Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Genel seçim senaryoları

Genel seçim senaryoları

Hiçbir seçimi 7 Haziran genel seçimleri kadar sabırsızlıkla beklediğimi hatırlamıyorum. Başkanlık ihtirası bu seçimleri rejim değişikliği seçimi haline getirdi. İktidar partisi, özellikle de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 7 Haziran’ı adeta Türkiye’nin kaderinin belirleneceği tarih haline getirdi. Tek adama dayalı, kuvvetler ayrılığının rafa kalktığı bir başkanlık rejimine geçiş tutkusu egemen oldu.

Türkiye’nin en önemli iki güncel sorunu olan Kürt sorunu ile düşük büyüme sorunu başkanlık sistemine geçişe bağlı hale getirildi. İddialar akıl alır gibi değil. Başkanlık sistemi mucizevi kurtuluş reçetesi gibi sunuluyor. Başkanlık olursa siyasal istikrar olacak, Kürt sorunu çözüme kavuşacak, ekonomide de büyük atılım yaşanacakmış. Sanki AKP bu ülkeyi parlamenter rejim çerçevesinde 12 yıldır yönetemiyormuş, sürekli engellerle karşılaşıyormuş havası estiriliyor. Ya başkanlık rejimi olmaz buna karşılık AKP yine tek başına iktidara gelecek olursa? İktidarın söylemi öylesine başkanlık sistemine odaklanmış durumda ki, rejim değişikliği olmazsa Türkiye’yi AKP hükümeti yönetse bile sanki siyasal ve ekonomik bir kaosa yuvarlanacağız.

Bu argümanların inandırıcı bir tarafı yok. Ama şu bir gerçek. 7 Haziran’da sandıktan ne sonuç çıkacağına biz vatandaşlar da fazlasıyla odaklandık. Benim çevremde pek çok seçmen sırf bu nedenle stratejik oy kullanmaya, diğer ifadeyle birinci tercih ettiği partiye değil başkanlık rejimini engellemeye yönelik oy kullanmaya karar vermiş durumda. Aynı zamanda seçimin hakkında belirsizlik de had safhada. Tahminler o kadar farklı ki, bir uçta AKP referandum çoğunluğu olan 330 milletvekilini geçerek başkanlık sistemine yönelebilir, diğer uçta ise 276 sandalyenin altına düşerek koalisyona zorlanabilir.

Uzun yıllardır kullandığım simülasyon modelimi kullanarak kritik senaryoları aşağıdaki tahmin tablosunda özetledim. HDP’nin yüzde 10 barajını geçip geçmemesi bu seçimin en kritik değişkeni. HDP’nin barajı geçip geçmemesine bağlı olarak AKP’nin oy oranı bundan sonra nasıl yönetileceğimizi belirleyecek.

HDP barajı geçtiği takdirde (Tablo 1) AKP’nin referandum çoğunluğunu elde edebilmesi için (330 +) en az yüzde 51 oy gerekiyor. Bu oranı tahmin eden anket çalışması görmedim. Öte yandan AKP’nin oy oranı yüzde 42’ye düştüğü takdirde mutlak çoğunluğu kaybetme ihtimali çok yüksek. Bu oy oranının altında veren anketler mevcut. Simülasyon modelinin hata payını da dikkat aldığımızda şunu iddia edebiliriz: HDP barajı geçtiği takdirde AKP’nin referandum çoğunluğunu kazanma ihtimali son derece düşük. Çoğunluğu kaybetme ihtimali ise küçümsenemez.

HDP barajı geçemediği takdirde hemen belirteyim AKP’nin çoğunluğu kaybetme ihtimali sıfır. Bunun için oy oranının yüzde 36 civarına düşmesi şart. Bu düşüşü tahmin eden hiçbir anket yok. Anketlerin sonuçları yüzde 40 ile 49 arasında değişiyor. Bu nedenle tabloya koymadım.

Referandum çoğunluğuna gelince: Yüzde 43 civarı kritik eşik olarak görünüyor. AKP yüzde 43 ile bile bu çoğunluğu elde edebilir. Eğer CHP yüzde 26 yerine yüzde 27 civarında ya da MHP yüzde 17 yerine yüzde 18 civarında oy alırsa AKP referandum çoğunluğunu elde edemiyor.

Benim tahminime gelince: HDP’nin barajı geçme ihtimalinin çok yükseldiğini görüyorum. AKP’nin de yüzde 43-44 civarında oy alacağı kanaatindeyim. Kısacası başkanlık sisteminin rafa kalkmasını, AKP’nin ise yeniden tek başına iktidar olmasını ihtimal dahilinde görüyorum.

Seyfettin Gürsel, Zaman

09.04.2015


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.