Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Bayık ve Hozat, PKK’nın silah bırakmasının koşulunu açıkladı

Bayık ve Hozat, PKK’nın silah bırakmasının koşulunu açıkladı
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanları Cemil Bayık ve Besê Hozat, İmralı’da hükümlü PKK lideri Abdullah Öcalan serbest bırakılmadan PKK’nın silah bırakmayacağını söyledi.

Kandil’de İMC TV’den Banu Güven’in sorularını cevaplayan Hozat ve Bayık, çözüm sürecine dair açıklamalar yaptı. Hükümet ve HDP yetkililerinin 28 Şubat’ta Dolmabahçe’de yaptığı açıklamanın ardından gözler Kandil’e, KCK yöneticilerinin açıklamalarına çevrilmişti.

Dolmabahçe açıklamasının ardından en çok merak edilen, Öcalan’ın silah bırakma gündemiyle yaptığı kongre çağrısına PKK’nin ne yanıt vereceğiydi. Bayık, PKK kongresinin toplanıp karar alabilmesi için hükümetin atması gereken adımlar olduğunu söyledi.

“PKK silah bırakacak açıklamalarını” seçim propagandası olarak nitelendiren KCK Eşbaşkanları, Silahların ancak Öcalan’ın bizzat katılacağı bir kongrede karara bağlanabileceğini söyledi. Yani PKK bu kararı Öcalan serbest kalmadan açıklamayacak.

Bayık, “Bu adımları atmadan hareketimize, halka, Türkiye demokrasi güçlerine güven vermeden kongrenin toplanması, kongrenin onların belirttiği gibi kararlar alması düşünülemez” dedi.

HOZAT: ÇAĞRI BİR NİYET BEYANI, TALİMAT DEĞİL

KCK Eşbaşkanı Besê Hozat da Öcalan’ın çağrısı için “talimat değil, niyet beyanı” dedi.

“Niyet beyanı ayrı, silah bırakacaklar çağrısı apayrı bir şeydir” diyen Hozat, “Biri talimattır, kesin bir karardır, ifadedir, diğeri de sürecin önünün açmak için, müzakere sürecinin 10 başlık üzerinden geliştirilmesi üzerinden iyi niyet yaklaşımıdır. Yeniden bir şans tanımadır. Sürecin önünü açmadır. Birbirinden farklı yaklaşımlardır” ifadelerini kullandı. KCK Eşbaşkanı Bayık, ilk beklentilerinin de Meclis’te görüşmeleri devam eden İç Güvenlik Paketi’nin geri çekilmesi veya değiştirilmesi olduğunu söyledi

BANU GÜVEN, HOZAT VE BAYIK İLE YAPTIĞI UZUN SÖYLEŞİNİN ÖZETİNİ ŞÖYLE ÇIKARDI:

KCK Eşbaşkanları Cemil Bayık ve Bese Hozat 28 Şubat açıklamasının ardından verdikleri ilk söyleşide süreçle ilgili beklentileri şekillendirecek açıklamalar yaptı. Mesela bu söyleşiden, Kandil’in kongreye gitmeden Abdullah Öcalan’la İmralı’da doğrudan görüşmekte ısrarcı olacağı sonucu çıktı. Hükümetin “PKK silah bırakacak açıklamalarını” seçim propagandası olarak nitelendiren KCK Eşbaşkanları, Türkiye’ye karşı silahlı mücadelenin ancak Öcalan’ın bizzat katılacağı bir kongrede karara bağlanabileceğini de söyledi. Yani PKK bu kararı Öcalan serbest kalmadan açıklamak niyetinde değil. Örgütün IŞİD’le mücadelesini sürdüreceği, toptan silah bırakmayı düşünmediği, ulusal bir güç olarak kalacağı açıklamaları çeşitli KCK yetkilileri tarafından yapıldı. Sürecin ilerlemesi için Öcalan’ın altına imzasını attığı 10 maddenin içeriğine dair mutabakat beklentisi de. KCK Eşbaşkanları nelere dikkat çekmek, nasıl mesajlar vermek istediler? Dikkat çeken başlıklar 15 maddede, burada.

1 – PKK Kongre’ye gidebilir, ama Abdullah Öcalan’ın bizzat katılmadığı bir kongreden “Türkiye’ye karşı silahlı mücadele sona ermiştir” kararı çıkmaz. Başka deyişle, Öcalan serbest kalmadan, silah bırakma konusu karara bağlanamaz.

