Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Trichet: Bernanke sıra sende dedi

Trichet: Bernanke sıra sende dedi
Avrupa Merkez Bankası Eski Başkanı Jean Claude Trichet, Uludağ Ekonomi Zirvesi'ndeki konuşmasında krizle mücadele görevinin kendisine nasıl verildiğini anlattı.

Avrupa Merkez Bankası Eski Başkanı Jean Claude Trichet, Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde "Avrupa Ekonomisinin Yarını" başlıklı sunum yaptı.

Trichet şunları söyledi:

"Lehman Brothers krizi birinci dünya savaşından bu yana insanlığın gördüğü en büyük krizdi. Hem hükümetler hem de merkez bankaları için zor bir dönemdi. Finans kuruluşlarının çöktüğünü gördük. 2010 başında kriz kamuya yansıdı. Bunun öncesinde krizin merkezi ABD'ydi. 2010'dan sonra Avrupa oldu. Basel'de düzenlediğimiz bir toplantıda Bernanke bana parmağını uzatıp "Jean Claude şimdi sıra sende" dedi. Artık krizle mücadele görevi bana geçmişti.

Neden Avrupa bu aşamada krizin merkezi oldu? Bunun 6 sebebi vardı. Kendimize güvenimiz yoktu. Rekabetçilik anlamında Euro Bölgesi'nde bir girişim yoktu. Bankacılık birliğimiz yoktu. Kredi yönetimi aracımız yoktu. Tek pazar sistemi halen kurulmamıştı. Yapısal reformlar alanında uygulamalar tamamlanmamıştı.

Şu anda ne noktadayız peki? Önemli kararlar aldık. İstikrar ve büyüme paketi daha iyi bir noktada. Hala yapılması gerekenler var. Alınmış olan kararların uygulamaya geçtiğini görmeliyiz. Daha cesur bir mali çerçeveye ihtiyacımız var"

EURO KENDİNİ KANITLADI

Trichet, "Euro ortadan kalkmadı ve bunu yapmakla kalmadı bu kadar kötü bir krizden dayanıklılığını kanıtlayarak çıktı. Yapılan Euro üzerindeki tüm eleştirilere rağmen son derece kuvvetli bir para birimi olduğunu bize kanıtladı" dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının, yıl dönümü kutlamasının yaklaştığını, bir önceki kutlamada yine Avrupa Merkez Bankasının yıl dönümüyle aynı döneme denk geldiğini hatırlatan Trichet, şöyle konuştu:

"Bu, son derece önemli bir programdı benim için. Türkiye'nin ekonomik anlamda dünyanın en büyük gelişen pazarlarından birisi olmasına nispeten Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının da Avrupa Merkez Bankası'yla aynı anda yıl dönümünü kutluyor olması büyük bir olaydı benim için. Şu anda G20 ailesinden bir fert olarak Türkiye'nin dönem başkanlığına yükselmiş olduğunu biliyoruz. Bu, hem G20 ülkeleri için hem de Türkiye için önemli bir adım."

Trichet, Merkez Bankasının yıl dönümünün iki ay sonrasında "Lehman Brothers" krizinin baş gösterdiğini hatırlatarak, "Hem merkez bankaları hem de hükümetler için zorlayıcı bir süreç olmuştu çünkü çok hızlı ve uç noktalarda dolaşan kararlar verilmesine gerek kalmıştı" ifadelerini kullandı.

TIPKI KARTLARDAN YAPILMIŞ KULE GİBİ ÇÖKÜŞ BAŞLADI

Kriz sürecinde, 2007'den 2008'in başlarına kadar üç safhanın gerçekleştiğini, ilk safhada pazarların mali anlamda yeniden dengelenmesinin gerektiğini, ikinci aşamada finansal sistemlerin büyük ekonomilerde çökme riskiyle karşı karşıya kaldığının görüldüğünü anımsatarak, "Bu çok dramatik bir etki yarattı. Finans kuruluşlarının çöktüğünü gördük. Hızlı bir şekilde cesur kararlar almamız gerekti.Tıpkı kartlardan yapılmış bir kule gibi çöküş gerçekleşmeye başladı. 1900'lerin başlarında görmüş olduğumuz türden bir krizle karşı karşıya olduğumuzu düşünmeye başlamıştık. Amerika'nın 'büyük buhranı'yla karşılaştırılabilirdi bu aslında" dedi.

