Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Hediye 'Munzur' muydu?

Hediye 'Munzur' muydu?
Başbakan Davutoğlu’nun “Tuncelilere bir hediyem olacak” diyerek çıktığı ziyaret tamamlandı. Dersim ismi ve cemevlerinin statüsü konusunda açıklamalar bekleniyordu, ama bunlar gelmedi. Al Jazeera, AKP Tunceli İl Başkanı Erkan Eroğlu ile ziyaretin sonuçlarını konuştu.

Hükümet Muharrem ayı başında Alevi Açılımı’nı tekrar gündeme getirdi. Muharrem ayı boyunca Davutoğlu’nun Alevi kentleri olarak anılan, Alevilerin yoğun olarak yaşadığı kentlere yapacağı ziyaretler de dolayısıyla daha anlam kazandı. İlk durak Hacıbektaş’ta Davutoğlu deyim yerindeyse açılımın ucunu araladı. Hacı Bektaş Veli Türbesi’ne giriş sırasında ücret alınmayacağını, din dersi kitaplarının içeriğinin tartışılabileceğini söyledi. İkinci durak Tunceli için beklenti biraz daha yükseldi. Davutoğlu burada bir adım daha ileri giderek cemevi ziyaret etti, Tunceli Üniversitesi’nin adının Munzur olarak değiştirileceğini açıkladı. Oysa AKP Tunceli İl Başkanı Erkan Eroğlu’nun basına yansıyan beklentisi daha fazlaydı.

Doğan Haber Ajansı’na (DHA) göre Eroğlu ziyaret öncesinde şöyle söylemişti:

“Dersim halkı, 23 Kasım’da Başbakanımızı dinlediği zaman tarihi bir ana tanıklık edecektir. (…) Özellikle cemevlerinin statüsü ile ilgili, Alevi açılımı ile ilgili ve Dersim'in ismiyle ilgili önemli açıklamaların yapılacağını bekliyoruz. Cemevleri konusunda kurumsal bir statü konusunda devletin resmi görüşünü açıklayacaktır diye bekliyoruz. Ben AK Parti İl Başkanı olarak cemevlerinin resmi bir statü kazanması gerektiğine inanıyorum. Bu bizlerin inanç meselesidir, bizlerin inanç yeridir ve kesinlikle statü verilmelidir. Sayın Başbakanımızın cemevinde ve Dersim ziyaretinde yapacağı açıklamalar 21’inci yüzyılın hediyesi olacaktır. İnsanlarımızın da sayın başbakanımızın açıklamalarını dört gözle beklediğini çok iyi biliyoruz”

Al Jazeera ziyaret sonrasında Eroğlu’na telefonla ulaştı ve Davutoğlu’nun mesajlarını konuştu.

Verilen mesajları nasıl değerlendirdi Tunceliler? Tatmin oldular mı?

“Tunceli Üniversitesi’nin adının Munzur olması, cemevine gelmesi, lokma yemesi, hayır duaları alması, Tunceli halkı için sonuçta cemevinin bir resmiyet kazanması anlamına da geliyor. Cumhurbaşkanımız da geldi (11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül). Bunlar bir nebze resmiyet anlamına geliyor. Devletin başındaki insanlar burayı ziyaret ettiklerine göre. Ama tabii beklentileri insanlarımızın biraz fazla vardı. O da zamanla aşılacak diye düşünüyorum. Bir anda aşılacak şeyler değil.”

Hayal kırıklığı oldu mu?  

“Yok olmadı. Mesela Seyit Rıza’nın mezar yeri ile ilgili bir beklenti vardı, ama Seyit Rıza’nın mezar yerinin hâlâ daha araştırıldığını söyledi Başbakanımız. Ben onu özellikle rica ettim. ‘Böyle bir beklenti var’ dedim. ‘Biz araştırıyoruz, çalışmalarımız devam ediyor’ dedi. “

Başbakan’ın ziyaretinde verdiği mesajları nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Tunceli’de verdiği mesajlar olumlu mesajlardı. Toplumsal uzlaşıydı, devletin halkıyla barışıydı bunlar güzel şeyler bunlar Tunceli’de de ilgi gördü. İlgiden de memnundu. Diyeceksiniz yeterli mi? Elbette hâlâ daha çok sorunumuz var. Bunlarla ilgili de inşallah zaman içerisinde daha çok olumlu mesajlar verirler. Sorunlar bir seferde olmadığı için bir seferde de çözümlenmez.”

“Alevi açılımı, cem evlerinin statüsü ile, Dersim adının iadesiyle ilgili çok önemli açıklamalar yapacak” ifadeniz var. Bunları önceden görüşmüştünüz herhalde. Bir beklenti vardı ama olmadı mı?

“Hayır. Ben sadece bunun bir beklenti olduğunu söyledim. Arkadaşlar onu farklı yazdı. Dedim ki Tunceli’nin beklentileri bunlar. Ama arkadaşlar onu öyle yazınca öyle bir görüntü oldu. Cemevlerinin sorunu da bu memleketin 500 – 600 yıllık sorunlar. Bir seferde çözülmesi gibi, hükümetin tek başına çözeceği bir sorun değil. Bunu sayın Başbakan da söylüyor. Kanaat önderlerini, çalıştayların hepsini okumuşlar…Orada Alevilerin de bir araya gelip çözüm noktasında öneride bulunması lazım. Biz ‘şöyle yapın’ dediğimiz zaman bir kısım alevi de karşı çıkıyor. Mesela resmi statü diyoruz, ‘yok’ diyor ‘olmaz’ diyor, ‘niye devlet bize maaş versin, biz istemiyoruz’. Kimisi de diyor ‘verilsin’. Bu çok zor bir durum. Anlatamıyorum bazen bunu. Alevilik şu anda o konuyu tartışıyor tabii. Bu tartışmalar biterse daha iyi bir noktada hemfikir olunacağına inanıyorum ve onun ertesinde de hükümetimiz olumlu adımlar atacaktır.”

Dersim adının verilmesi konusunda Sayın Başbakan size bir şey söyledi mi? Sizin onunla görüşmelerinizde böyle bir şey konuşuldu mu?

“Büyük ihtimalle bir engel olmadığını ben de biliyorum. Onun yasallaşması gerekli herhalde. 1935 Kanunu ile Tunceli’ye çevrilen isimlere tekrar yasal bir düzenleme ile önümüzdeki günlerde aynı ismini alır. Kendisi de burada Dersim diye andı, Dersim diye söyledi. “

“İl başkanları toplantısında konuşacağız, değerlendirme yapar. Herhangi bir değerlendirme şey edilmedi. Çalışmalar da devam ediyor. Bazı şeyler ha deyince de olmuyor. Yasal düzenlemeler gerektiriyor, devletin 90 yıllık bir geleneği var, cumhuriyetin. Bazı şeyler, vazgeçilebilecek mi…? Biraz  tartışıldıkça, zaman içinde aşılacak. Tartışma bile…bu ismin buraya kabullenmesi anlamına geliyor.”

Seyit Rıza’nın torunlarını siz mi davet ettiniz?

“Ben davet ettim. Özellikle gündemdeydi. Onlar da görüp buluşsunlar, birinci ağızdan sorunlarını ifade etsinler diye davet ettim. Sağ olsunlar davetimize katıldılar. O açıdan da iyi bir gelişme oldu.”

aljazeera.com.tr, 24.11.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.