Cemil Bayık,”Öcalan kongreye telekonferansla katılsa ya da mesaj gönderse, bu Türkiye’ye karşı silahlı mücadelenin bırakılması kararı almanız için yeterli olur mu?” sorusuna da kesin bir dille “Hayır. Biz istediğimiz zaman kongre yaparız, ama bu kararı Önderlik bizzat gerillayla buluşmadan almayız” diyor. Bese Hozat “Gerçekçi bakıldığında, çözüm sürecinin dışarıda sürdürülmesinin koşulları hazırlanmamıştır. Süreci baş müzakereci olarak Önderliğimiz İmralı’dan yürütecek. Ama çok doğal olarak, bir Kongre toplayacaksak, Önderliğimizin bu kongreye hitap etmesi gerekir” diye açıklıyor.

2 – Örgütten temsilcilerin  Öcalan ile görüştürülmesi önümüzdeki süreçte en çetin tartışma konularından biri olabilir.

Oslo görüşmelerinde MİT yetkilisinin “Orası kolay. Murat Karasu görüştürülür” demesinin üzerinden neredeyse 4 yıl geçti. Kandil hala bekliyor ve Öcalan’la doğrudan temasın gerçekleşmesinin çözüm sürecin ilerlemesi, bir kongrenin toplanması  için bir önkoşul niteliğinde olduğunu söylüyor. Bayık “Hükümet bu sorunu çözmek istiyorsa, adımlar atmak zorundadır ve bunların başında gelen de bizim Önderlik’le görüşme mekanizmalarımızın sağlanmasıdır” diye konuşuyor.

3 – Arınç’ın, “Hükümet 28 Şubat’ta açıklanan metnin yüzde 60’ını değiştirdi” iddiası doğru değil.

Bayık, “Mesela bazı maddeleri öne, bazılarını arkaya aldılar. Bir de bazı kelimeleri değiştirip, çıkarıp, kendilerine biraz daha uygun kelimeler koydular” diye durumu açıklıyor ve metnin özünün değişmediğini söylüyor.

4 – Öcalan açıklamanın 28 Şubat’ta yapılmasını isteyerek, darbelere karşı bir tavır sergilemek istedi.

KCK Eşbaşkanı Bayık “Neden bu tarih seçildi?” sorusunu böyle yanıtlıyor.

5 - Kandil, Türkiye’nin batısına demokratikleşme olmadan Kürt meselesinin çözümünü mümkün görmediğini özellikle duyurmak istiyor.

Bese Hozat, “Şu mümkün müdür? Türkiye genelinde baskıcı, antidemokratik bir rejim varken, Kürt meselesi çözülebilir mi? Ya da tam tersi. Mümkün değildir. Kürt sorunun siyasi temelde çözülmesi, Türkiye’yi demokratikleştirecektir” diyor. Yani Batı’ya, antidemokratik bir rejimi asla kabul etmeyecekleri teminatını veriyor.

6 – Kandil, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun HDP ile AK Parti’nin seçim işbirliği yaptığı açıklaması ve Kürt hareketinin Erdoğan’la başkanlık rejimi konusunda anlaştığı iddialarını akıl dışı olarak nitelendiriyor.

Bese Hozat, “Bu iddia neye dayanıyor?  HDP Meclis dışında kalır da, AKP 400 milletvekiliyle Meclis’e girerse, Kürt sorununu mu çözecek? AKP’nin 12 yıllık iktidarı sürecinde siyaseti ortadadır. Dokuz ateşkes yaptık ve hiçbir adım görmedik” diyor. KCK Yürütme Kurulu Eş Başkanları “Nasıl hükümet varılan mutabakatı ‘Bu bir silah bırakma çağrısıdır’ diyerek, farklı bir algı yaratarak bir seçim propagandasına dönüştürmeye çalışıyorsa, CHP de “HDP Meclis’e giremeyecek” diyerek hakikatten uzak bir siyaset ortaya koyuyor. CHP de böyle bir seçim propagandası sürdürüyor. Onlar da tersinden bir seçim propagandası yapıyor. Aralarında bir zihniyet farkı yok” diyor.

7 – Kandil, 6-7 Ekim olayları bahanesiyle gündeme getirilen İç Güvenlik Paketi’nin otoriter bir başkanlık sistemini öncelediğini söylüyor.

Bayık durumu, “Erdoğan,  6 – 7 Ekim olaylarını sürekli işleyerek büyük tehlike olduğu mesajını verdi. ’Dört yüz milletvekiliyle anayasayı değiştirerek, başkanlık sistemini geliştirerek, bu tehlikeyi ancak ben önleyebilirim’ dedi. Bunu toplumun önüne koydu ve ardından İç Güvenlik Paketi’ni meclise getirdi. Bunlar birbiriyle ilintili, birbirini tamamlayan öğeler” diye açıklıyor.