Trichet, birkaç çeyreklik reel ekonomi serbest düşüşünden gerçekleştikten sonra artık bir geriye dönüş olabileceğini düşündüklerini ifade ederek, 2009'un üçüncü çeyreğine gelindiğinde ABD ve Avrupa'da ekonomik anlamda krizden çıkışın hissedilmeye başlandığını ancak tam bu noktada 2010'un başında krizin üçüncü safhasına gelindiğini belirtti.

Trichet, Euro Bölgesi'nin üçüncü aşamada neden krizin merkezinde yer aldığına da değinerek, "istikrar ve büyüme paktının uygulanmasında yaşanan sorunlar, rekabetçilik anlamında avro bölgesinde bir gelişmenin olmaması, bir bankacılık birliğinin bulunmaması, Euro Bölgesi'nin içindeki farklılıklar, kredi yönetimi aracının olmaması ve istikrar mekanizmasının yokluğu, halen daha tek pazar sisteminin kurulmuş olmaması ve yapısal reformlar alanında Lizbon Programı ve 2020 Programı devreye girmiş olsa da halen uygulama anlamında tamamlanmış olmaması" gibi nedenlerle özellikle avro bölgesinin zor durumda kaldığını anlattı.

15 DEVLETTİK, 19 OLDUK "

Lehman Brothers'ın çöküşü sırasında Euro Bölgesi'nde 15 tane devletimiz vardı, şu anda 19 devletimiz var" diyen Trichet, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"15 ülke Euro Bölgesi'nde kalmakla kalmadı, bunun yanı sıra 4 farklı devleti de Euro Bölgesi'ne kattık. Üç tane Baltık devleti ve Slovakya'yı. Pragmatik açıdan, gerçekçi bir yaklaşımla bakacak olursak Euro Bölgesi'nin direncinin son derece yüksek olduğunu anlayabilirsiniz. Bu direncin altında yatana da baktığınız zaman Avrupa'da yapmakta, başarmakta olduğumuzun 2'nci Dünya Savaşı'ndan beridir gerçekleşen çabaların bir sonucu olduğunu göreceksiniz. Tarih boyunca geçirmiş olduğumuz sürecin bir ürünü, meyvesi olduğunu söylüyoruz. Asya, Amerika tarafına şu an için bizlere son derece cesur olduğumuzu söylüyorlar. Aşırı değil ama gerektiği kadar üst düzey bir cesaretten bahsediyorum."

Krizin ortadan kaldırılması için "istikrar ve büyüme paktının kuvvetlendirildiğini, rekabetçi ortamın sağlanmasına yönelik tedbirler alındığını, yönetişim için yeni bir sac ayağı oluşturulduğunu" anlatan Trichet, tek pazar hedefine henüz ulaşamadıklarını, yapısal reformların hayata geçirilmesini de üye devletlere önerdiklerini belirtti.

Trichet, alınmış olan kararların uygulamaya geçmesinin çok önemli olduğunu, bunların daha da ileriye taşınması gerektiğini vurgulayarak, "Gördüğümüz kadarıyla daha cesur bir mali çerçeveye ihtiyacımız var. Bu mali çerçeve Avrupa devletlerinin en azından Euro Bölgesi içinde gerçek bir reel bütçe oluşturabilmesine imkan sağlamalı. Bunun çeşitli yönleri boyutları olacak tabii ama temel olarak altını çizebileceğimiz konu burada bir tampon görevi görebilecek, şokları absorbe edebilecek bir bütçemizin olmasıdır" değerlendirmesinde bulundu.

Makro ekonomik yönetişiminin olduğuna ancak zaman zaman zorlukla karşı karşıya kalabildiklerine de değinen Trichet, "Devletlerden birisi, bizlerin sunmuş olduğu tavsiyelere bağlı kalmak istemeyebiliyorlar. Özellikle mali düzenlemeler anlamında. Tabii ki bu durum böyle olmamalı" ifadelerini kullandı.

cnbce.com, 14.03.2015


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.