Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ekonomik Gündem > Babacan istifa etmediyse bunu neden açıklamıyor?

Babacan istifa etmediyse bunu neden açıklamıyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, faiz indirimi için baskı yaptığı Merkez Bankası'nı en sonunda "Bize karşı bağımsızlık mücadelesi veriyorsun da başka yerlere karşı bağımlılığın mı var" sözleriyle suçlamasının ardından Babacan'ın Başbakanlık'ta yaptığı uzun görüşme 'sırrını' koruyor.

RADİKAL – Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Merkez Bankası arasında haftalardır devam eden ‘faiz gerilimi’, Erdoğan’ın dün Merkez Bankası’nın “bağımsızlığın arkasına sığınarak başka odaklara bağımlı davrandığını” ima etmesinin ardından yeni bir boyuta taşındı. Bu çok sert eleştiriler üzerine döviz fiyatları yeniden yükselirken, Erdoğan’ın sözleri bu kez Bakanlar Kurulu’nda da ‘yankı’ uyandırmışa benziyor. Kabinede ‘ekonominin patronu’ olarak gösterilen ve özellikle dış ekonomik aktörler için ‘ Türkiye ’nin finansal istikrarı’ açısından çok önemli bulunan Devlet Bakanı Ali Babacan, Erdoğan’ın Merkez Bankası hakkındaki sert sözlerinin ardından dün Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Başbakanlık Resmi Konut’ta 2,5 saati aşan bir görüşme gerçekleştirdi. Başbakanlık kaynakları bu görüşme için “Davutoğlu’nun ABD ziyareti öncesi rutin toplantı” dese de, Babacan’ın Konut’a gittiğinin duyulmasından itibaren “istifa” söylentileri ve yorumları ortalığı kapladı ve bu toz duman içinde Başbakanlık kaynaklarının yaptığı açıklamanın bir etkisi kalmadı.

2,5 saat görüşmenin ardından, Babacan’ın bir istifa niyeti vardıysa da şimdilik bundan vazgeçmiş olduğu anlaşılıyor. Peki Babacan bundan sonra nasıl davranması bekleniyor? Bu sorunun olası yanıtları hakkında fikir yürütebilmek için bugünkü noktaya nasıl gelindiğini ana hatlarıyla hatırlamakta yarar var.

Uzunca bir süredir, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, bazı bakanlar, siyasiler, gazeteciler ve hattazaman zaman Başbakan Davutoğlu’nun da dahil olduğu bir grup, Merkez Bankası’na “faizi indir” baskısı yapıyor, başta başkan Erdem Başçı olmak üzere MB yetkililerini zaman zaman ağır şekilde itham ediyordu.

Başkan Erdem Başçı ise eline fırsat geçtikçe “Merkez Bankası’nın bağımsızlığı”nı da hatırlatarak, faizlerle enflasyon arasındaki ilişkiyi vurguluyor; faizi indir baskısına karşı zaman kazanmaya çalışıyordu. Ancak Ak Saray’ın etrafında oluşan bu “faizi indir lobisi” karşısında daha önce yaşanmamış bir durum, uzun zamandır görülmemiş bir ‘çatlak’ dikkat çekiyordu: Kabinede ekonomi yönetiminin en etkili iki ismi Devlet Bakanı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Başçı’nın yanında yer aldılar. Erdoğan’ın ve onu destekleyen bazı gazete/gazetecilerin, hatta kabinedeki arkadaşlarının son derece agresif tutumuna rağmen onlar da Merkez Bankası’nın bağımsızlığını vurgulayan ve MB yönetimine güvenoyu anlamı taşıyan açıklamalar yaptılar.

Ancak Erdoğan ve destekçilerinin son derece sert eleştirileri devam etti. Merkez Bankası ise 24 Şubat’ta toplanacak olağan Para Piyasaları Kurulu toplantısını işaret ederek kararın orada açıklanacağını duyurdu. Ve önceki gün, 24 Şubat Salı günü gösterge faizi 25 baz puan indirdiğini açıkladı. Çok daha yüksek faiz indirimleri bekleyen Erdoğan için bu son derece yetersiz bir orandı elbette.