8 – Birleşik Haziran Hareketi’nin seçimde herhangi bir partiyle ittifaka girmeyeceği açıklamasını Cemil Bayık yerinde buluyor.

Bayık’a göre herhangi bir partiyi desteklemesi, hareketin çatırdamasına neden olurdu. Bayık, “BHH’den başka açıklama beklenemezdi. CHP ile yapsa zarar görürdü, HDP ile ittifak yapsaydı, yine zarar görürdü. BHH açısından en doğru yol böyle bir açıklama yapmasıydı” diyor.

9 – Haziran’daki  genel seçim Kandil’in de büyük heyecanla izleyeceği bir seçim olacak.

Hozat’a ve Bayık’a göre bu cumhuriyet tarihindeki en kritik seçim.

Bayık, “Türkiye yeşil faşizm yönünde mi, yoksa demokrasi yönünde mi ilerleyecek? Halk buna karar verecek” diyor.

Bu seçimin AKP ile HDP’nin temsil ettiği değerler arasında geçeceğini  söylüyor.

Cüneyt Arcayürek gibi bir kalemin HDP’nin barajı geçmesi gerektiği yönündeki yazısı da Bayık’ın da gözünden kaçmamış.

KCK Eşbaşkanı, CHP – MHP ittifakının Erdoğan’ı ilk turda cumhurbaşkanı yaptığını, bu işbirliğinin AKP’ye yaradığını Arcayürek’in de gördüğünü söylüyor.

10 – Kandil Selahattin Demirtaş’a güçlü ifadelerle sahip çıkıyor.

Bayık da Hozat da, Demirtaş’ı heyetten çıkaranın İmralı değil, hükümet olduğunu söylüyor. Bese Hozat, “Ak Parti’nin HDP’yi ciddi bir rakip olarak gördüğünü, Selahattin Demirtaş’ı da cumhurbaşkanlığı seçiminde yakaladığı başarı nedeniyle  itibarsızlaştırmaya çalıştığını” söylüyor.

11 – Kürt hareketi AK Parti ile çözüm sürecini  AK Parti’ye rağmen zorlayacağını söylüyor.

Cemil Bayık hükümetin sürecin nihayete ermesini geciktirmeye çalışabileceğini söylüyor ve ekliyor: “İnisiyatif artık Öcalan ve demokratik güçlerin elindedir çözümü zorlamaya devam edeceğiz.”

12 – Kandil Oslo görüşmelerini sızdıranların “MİT içindeki Fethullah Gülen güçleri” olarak tanımlıyor, MİT’in de bunu kabul ettiğini, ancak o dönemde hükümetin asıl sorumluları bilmesine rağmen olayı PKK’nin üzerine yıkmaya çalıştığını söylüyor.

Bayık “Biz bu tür görüşmeleri yayınlamayı ahlaka aykırı görürüz” diyor.

13 – Musul’un IŞİD’den temizlenmesi hiç kolay olmayacak. Musul’a operasyon konusunda  Türkiye ile İran karşı karşıya gelebilir. 

KCK Eşbaşkanları Musul’un Sünniler’in ağırlıkta olduğu ve IŞİD’in de taban bulduğu bir şehir olduğuna dikkat çekiyor. Irak Hükümeti  mezhepçi yaklaşımı terketmezse, IŞİD’in Musul’da daha da güçleneceğini söylüyor. Bayık’a göre, Türkiye Musul’daki dengenin Sünniler aleyhine bozulmasını istemiyor. İran Özel Kuvvetleri’nden bir komutanın Şii milisleri komuta ettiği haberlerinin yankılandığı bir dönemde Cemil Bayık,”Türkiye kesinlikle Şii milislerin ve İran  güçlerinin Musul’a girmesini istemiyor. Musul üzerindeki kavga, Türkiye İran kavgasına dönüşebilir” diyor.

14 – Bese Hozat, “Irak parçalanır mı?” sorusuna “Çoktan parçalandı zaten” diyerek cevap veriyor ve IŞİD’in Irak’ta kalıcı olabileceğini söylüyor.

Hozat, IŞİD’İn Irak’taki varlığının Suriye’dekinden farklı olduğunu, Irak’ta eski BAAS’çılar ve Sünniler’in desteğiyle var olduğunu hatırlatıyor.

15- Bayık, Öcalan’ın bir taraftan çözüm sürecini yürütürken bir taraftan da Kürt Ulusal Kongresi’nin hızla toplanmasına yönelik çabalarınım ardında, Barzani’yi (ve Irak Kürdistanı’ndaki diğer Kürt aktörleri) siyasi bir birlik çizgisine çekmek gayreti olduğunu söylüyor.

Taraf, 11.03.2015


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.