor. O yok dedi diye de yok olmuyor. Bizler sorunlarımızın diyalog içinde çözümünden yana olduk. Seçim sürecinde de sonrasında da bu tavrımızı sürdüreceğiz.

“Sağa sola bu şekilde emirler yağdırarak, karşında boyun bükmeyenin boynunu vurmaya kalkışarak, bu ülkede Cumhurbaşkanlığı makamını dolduramazsın. Burayla da yetinmiyor. Kıbrıs’a fırça atıyor. Kıbrıs’ın Cumhurbaşkanı daha yeni seçilmiş. Daha tebrik etmedin. ‘Hayırlı olsun, kutluyorum’ demeden, ‘ağızından çıkanı kulağın duysun’ diyor. Bu mudur demokrasi anlayışı?

“Yüzde 60 oyla seçilmiş Kıbrıs’ın Cumhurbaşkanı. Hani milli irade? Hani sandığa saygı? Niye ona biat etmiyor: Onun istediği aday seçilmemiş diye. Tebrik bile etmiyor, kutlamıyor. Fırça çekiyor. Bir ülkenin, bağımsız bir ülkenin, Kıbrıs öyle, bağımsızlığını ilan etmiş bir ülkenin cumhurbaşkanı. İlle ‘bizim yavrumuz olacaksın’ diyor. Onlar ‘hayır, eşit olsak olmaz mı’ diyor; ‘Hayır yavrumuz olacaksın’… Anlayış budur.

“Kürtlere de böyle bakıyor. ‘Biz eşit olsak olmaz mı’ diyoruz. ‘Yok yavrumuz olacaksın’. ‘Etle tırnak gibi olacağız’. Biz tırnak olacağız sürekli, beyefendi de et olacak. Kusura bakmasınlar. Bütün dünyada adalet, eşitlik, lafta kalmamalı, pratiğe geçebilmeli. Bu ülkede bunu yapacak bizim dışımızda bir anlayış yok.”

imctv.com.tr, 29.04.2015


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.