Zaten Cumhurbaşkanı da Merkez’in faiz kararından bir gün sonra büyük bir öfkeyle bu karara yüklendi: "Bizim Merkez Bankası'nın bağımsızlığına bir sözümüz yok. Ayrı bir konu. Ama nereye kadar yok? Ülkenin ve milletin menfaatlerini koruduğu yere yok. Bize karşı bir bağımsızlık mücadelesi veriyorsun da başka yerlere karşı bağımlılığın mı var? Bunu söyle…"

Bu çok ağır sözler gündeme bomba gibi düştü elbette. Ancak Erdoğan’ın sözleri arasında dikkat çeken bir bölüm daha vardı. Şöyle diyordu Erdoğan: “Çok açık konuşuyorum. Böyle kalkıp ‘Merkez Bankası’nın başındaki kişi iyidir, hoştur vesaire’, ben iyiliğe hoşluğa yaptıklarıyla bakarım, kendi fiziğiyle bakmam. Ne yapıyorsun, netice ne? Ben buna bakarım, uygulamaya bakarım.”

Bu sözlerden, kendisine karşı direkt ya da dolaylı olarak Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’yı savunan kişileri hedef aldığı anlaşılıyor. Anlaşılan o ki ‘birileri’ Erdoğan’ın yıkıcı eleştirisi karşısında, “Merkez Bankası’nın başındaki kişi iyidir, hoştur” türü savunma ve açıklamalar yapmış. Bu sözler de bizzat o kişileri hedef alıyor olmalı.

O ‘birileri’nin kim olduğunu tahmin etmek zaten zor değildi; ama akşam saatlerinde olağanüstü uzunluktaki bir toplantıyla Başbakanlık konutuna giden Bakan, zaten konuşmanın ilgili bölümünü “üstlenir gibi” de davranmıştı.

Babacan, savunduğu Merkez Bankası Başkanı ve ekonomi politikalarının bir ‘darbe’ formülasyonu içinde anılması ve bizzat kendisini hedef alır gibi “Bana iyidir hoştur demeyin” iması karşısında soluğu Başbakanlık da almış ve uzun görüşmenin ardından, başlangıçta istifa niyeti vardıysa da şimdilik bundan vazgeçmiş görünüyor.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün AK Partililere seslenerek ‘iç güvenlik paketi’ni eleştirmesi ve ‘bazı değişikliklere ihtiyaç olduğunu’ söylemesinin üzerinden bir hafta bile geçmemişken, ekonomi yönetimiyle Saray arasındaki gerilim iyiden iyiye su yüzüne çıkıyor…

Babacan’ın istifa edeceği iddiaları çeşitli kaynaklarca yalanlandı. Ancak Ali Babacan, bunca yaygın söylentiye rağmen, “istifa edecekti, vazgeçti” iddiasına ilişkin bir açıklama yapmadı. Bu “söylentileri ciddiye almadı” anlamına gelebilir mi? Erdoğan’ın açıklamaları ve Babacan’ın istifa söylentilerinin ardından dün ve bugün dolarda görülen tırmanış bile bu seçeneği ortadan kaldırıyor olmalı. Ekonomi yönetiminin tepesindeki biri, piyasaları bu kadar sarsan ey eğer gerçekten ‘söylenti’den ibaret ise basit bir karşı açıklama ile bunun etkisini kırabilirdi.

O halde? Babacan’ın yalanlamadığı istifasını ‘rafa kaldırdığını’, Davutoğlu’nun telkinleri karşısında gelişmeleri izlemek üzere ‘şimdilik’ yeniden cebine koyduğunu söyleyebilir miyiz?

Radikal, 26.02.2015


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.